Saat sabahın yedisi. Ve ben erkenden kalktım, elimi-yüzümü yıkadım, sıkıcı bir hafta sonu geçirmeye hazırlanıyorum. Ah, tabi ya, nasıl da unuttum! Bu gün çocuklarla buluşmamız vardı!
Ama bu hiç adil değil! Saat 11 de yola çıkacağız, ben hiç hazır değilim. Ha bir de, otobüs tutmuşlar, onunla güdeceğiz. Orası da neresi öyle? Ben burayı bilmiyorum. Bir çeşit piknik yeri gibi bir yer. Olamaz ya! Ama ben sevmem ki böyle yerleri. Neyse, bir kere yapmışlar planı. Gitmemek ayıp olur. Burayı kim seçmiş ya? Tabi ya! Kim olacak? Lamya! Zaten bu fikrin Lamyaya ait olacağı daha en başından belliydi. Peki kızım sakin ol, hazırlanacaksın, bir iki atıştırmalık da alıp gideceksin oraya.
Ama ben en son pikniye ne zaman gitmiştim ki? Hatırlamıyorum. Galiba ilk okuldaydı. Ben şimdi ne alacağım? En iyisi Buseye sorayım. O bilir böyle işleri.
"Anne, ben çıkıyorum."
"Nereye kızım?"
"Buseye gideceğim. Ona bazı sorular soracağım."
"Ne sorularmış onlar? Gel bana sor."
"Ya anne biz bu gün arkadaşlarla pikniye gideceğiz de. Onunla alakalı bir kaç şey. Hem Buseyi de davet etmek istiyorum. Ne zamandır birlikte bir yerlere gitmedik."
"Vay başıma gelenler! Kızım sen ne zamandan böyle arkadaşlarınla gezmeye gitdin ki? "
"Anneciğim, eğer istemiyorsan evde otura bilirim. Sen nasıl istersen öyle olur."
"Yok kızım, ben öyle demek istemedim. Hem tabikide gideceksin, gezeceksin. Eee, peki hangi arkadaşlarınmış bunlar? Ben tanıyormuyum?"
"Ama anne sen beni bu kadar soruyla boğarsan, ben nasıl giderim? Hadi anneciğim, sen işlerine bak ben birazdan gelirim."
"Peki bakalım, öyle olsun."
Ayakkabılarımı giyinip dışarı çıkrım. Gelen bildirimle birlikte duraksayıp telefonumu cebimden çıkarıp ekranına baktım. Grubumuzdan gelmişti. Grubumuzdan...
Ne kadar da güzel bir hissmiş bu. Benim arkadaşlarım... Benim grubum...
Şöyle bir düşündüm de acaba Buse ve Kemali de mi gruba dahil etsek? Yani, onlar da bizimle iyi bir takım olabilirler. Bunu çocuklara da söylemeliyim.
' "Asya: Arkadaşlar, sizden bir ricada bulunacaktım." '
Bunu yazar-yazmaz hemen cevap geldi:
' "Kenan: Buyur Asya, ne ricası?"
"Asya: ben iki arkadaşımı da bu küçük gruba eklemek istiyordum da. Acaba sizin çin bir sakıncası olurmu?"
"Kenan: Yok benim için bir sakıncası olmaz. Diğerleri de bence hiç bir şey yapmaz."
"Lamya: bana uyar arkadaşlar."
"Cemal: Ola bilir aslında. Küçük ailemiz büyür birazcık." '
Ailemiz... Ay ne güzel sesleniyor. Bana kendimi iyi hissetdiriyor.
"Nazan: Benim için de sorun yok."
"Ali: Nazan için sorun yoksa, bende tamamım."
"Rıfat: Esra da okeyse, bende varım."
"Esra: Tamam o zaman, Asya kim bu arkadaşlar?."
"Asya: Buse ve Kemal."
"Esra: Şu Buse bana bir yerden tanıdık geldi ama çıkaramadım."
"Asya: Evet Esracığım, Şu Buse Seninle aynı yeteneğe sahip olan Buse."
"Esra: O zaman ne bekliyorsun, Hadi çabuk arkadaşımı ekle buraya."
"Rıfat: Arkadaşım?"
"Esra: Rıfat ben sonra sana anlatırım." '
Burası baya-baya "Can Dostlar" filmine benziyor gittikce. Büyüdükce büyüyoruz. Harbiden, ben ne ara bu kadar kişiyle arkadaş oldum ya? İnanın bana hepsi benim en kötü günlerimde yanımda olan insanlar. Kenandan başka...
"Buse! Buse! Evdemisin?"
"Evdeyim, noldu sabahın köründe ya?"
"Seni ve Kemali bizim grupa ekledim gitti."
"Ne grupu?"
"İşte şu 'Ses' grupu ya."
"Ha tamam eklersin. Ama ben şimdi uyumak istiyorum."
"Ne uyuması? Bugün pikniye gideceğiz. Hadi kalk hazırlan. Daha atıştırmalık almaya gideceğiz."
" Of Asya, of!"
"Hadi tamam oflama. Hazırlan bekliyorum seni."
"Peki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
ActionOnun karşıma çıkmasıyla birlikte hayatım değişti. Karanlık dünyam aydınlandı. Ama sadece bu olmadı. Bir intikam oyununun içine düştük. Belki de lanet, belki de intikam, belki de oyun. Ama en korkuncu bizim bu olaydan nasıl çıkışımız. Her kes bu oyun...