Then
"Neden kalamayız?" diye sordu Jo, Ellen'ın duygularına bir yaramazlık havası katarak. "Evet- saklayacak ne var? Neden seninle takılıp bu filmi izleyemiyoruz?"
Dean yorgun bir şekilde, "Ne izleyeceğimizi bile bilmiyoruz," dedi.
"Evet, sanki bu geceleri planlamıyormuşsun gibi."
Now
Sam, Castiel için tarçın kaplı bir sıcak çikolata ve kendisi için bir bitki çayıyla döndükten sonra odanın ortasındaki pufta oturup sessizce çayını höpürdetiyordu. "Hepimiz birlikte film mi izliyoruz?" diye merakla sordu. "Hepimiz bu yüzden mi buradayız?"
"Hayır," dedi Dean, "Hepiniz defolup gideceksiniz-"
"Dean Winchester!" diye bağırdı Ellen. "Bu şekilde konuştuğunu duymak istemiyorum, özellikle de bir misafir varken! Tanrım seni kurtlar mı büyüttü? Hayır, büyütmedi, o yüzden sessiz ol ve kahrolası bir beyefendi gibi davran. Beyefendiler denizciler gibi küfretmezler!"
Dean yüksek sesle inledi ve dehşet içinde Castiel'e döndü. "Tanrım, Cas- çok üzgünüm."
"Bu... sorun değil," dedi Castiel sessizce gülerek. "Belki de hepimizin zevkine uygun bir film bulabiliriz."
"Kesinlikle evet!" diye bağırdı Jo. "İşte ruh bu, Cas!"
The Rocky Horror Picture Show adlı bir filmde karar kıldılar. Castiel'in kafası çoğu zaman fazlasıyla karışmıştı ve Dean, sadece ikisi izleyemediği için sinirlenmişti. Ancak Jo, bunu büyük bir gurupla izlenebilecek türden bir film olduğu konusunda ısrar etti; sadece daha eğlenceli bir hale getirdi. Sam buna katılıyor gibi görünüyordu ve filmin beş dakikasından daha kıza bir süre içinde o, Jo ve Dean tüm film albümünün düşük kaliteli yorumlarını yapıyorlardı.
Filmin sonuna doğru Ellen işe gitmek için izin istedi. Film bittiğinde, başka bir film bulmak için Sam, Jo, Dean ve Castiel'i bırakarak gitmişti. Bir kez daha, film seçimi konusunda çok uzun bir süre tartıştılar ve kendilerini Titanik'i izlerken buldular.
"Titanik'i nasıl izlemedin?" diye sordu Jo. "Bu- gibi- Titanik."
Castiel, "Asla gerçek bir film izleyicisi olmadım," diye açıkladı. Artık titremediği için mutluydu ve ikinci bir fincan tarçınlı sıcak çikolata onu iliklerine kadar ısıtmıştı. Dean'in tatlı bir şekilde tanıdık kokan kıyafetlerini giymiş, Dean'le birlikte bir battaniyenin altında sıcacıktı.
"Çocukken ne yapıyordun?" diye sordu Jo, "Sadece- fotosentez mi?"
"Aslında," diye onayladı Castiel, Dean'in yeni bir fincan sıcak çikolatasının (çırpılmış krema ve çikolata parçalarıyla birlikte) yutmasına neden oldu.
Filmin sonlarına doğru, gemi buzdağına henüz çarptığında Castiel, Dean'in ona dirsek atmasıyla irkildi. "Dostum," dedi, "Uyumak yok."
"Pardon- pardon." Castiel gözlerini ovuşturarak kolunu kaldırdı. "Son zamanlarda pek uyuyamıyorum, o zamandan beri..."
"Ah. Doğru."
"Evet," dedi Castiel. "Öyleyse- yorgunsam kurusa bakmayın." Dean'in homurdandığını hissettiğinde sessizce gülerek onu dürttü. "Komik olan ne?"
Dean sırıtarak, "Hiçbir şey, sadece- adamım- çok tatlısın," dedi . "Korku filmi yüzünden uyuyamıyorsun."
"Ben- birçok insan korku filmlerinden korkar!" diye ciyakladı Castiel. "Ben- ben değilim-!"
"Sevimli," dedi Dean ve kelime sanki -orada, açıkça oturmak gibiydi. Bunu o söylemişti ve Castiel kafasını toparlamakta zorlanıyordu. Buna nasıl cevap vermeliydi ki?
Jo, "İkiniz de konuşmayı kesin," dedi ve çifte bir avuç patlamış mısır fırlattı. "Filmi duymaya çalışıyorum!"
"Onu milyonlarca kez falan izledin zaten!"
"Evet, ama bu iyi kısmı ve aynı anda iki iğrenç aşkı dinleyemem!"
