Sessizlik

652 52 5
                                    

"Belki de uzak durmalısınız bir süre."

Ülküye döndüm. Gözündeki hüzün beni kahrediyordu.

"Ülkü-"

Bir şey diyecekken Leya koluma dokunup beni durdurdu.

"İtiraz etmeden bir düşün Tuana. Sen hepimiz için çok kıymetlisin. Çağanı bilmem ama bizim için başkasın bunu biliyorsun."

Ülkü gözünden akan bir damla yaşı sildi. Başımı oturduğum yerde dizleri çekip, üzerine koydum.

"Seni de kaybetmek istemiyorum Tuana."

Ailesi öldükten sonra hiç ayrılmamıştık. Zaten düşkündü bize. Ama daha farklıydı şu an. Ofladım.

"Beni de anlayın. Ben de ondan ayrı kalmak istemiyorum. Siz demez misiniz aşk, feda etmektir bence diye. Feda ediyorum işte,  gerekirse kendimi."

Leya derin bir soluk aldı.

"Tamam o zaman biz de ayrılmıyoruz senin yanından. Madem öyle bu süreçte dipdipe yaşarız."

Kafamı kaldırıp Leyaya baktım.

"Saçmalama Le-"

"Çok mantıklı bir karar, hep beraber bu evde kalırız."

Arkamdan gelen sese döndüm. Mete bahçenin kapısından buraya bakıyordu.

"Hemen gidip bir kaç eşya ayarlayalım."

Ülküye döndüm. Dehşetle.

"Tatil yapmıyoruz kızlar neyden bahsediyorsunuz siz Allah aşkına?"

"Tatil yapmıyor olabiliriz ama burada oturup bu kasvetli havaya devam etmeyeceğiz heralde."

Bu sefer konuşan da Yağızdı. O kapıda durmayıp yanımıza geldi. Elini uzatıp beni kaldırdı.

"Git ve sevgilinin yanında uyu biraz. Biz de kızlarla bir kaç eşya alıp dönelim."

Umutsuzca baktım hepsine. Ne desem dinlemeyeceklerdi biliyordum. O yüzden dönüp, yukarı çıktım.

Yatakta sağına dönmüş yatıyordu. Geçip yanına uzandım. Gözleri aralandı. Bir elini belime atarak beni kendine çekti. Konuşmuyordu. Sadece gözlerime bakıyordu ve bel boşluğumu okşuyordu bir parmağı.

Sessizlik beni huzursuz ettiğinde adını mırıldandım. Beni bırakma ihtimali göğüs kafesimi parçalıyordu. Birazdan burdan kalkıp gidecek diye içim içimi yiyordu.

"Nazım. Güzelim. Güzel kadınım. Nefesim."

Sıraladığı sözlere gözlerim doldu. Belimdeki eli yanağıma çıktı. Parmağının tersiyle yüzümü okşarken gözlerini kapadı.

"Dünüm, bugünüm, yarınım. Her anım."

Gözümden akacak yaşı gözümün pınarından sildi. Gözleri kapalı olmasına rağmen.

"Saçının teline bir zarar gelsin, çekip vuracağım kendimi."

Dudaklarına, dudaklarımı bastırdım. Öylece durdum, o anda kalalım istedim. Nefesi, nefesime karışırken dudaklarını hareket ettirip, öpmeye başladı. Karşılık verirken, bir ömür bizi diledim.

"Seni öyle çok, seni ölesiye çok."

Yangınlı Şiirler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin