Randevu

821 59 10
                                    

Yiğit, hastanedeki bir doktordu. O kardiyolojideydi. Efeye bakıp telefonu açtım.

"Efendim Yiğit Bey?"

"Tuana Merhaba, bir hastam var. Acilde yatış yapmışlar. Kalbi iyi durumda değil. Senden bir randevu isteyecektim bunun için."

"Tabi Yiğit Bey, yarın için miydi?"

"Yarın 9 gibi olsa çok iyi olur, ben de orada olurum."

"Tamam Yiğit Bey müsaitim, uygundur."

"Bari telefonda şu ney lafını aradan kaldır. Hastanede değiliz resmiyete gerek var mı?"

Şu an Efenin yüzünde oluşan mimiklerden telefondaki sesin dışarı vurduğundan emin oldum. Acilen bu konuşmayı sonlandırsam iyi olacaktı.

"Kapatmam gerek, Yiğit Bey. Pek müsait değilim. Ayrıca mesafe her zaman iyidir."

Aramayı sonlandırdığımda Efe bir küfür savurdu. Tamam kabul, adamın bana biraz ilgisi vardı ama hiçbir zaman çizgiyi aşacağı bir taviz vermemiştim. Ve tabi bunu Efeye söylemeyecektim.

"Resmiyete gerek var mıymışmış. Bey lafını kaldıracakmış. Ben kaldıracağım sana bir Bey. Göreceksin."

Sinirle söylenmesine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Yanına doğru yürüyüp önüne geçtim. Ellerimi boynuna sardığımda gözlerini kapattı. Bir elimi kolundan kaydırarak sıktığı yumruğu açtım. Gözlerini açıp gözlerime baktı.

"Cevabından gayet memnunum, bunun için sana kızmayacağım elbette. Ama yine de onu dövmemem için herhangi bir sebebim yok."

"Herkesi dövemezsin."

"Herkes mi? Herkes mi sana ilgili?"

Korkuyla karışık şaşkınlığıyla gözleri açıldı, ciddi misin dercesine yüzüne baktım.

"Hayır Efe-"

"Öyle güzel bir kadınsın ki, sana ilgi duyamayacak hiçbir adam yok. Bunun farkındayım. Ve herkesi dövmem gerekirse döverim."

Ellerini gömleğimin altından çıplak belime yerleştirdi. Vücuduma yayılan elektrik, tüylerimi ayaklandırdı. Parmakları bel oyuntumu okşarken, etkisi altına bu kadar kolay girmem beni zorluyordu.

"Güzelliğinin farkında değilsin. Kendini beğeniyorsun ama daha fazlasısın. Kalemle çizilmiş gibi."

Adını mırıldandım, güzel kelimeleri karşısında. Sarhoş ediyordu. Gözlerim kapandı. Bir eli yanağıma uzandı. Baş parmağı dudaklarımı gezdi. Bir öpücük bıraktı. Dudaklarım yukarı kıvrıldı. Tam kenarına bir öpücük daha bıraktı.

"Sen gülünce, güller açar gülpembe."

Elimin birini boynundan kalbinin üzerine indirdim. Hızlı atan kalbi, kalbimi harlıyordu. Gülümsedi, tam gamzesinin üzerine dudaklarımı bastırdım. Bir kaç kez öptüm.

"Milyon kere öpsem, doyamayacağım."

"Sen yine de milyon kere öp."

"Bıkmaz mısın?"

"Her an, biraz daha fazlasını isterim."

Yangınlı Şiirler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin