Then
"Ben iyiyim," dedi Castiel, o gece ilk defa olmuyordu.
Naomi hala endişeli görünüyordu. "Gabriel ile kavga etmedin, değil mi? Her şey yolunda mı?"
Castiel güldü- gerçekten güldü. Annesinin yüzündeki şaşkınlık çok şey anlatıyordu. "Evet, anne. Biz harikayız. Her şey yolunda."
Now
Dean ertesi gün arabasını Castiel'in evine sürdü Tıpkı Castiel'in Gabriel'e söylediği gibi, Jaws ve Kefaretin Bedeli'ni izlemeyi planlıyorlardı. Dean garaj yoluna park ettikten kısa bir süre sonra planları oldukça ani bir şekilde değişti.
"Cassy!" Anna çağırdı. "Burada bir arkadaşın var!"
Castilel paniğe kapıldı çünkü hala yataktaydı ve henüz yemek yememişti. Şaşkınlıkla ciyakladı ve temiz bir gömlek ve bir kot pantolon bulmaya çalışırken kız kardeşine çılgınca bir şeyler bağırdı. İki kez geri adım attı- birinci sefer üzerindeki gömleğin lekeli olduğunu fark ettiğindeydi ve ikincisi ise havanın ne kadar soğuk olduğunu fark edip bir palto almak istediğindeydi. Sonunda, ince kırmızı bir kapüşonlu giydi ve koridora koştu, merdivenlerden aşağıya ön kapıya doğru koştu- orada kimseyi bulamadı.
"Anna?" diye sordu Castiel, "Nerede-?"
"Buraya, Castiel."
Castiel durdu, merdivenlerden yukarı baktı ve anında endişelendi. Merdivenleri tekrar çıkarken en kötüsüne hazırlandı ve Dean'i kanepede otururken buldu, yanında çok meraklı ve şaşkın bakışlı Anna oturuyordu.
"Yani, bu senin araban mı?" diye sordu Anna, Dean'e parlak bir şekilde gülümseyerek.
"Ah, evet," dedi Dean. "Babamındı, ama sonra kötü bir azaba kazası geçirdi. Onu sıfırdan kendim yeniden tamir ettim."
"Bu çok havalı," dedi Anna. "Cassy ile arkadaş olamayacak kadar havalısın."
Castiel, Anna'nın Dean'e olan saplantısından ve Castiel'in aslında 'yeterince havalı' olmadığı konusundaki ısrarından büyük bir rahatsızlık duydu.
"Onu rahat bırak Anna."
"Sadece nazik davranıyorum!" diye tersledi, ona doğru ters ters baktı.
Baş belası oluyorsun," dedi ona anlamlı bir şekilde.
Anna'nın çenesi düştü. "Neden birdenbire bu kadar huysuzlaştın?" diye sordu. "Az önce uyandın!"
"Evet- pekala- Dean'i rahat bırak!"
"Of, iyi. Onu tamamen kendine al." Anna Dean'e hızlı bir veda etti ve ardından, o gelmeden önce kahvaltısını yaptığı yemek odasına geri döndü.
Anna mısır gevreğine geri dönerken Dean, Castiel'in durumuna keyifle baktı. "Daha yeni uyandın, ha?" Castiel'in başını sallaması üzerine Dean sırıttı. "Evet, sanırım biraz anlayabilirdim. Senin... saçların darmadağınık."
Castiel çaresizce saçlarını düzeltmeye ve daha az dikenli hale getirmeye çalışırken kızardığını hissediyordu. "Hazır olmamam senin suçun, biliyorsun. Sana saat 8'de demiştim!"
"Saat zaten 8!"
"Saat yedi buçuk," dedi Castiel. "Saat sekizde gelip beni almak için evden çıkman gerekiyor, saat sekizden önce burada olmamalısın! Bu hiç mantıklı değil!"
"Mantıksız olan tek şey sensin."
"Beni suçlayabilir misin? Daha kahve bile içmedim!" Castiel kanlı gözlerini ovuşturdu ve mutfağa yöneldi, Dean bileğini yakalayınca irkildi.
"Vay, nereye gidiyorsun?" dedi Dean. "Artık gidiyoruz, değil mi?"
"Dean," dedi Castiel, "Kahve."
"Ah. Çoktan bir şeyler yaptın mı?"
"Şimdi yapacağım. Sadece-bekle, ikimiz için de yapacağım."
Dean sabırsızca sızlandı. "Gerçekten yapmak zorunda mısın, Cas?"
"Dean," dedi Castiel bir kez daha. "Kahve."
"Tanrım, yorgunken tam bir veletsin," diye mırıldandı Dean. "Tamam, sana ne diyeceğim? Evime giderken yolda kahve alabiliriz."
"Ama- buna para," dedi Castiel. "Param yok."
"Tamam, kahvenin parasını ben öderim."
"Dean, hayır. Bana kahve ısmarlamayacaksın. Sadece biraz yapmama izin ver, sadece-"
"Cas!"
"Gerçekten bu kadar sabırsız mısın?" diye sordu Castiel. "Birkaç dakika bekleyemez misin? Hemen gitmemiz gerekiyor, değil mi?"
"Tamam, vazgeçiyorum."
"Güzel," dedi Castiel tekrar mutfağa yönelirken-
Dean bir kez daha Castiel'in kolundan tuttu, merdivenlerden aşağıya koşarken onu çekiştirdi ve kıkırdadı, bu arada Castiel'in ona durması için bağırmalarını görmezden geldi.
Araba garaj yolundan çıkarken Castiel kaşlarını çattı. "Senden nefret ediyorum," dedi Dean'e.
"Ah, öyle söyleme," dedi Dean aptalca bir sırıtışla başını öne eğerek. "Söyle, Starbucks'a girmek ister misin ya da- bilirsin, bana sadece nereye gedeceğini söyle, ben de arabayla gideyim."
"Ah. En yakın neresi olursa olsun, sade kahve servis ettikleri sürece sorun yok."
"Kahveyi sade mi içersin?"
"Evet," dedi Castiel. "Ve tadı çok güzel."
"Ruhun yoksa, belki."
"Beni evimden sürükleyip bir arabanın ön koltuğuna ittiğine inanamıyorum!" dedi Castiel inatla. "Şimdi de kahvem hakkında yargılayıcı davranıyorsun."
Dean aninden nefesi tuttu. "Cas bu 'bir araba' değil. Bu bebeğim."
"Ne."
*07.08.2023*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile With Your Teeth / Destiel
Fanfiction*Tamamlandı *Çeviridir *** Castiel çuvallamıştı. Lise hayatının sonunun ve Hristiyan bir ailede büyümüş olan gizli gey olan küçük çocuk olmanın getirdiği baskılarla mücadele etmek zorunda olmasının yanı sıra, Meg Masters'a hayatının en büyük sırr...