Otobüs yola koyuldu. Asya ve Kenan yan yana oturuyorlardı. Her kes bir biriyle konuşuyor, gülüyorlardı. Ancak Asya ve Kenandan ses yok. İkisi de pencereden dışarı bakıyordu. Kenanın içinden aslında şimdi açılıp her şeyi bitirmek geliyordu. Ancak yapamazdı. bunu başaramazdı. Birisini sevmekden çok korkuyordu, ve birisini sevmişti. Ama yine aynı şeyleri yaşamaya korkuyordu. Kenan hayatdan, onun getireceği fesatlıklardan korkuyordu. Bunu kendine, Asyaya yaşatamazdı.
Sevmek...
Nedir sevmek, bilirmisiniz?
Hayatımızın büyük bir kısmını kaplayan nedir?
Sevmek insanoğlunun kalbine söz geçirememesi demekdir. Sevmek güzel bir hisstir. Ancak o güzel olan hiss, bizi 1 saniyede yokedebilir. Sevmek bazı insanların bildiği gibi basit bir şey değil. Birinden Karşılık beklemek, ondan onu sevmesini istemek değildir sevmek. Sevmek karşılıksız bile yaşamayı göze almak demekdir.'Ben onu seviyorum! Ben ona aşığım!' gibi cümleleri kurmak kolay. Ancak onları layıkınca yapmak zordur. Hem de çok zor.
Sevdiğin adam senisevmese bile senin ondan vazgeçememendir sevgi. Sevmek için doğru kararı vermek size değil, kalbinize kalmıştır. Bu, kalbinizin seçimidir. Eğer aklınızla severseniz, bu, sevgi olmaz. Bu, size hiç bir şey vermez. Ancak kalbiniz bu seçimi in iyi şekilde yapacaktır. Kalbinizin sesini dinleyin. Unutmayın ki, gerçek 'siz', oradasınız.
Piknik yerine daha yarım saat vardı. Asya ve Kenansa hala konuşmamakta ısrarcıydı. Aslında her ikisi de bir şeyler konuşmak istiyordu. Ama hiç biri cesaret edemiyordu. Sonunda Lamya araya girince gizleri nihayet buluştu:
"Aaa Asya, bakın ikinizin oturduğu koltukta bir arı var! Hem de eşek arısı!"
Tabiki de bu bir yalandı. Nazan ve Ali olanları diğerlerine anlatmışlardı. Evet, artık Buse ve Kemal de emindiler düşüncelerinden. Kenanın Asyayı sevdiğini hepsi biliyordu.
Asya telaş yapıp heyecanlanınca birden Kenan onun kollarından tutup gözlerine baktı.
"Asya, bak arı falan yok, tamam mı? Arı gitti. Ben buradayım. Sakin ol."
Kenan Asyanın kollarından hala tutarken bir birlerinin gözlerine bakıyorlardı. Otobüs pikniye gelmişti, ama hiç biri Otobüsden inmediler. İkisi de bir birlerine bir şeyler söylemek istoyorlardı. Ama cesaretleri yokru. İkiside bir kere yanmışlardı. Ama ikinci kez yanmayı göze alamıyorlardı.
"Asyanın anlatımında"
Keşke senin gözlerine sonsuza kadar baka bilsem Kenan.İnan bana bunu çok ama çok isterdim. Ama yapamam. O riski bir daha göze alamam. O korkuyu yine yaşayamam. Yine ağlayamam. Ya sen de onun gibi olursan? Nolur, bana bunu yapma. Beni kendine bağlama. eğer bağlanırsan kopamam senden. Nolur bunu bana yapma.
"Kenanın anlatımında"
Asya nolur güvensen bana, Bir kerecik bana şams versen. Hı? Sana söz veriyorum, ben de o çocuk gibi olmayacağım. Ben de seni ağlatmayacağım. Sana yemin ederim ki seni güldürmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Nolur, beni o güzel gözlerinden mahrum bırakma. Beni o güzel gülüşünden alı koyma. Beni kendinden koparmaya öalışma. Ben senden kopamam ki? Ben yine aynı acıyı yaşayamam ki? Ben seni her şeyi göze alarak sevdim Asya. Bana bir şans versen, tüm dünyayı karşımıza alıp ikimiz bir olsak, olmaz mı?
"Yazarın anlatımında"
İkiside o kadar bir birlerine bağlıydı ki, kopamıyorlardı bir birlerinden. O gün Asya Kenanın gözlerinde, Doruku görmedi. O gün Asya Kenanın gözlerinde Kenanı gördü. Asya o gün Doruku düşünmeden nefes aldı. Ve bu nefes diğerlerinden farklı olarak, Asyayı ferahlatdı. Asya o gün Kenanın yanında ilk defa nefes aldı. Ve o kadar şaşırmıştı ki, kendisi bile inanamıyordu buna.
O gün Asya yeniden doğmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
ActionOnun karşıma çıkmasıyla birlikte hayatım değişti. Karanlık dünyam aydınlandı. Ama sadece bu olmadı. Bir intikam oyununun içine düştük. Belki de lanet, belki de intikam, belki de oyun. Ama en korkuncu bizim bu olaydan nasıl çıkışımız. Her kes bu oyun...