Dean patlamış mısır tanelerini dikkatle topladı, uzandı ve kolunu Castiel'e doladı. Castiel telaşla Dean'e bakarken, Dean patlamış mısırı ona geri fırlatınca, Dean yoldan çekildi. Jo çığlık atıp Dean'e ne kadar salak biri olduğunu söyledikten sonra, Dean güldü ve yerine geri oturdu- ama kolunu olduğu yerden kıpırdatmadı.
Sehpanın üzerinde, Sam kıkırdayarak çayını aldı. "Pürüzsüz," dedi Kardeşine, Castiel'in yanakları inanılmayacak derecede kırmızıya dönerken onu tersledi.
Filmin geri kalanı biraz bulanıktı. Castiel'in gözleri kapanmaya devam etti -sadece şimdi, daha rahattı. Dean'in omuzu yaslanması için oradaydı ve yavaş yavaş uykusunun daha da arttığını hissettiğinde, Dean'in kolu ona daha sıkı bir şekilde dolandı ve onu kendine yakın tuttu.
Bitiş jeneriği geldiğinde, hem Castiel hem de Dean mışıl mışıl uyuyorlardı, birbirlerine sımsıkı bir şekilde sarılmışlardı.
Evin ön kapısının açılma sesi Castiel'i uyandırdı. Başını yana çevirdi, yüzü Dean'in göğsüne daha da gömüldü ve sessizce mırıldandı. Dalgın bir şekilde merdivenlerden yukarı çıkan ağır ayak seslerine kulak misafiri oldu.
"Ne be-?"
Dean bir şeye irkildi -neredeyse uyanıyordu, sadece Castiel'i kendine yaklaştırdı.
"Dean- Dean. Tanrı aşkına. Dean!"
Dean'in zıplayarak uyanma hareketi Castiel'i de uyandırdı. kendilerini toplarken, yüzünde şaşkın bir ifadeyle bakan Ellen'dan başkasına bakmıyorlardı. "Ne?" dedi Dean. "Ne, Ellen, ne?"
"Saat kaç biliyor musunuz?" diye sordu. "Çünkü o çocuğun bir çeşit sokağa çıkma yasağı olduğunu düşünebilirdim. Bilmiyorum, yatmadan önce sana anlatayım dedim. Tüm ışıkları kapattığınızdan emin olun, tamam mı-?"
Castiel'in gözleri şişmiş halde boş televizyon ekranın altındaki dijital saate takıldı. Kafası karışmış bir halde odaklandı ve sadece 2:06'yı bulabildi.
Bekle- bekle, siktir -hayır- ah, hayır-
"Ah, siktir," diye ağzından kaçırdı Castiel, korkunç bir panik yaşarken kendini Dean'den ayırdı. "Ah- aman tanrım- aman- aman tanrım- ebeveynlerim beni öldürecek, aman tanrım - aman tanrım!"
"Sakin -sakin ol Cas, tamam," dedi Dean hemen, "Sorun yok. Bir sadece- ben seninle geleceğim ve onlara bizim sadece-"
Telefonunda yedi cevapsız arama ve üç okunmamış mesaj vardı. "Hayır, hayır, hayır," diye ciyakladı Castiel yüzünü ellerinin arasına alarak. "Anlamıyorsun, benim..."
"Ne?"
"Ben- ben- bilmiyorum, ailem- sadece -onlar-"
"Tamam, peki," dedi Ellen, ikisini de susturmak için elini kaldırarak. "Bak ne diyeceğim -Castiel'i buraya, eve ben götüreceğim. Dean, sen git yat."
"Ne- hayır!" dedi Dean. "Gelmeliyim-!"
Ellen, "Castiel emin ellerde," dedi. "Onu eve bırakacağım. Devam et, şimdi."
Dean isteksizdi, Castiel'e endişeyle bakıyordu. "Cas," dedi nazikçe, "Seninle gelmemi ister misin?"
"Ben- ben iyi olacağım," dedi Castiel, iyi olmadığından oldukça emin bir şekilde. "Teşekkürler Dean. Yarın- yarın okulda görüşürüz."
"Eğer eminsen..."
"Öyleyim. İyi geceler Dean."
"İyi geceler, Cas."
*23.08.2023*
![](https://img.wattpad.com/cover/344187322-288-k741778.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile With Your Teeth / Destiel
Fanfiction*Tamamlandı *Çeviridir *** Castiel çuvallamıştı. Lise hayatının sonunun ve Hristiyan bir ailede büyümüş olan gizli gey olan küçük çocuk olmanın getirdiği baskılarla mücadele etmek zorunda olmasının yanı sıra, Meg Masters'a hayatının en büyük sırr...