...Saat 10:45.
"Ses" isimli gruptan bir yeni mesajınız var.
"Ali: Arkadaşlar, siz neredesiniz? Sizi beklemekten canım çıktı resmen."
"Nazan: Ben şimdi çıktım evden. Birazdan ordayım."
"Asya: Ben de 5 dakikaya geliyorum."
"Kenan: Ali, ben okulun önündeyim. Seni göremiyorum. Neredesin?"
"Ali: Dur, tamam geliyorum."
Ali saklandığı çalılıkların arkasından çıkıp hemen Kenanın yanına geldi.
"Ya abi'ciğim, bu çalılıklar yüzünden de suıratım yırtık-yırtık oldu. Resmen karizmam çizildi."
"Senin karizman çizilse de, çizilmese de merak etme, Nazan seni terk etmez."
"Ya abi niye dalga geçiyorsun? Haksızmıyım yani?"
"Tabi canım, sen hep haklısın."
"Merhaba arkadaşlar, ne haber?"
"Aaa, hoş geldin Asya, iyilik, senden ne haber?"
"İşte ne olsun, bir çığlık sesini araştırıyorum."
Ali oltaya geldiğini görüp suratını salladı. Sonra Kenana baktı. Kenan gözüyle ona burdan uzaklaşmasını işaret etdi. Ali heen bir bahane bulup oradan ayrıldı:
"Şey, galiba ben evin anahtarını az önce çalılıkların arasında düşürdüm. Bir bakıp geliyorum."
Ali ordan ayrılır-ayrılmaz Kenan bir şeyler konuşmak için düşünmeye başladı.
Kenan sohbet ararken Asya konuşmaya başladı:
"Şu ses, sence neden yalnızca bizim kulağımıza geldi? Yani, başkaları duymuyor mu bu sesleri? Mesela, yıllardır burada çalışan onca öğretmen, bekçi var. Hiç biri mi buraya çıkmadı? Hiç biri mi bu sesleri duymadı?"
"Bence, nasıl desem, bence onlar da bu işin içinde. Yani o ses kimden çıktıysa, mutlaka bir nedeni vardır. Ve ne olursa olsun, kötü bir şey olduğu ap-açık ortada. Neyse, şimdi bunları düşünmek için daha çok erken. Bunları yukarıya çıktığımızda konuşuruz."
"Sahi, Nazan nerede? Birazdan oradayım yazdığından beri hiç ses yok. Başına bir şey mi geldi acaba?"
"Kötü düşünme, dur şimdi ararız."
"Asya: Nazan, nerede kaldın? Hadi çabuk ol."
"Asya: Ali sen de gel artık. Sonra gelir birlikte ararız anahtarlarını."
"Ali: Tamam, geliyorum."
Ali gelir-gelmez Asyanın yüzündeki tedirginliği sezdi. Ve aklına Nazan geldi. O da garip oldu.
"Asya, sen Nazanla konuştun mu?"
"Şey, biz de şimdi onu..."
"Ne oldu? Başına bir şey mi geldi? Çabuk konuş Asya!"
"Dur, tamam, sakin ol,bulacağız onu."
"Ben bir daha arayım Nazanı."
Kenan telefonunu açıp tam arayacaktı ki, Nazan çıka geldi.
"Ya Nazan, sen neredesin iki saatdir? Sana bir şey oldu diye ödümüz koptu."
Asyanın bu kadar tepki vermesi üzerine Nazan kendini bir suç işlemiş gibi hiss etdi.
"Ne oluyor ya? Tamam işte, geldim. Yolda küçük bir kedi gördüm, dayanamadım, gittim ona mama aldım."
Asya derin bir nefes aırken, Ali Nazanı tutduğu gibi kendine çekip sarıldı:
"Bir an sana bir şey olacak diye o kadar korktum ki. Neredeyse aklımı kaybedecektim."
"Niye bu kadar büyüttünüz anlamadım. Alt tarafı 5-10 dakika geciktim."
"Neyse, hadi girelim içeriye. Çok vakit kaybettik."
Kenan kapıyı açarken çıkan gıcırtı sesi ortama ürkütücü bir katgı sağladı. Kapıyı açıp içeri girdiler. Koridorun pencerelerinden yansıyan ay ışığı korku filmlerini anımsatıyordu.
"Abi'cim biz nasıl bir ortama düştük böyle?! Resmen kendimi korku filmlerindeki gibi hiss etdim."
"Okulun geceleri bu kadar korkunç bir yer olduğunu bilmiyordum"
Asyanın sözüyle birlikte Kenan kendini Asyaya daha yakın tutmaya çalıştı. Çünki ona bir şey olursa, kendini asla affetmeyecekti.
"Korkma, ben burdayım."
"Teşekkürler Kenan"
Asya Kenanın ona bu kadar ilgi göstermesini anlayamıyordu. Nedenini merak ediyormusunuz? Söyleyeyim o zaman.
Hani size demiştim ya,Asya büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. İşte onu size anlatmanın vakti geldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
ActionOnun karşıma çıkmasıyla birlikte hayatım değişti. Karanlık dünyam aydınlandı. Ama sadece bu olmadı. Bir intikam oyununun içine düştük. Belki de lanet, belki de intikam, belki de oyun. Ama en korkuncu bizim bu olaydan nasıl çıkışımız. Her kes bu oyun...