Bölüm 30

25 6 0
                                    

Then 

Garsonunu oğluna olan düşkünlüğü Naomi'yi oldukça şaşırtmışa benziyordu. "Um. Evet, öyleyiz," dedi. Castiel'e endişeyle bakarak. "Um. Sormamın bir sakıncası yoksa oğlumu nereden tanıyorsunuz?"

"Ah, o mu?" dedi Pam kıkırdayarak. "Castiel buranın sahip olduğu en düzenli müşterilerden biri! O ve Dean bana her zaman çok iyi davranıyorlar."

"Ah," dedi Naomi, Castiel'e bir kez daha bakarak. "Sen- buraya sık gelir misin... Dean Winchester ile?

Now

Pam samimi bir sevgiyle, "Çok komikler ve tam birer sevgililer," dedi. "Dürüst olmak gerekirse, gerçekten çok iyi bir çocuk yetirtirmişsiniz. Ayrıca çok iyi bir zevki var; Dean Winchester sadece güzel görünüşü olan bir çocuk değil, aynı zamanda harika bir kişiliği var."

"Anne," dedi Hannah, Naomi'nin kolundan çekiştirerek ve masanın üzerine çökmüş olan şaşkın sessizliği tamamen bozarak. "İşemem gerek."

"Aman tanrım," dedi Pam, Castiel'e ve parlak kırmızı yüzüne doğru sırıtarak. "Seni utandırdıysam özrü dilerim, tatlım. Bu konuda susacağım. İçmek istediğiniz herhangi bir içecek var mı? Veya hazırsanız siparişinizi alabilirim- ama tabii ki acele etmeyin."

Castiel'in akıl sağlığını da yanına alarak emirleriyle uzaklaştı. Masa, annesiyle en çaresiz mesajları iletmeye çalışan Hannah dışında herkes için sessizdi. 

"Pekala," dedi Naomi, sessizliği bozarak ve tuhaf bir kahkaha atarak, "Senden kesinlikle hoşlanıyor, değil mi Castiel?"

Castiel hızla başını salladı, önündeki su bardağının dışındaki buğuyla oynadı ve korktuğunu belli etmemeye çalıştı. "Evet," dedi, "O çok iyidir. Buradaki personelin hepsi çok iyidir." 

"Demek buraya sık geliyorsun?" diye sordu Rachel merakla. "Arkadaşınla birlikte?"

Castiel nasıl bir tepki vereceğini bilemedi -sesinin tonu eleştirisel değilse bile hiçbir şey de değildi, onu tamamen yere seriyordu. Soruyu bu kadar suçlayıcı bir şekilde sormuşken ona nasıl cevap vermeliydi ki?

Naomi, oğluyla eltisi arasında dikkatle, "Castiel, arkadaşı Dean'le vakit geçirmekten hoşlanıyor," diye onayladı. "Onlar iyi arkadaşlar. Hep birlikte film izliyorlar ve dışarı çıkıyorlar. Çok tatlılar, gerçekten."

"Oğlunun zamanını böyle geçirmesine izin mi veriyorsun?" diye sordu Rachel, kafası karışmıştı. Naomi dudaklarını büzdü. Hannah sözünü kesmeye devam ederken, doğrudan -irkilen- Castiel'e baktı ve gülümsedi. "Bal Arım, kız kardeşini tuvalete götürür müsün?"

"Ben- mi?" Castiel dehşet içinde annesiyle teyzesine baktı. "Ben- ben- um-"

"Şimdi, Castiel." 

"D-doğru." Kendini koltuğundan iterek Hannah'ya işaret edip elini uzattı. "Hadi, Hannah. Hadi gidelim."

Naomi, "Anna'yı da yanına al."

Anna, "Tuvalete gitmeme gerek yok," dedi, belli belirsiz sinirli görünüyordu- ancak anne ve babasının ona ters ters baktığını görünce sandalyesinden atladı. 

Üç kardeş birlikte lokantanın tuvaletlerinin bulunduğu tarafına doğru yürüdüler. Hannah kadınlar tuvaletine giderken Castiel ve Anna da dışarıdaki dikiliyorlardı. 

"Garson seni tanıdığı için neden kızıyorlar?" diye sordu Anna, Castiel'e şüpheyle bakarak. 

