"Kenanın anlatımında"
"Ya abiciğim, sen niye dün gelmedim? Yahu ne kadar aradık seni, niye ulaşılamıyor sana?""Çocuklar, gerçekten araba arıza yaptı o yüzden gelemedim."
"Neyse, hadi binelim de gidelim artık burdan tiksinmeye başladım."
Esra da başladığına göre artık gerçekten gitmeliydik. Çünkü Esra başladıysa, durmayacaktı. Bunu hepimiz biliyorduk.
Neyse, gelelim sadede. Ben nihayet Asyaya açıldım bunu biliyorsunuz. Tamam, kabul ediyorum, biraz garip bir şekilde oldu. Ama bir şekilde olmalıydı. Ne yapalım, bize de böyle kısmetmiş. Acaba ne diyecek? Ya hayır dese, ne yaparım ben? Nasıl yaşarım ben? Aynı şeye nasıl katlanırım?
Kenan, oğlum amma korkak çıktın ha. Neyin havası bu? Bir kız için değermi bu kadar şamata?
Değer be oğlum. Bir kız için değer. Hem de o kız sevdiğin kızsa. Her neyse, biz otobüse binelim. Sonra bakarız gelişmelere....Her kes evlerine dağılmıştı. Ben de yatağımda yatıyorum. Aklım hala Asyada. Ama niye böyle oldum ki ben. Onu bu kadar niye seviyorum? Niye o? Niye başkası değilde o?
Asya çok güzel. Onun kalbi, aklı, içi, kendisi çok güzel. Hayatı da benim gibi. Asya beni tamamlıyor. Bizi tamamlıyor. Bu kadar basit. Gerisi zaten su gibi akıp gelecek. Hele o bana güvensin, beni sevsin, bak ben onu nasıl mutlu ediyorum. Bak şuraya yazıyorum, Asya bir gün gülecek. Benimle ya da bensiz. Farketmez. O gülsün de. Bu bana yeter...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
AksiOnun karşıma çıkmasıyla birlikte hayatım değişti. Karanlık dünyam aydınlandı. Ama sadece bu olmadı. Bir intikam oyununun içine düştük. Belki de lanet, belki de intikam, belki de oyun. Ama en korkuncu bizim bu olaydan nasıl çıkışımız. Her kes bu oyun...