Castiel rahatsızca kıpırdandı, gözleri odanın karşısındaki guruba takılı kaldı. Ebeveynlerinin hüsrana uğradığı ve Bartholomew ile Rachel'in -bir şey hakkında tartıştıklarını görebiliyordu. Öğrenmek isteyip istemediğinden emin değildi. "Um. Bir şey yok. Mühim değil."

Anna, "Bir şey yokmuş gibi görünmüyor," diye karşılık verdi. "Dean'den bahsedene kadar her şey yolunda gibiydi. Bu kadar kötü ne yaptı?"

"O- o hiçbir şey yapmadı Anna," diye homurdandı Castiel. "Gerçekten."

"Peki o zaman sen ne yaptın?"

"Hiçbir şey!"

"Öyleyse neden hepsi üzgün?" diye sordu. "Bu hiç mantıklı değil! Neden bana söylemiyorsun-?"

"Sana hiçbir şey yapmadığımı söylüyorum," dedi Castiel, "Ama yine de kızgınlar. Bu kadar. Şimdi konuyu açmayı bırak, tamam mı? Bunun hakkında konuşmak istemiyorum!"

"Ne hakkında konuşuyorlar?" Hannah, büyük kardeşlerinin omuzlarının üzerinden bakarken alçak bir sesle konuştu. "Bacaklarım yoruldu, Cassy."

"Üzgünüm," dedi, hiç de üzgün değildi. Masaya bir kez daha baktı. Büyükler hararetli bir tartışmanın ortasındaymış gibi görünüyorlardı. "H-hey, um- siz çocuklar ne hakkında konuşmak istiyorsunuz?"

"Uuum. Masaya geri dönmeyecek miyiz?" 

"H-hayır," dedi Castiel aceleyle, "Henüz değil."

Hannah abisinin sözünü kanun kabul ederek omuz silkti. "Tamam," dedi, Castiel'in eline uzanıp sıktı. Anna ikisine de şok içinde bakarken, onunla birlikte duvara yaslandı. 

"Siz ikinizin nesi var?" diye sordu. "Annemin birdenbire neden bu kadar sinirlendiğini merak etmiyor musunuz? Babam bile rahatsız görünüyordu!"

Hannah omuz silkti. Sonra gözleri parlayarak sıçradı. "Ah!" dedi Castiel'e bakarak. "Cassy, sence öğle yemeğinden sonra alışveriş merkezine gidebilir miyiz?"

Castiel gönülsüzce, "Genellikle Rachel ve Batholomew'le vakit geçirdiğimiz zaman bunu yaparız," diye onayladı. Annesi ve yengesi, onun ve Zachariah'ın hoşnutsuzluğuna rağmen, indirimli alışverişe özelikle düşkün hale gelmişlerdi. "Peki ya?"

"Kurabiye kalıbı alabilir miyiz?" Hannah sordu. 

"Evimizde zaten bir tane var." dedi Castiel. "Neden onları istiyorsun ki zaten?"

"Kurabiye yapmak için," dedi. "Hah!"

"Tamam. Ama neden kurabiye yapıyorsun? Annem ve babam bilmeden bunu yapmana izin yok," dedi ona. 

"Annem, kilisedeki bir sonraki kek satışı için ona yardım etmeme izin vereceğini söyledi!" dedi Hannah heyecanla. "Güzel kurabiyeler yapmak istiyorum."

Anna yüksek bir sesle inledi. "İşte bu."

"Anna- bekle- hayır, Anna-!"

Küçük kız kardeşi, Castiel'i Hannah ile bırakarak masaya doğru ilerledi. Castiel onun masaya yaklaşmasını izledi ve -nerdeyse o gittikten hemen sonra, tartışma durmuş gibiydi. Yine de yakından izlediğinde, babasının ve amcasının öfkeden kıvrandığını görebiliyordu; annesi her an bağırmaya başlayacakmış gibi görünüyordu ve yengesi rahatsız olmaktan çok kafası karışmış gibi görünüyordu. 

"Cassie?" dedi Hannah, ona merakla bakarak. "Senin sorunun ne?"

"Ben-?" düşünürcesine kız kardeşine bir bakış attı. Sonra, büyük ihtimalle az önce kendisi hakkında konuşmuş olan öfkeli yetişkinlerin olduğu masaya baktı ve kendisini güçlendirdi. "Benimle- benimle ilgili kesinlikle yanlış olan bir şey yok. Hadi masaya geri dönelim. Tamam mı?" 

*18.08.2023*

Smile With Your Teeth / DestielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin