03.08.2023
-Haziran
Piraye Anat
"Fransa'ya mı gitsek acaba?" diye mırıldandım gözlerim yeni yaptırdığım protez tırnaklarımın üzerinde gezinirken. Bakışlarımı tırnaklarımdan çekip kuzenimin gözlerine sabitledim. "Aslında İtalya da olabilir, oraya hiç gitmedik de."
"İtalya okeydir." dedi Eylül keyifli çıkan sesiyle mırıldanırken. Yüzündeki geniş gülümse bu fikrin hoşuna gittiğini söylerken, bakışlarındaki sinsi ifade bu fikrin sadece ikimizin hoşuna gideceğini söylüyordu. "İtalyan erkekler malum..." diye mırıldandığında kaşlarım havalanırken kıkırdadım. Kesinlikle bu durum sadece ikimizin hoşuna giderdi.
"Belki de hayatımızın aşkını İtalyan erkekleri arasında buluruz." dedim bir anda aklıma gelenlerle. Yüzümde heyecanlı bir gülümseme oluşurken sırtımı sandalyeden çekmiş ve masaya doğru eğmiştim. Eylül gülerek kafasını iki yana salladı ve sandalyesine yayıldı. "Benim için aşk önemli değil hayatım." diyerek konuştu yavaşça. "Flört edebileceğim yakışıklı erkekler. Gerisi önemsiz."
Kaşlarım çatılırken ona attığım ters bakışlar eşliğinde masanın üzerindeki kahvemden bir yudum aldım ve sırtımı yeniden sandalyeye yasladım. "Aşk her insan için önemlidir bir kere." dedim ona attığım ciddi bakışlar eşliğinde. Bu konuşmayı kaç bininci yapışımızdı bilmiyorum açıkçası, gerçi önemli de değildi. Önemli olan Eylül'ü aşkın varlığına ikna edebilmekti. "İnsanın doğasında var yani aşık olmak. Sen her ne kadar önemli değil desen de, o senin düşündüğünün aksine oldukça önemli." diyerek konuşmama devam ettim. Tüm bilmişliğim suratımda yer edinmişti. Çünkü ben aşkı çok iyi tanıyan o insanlardandım.
Ben, aşka aşık o insandım.
"Ve sen on sekiz yıldır hiç aşık olmadın." dedi Eylül alaylı ifadesi ile yüzüme bakarken. Yüzümdeki bilmiş ifade bozguna uğrarken dudaklarım büzüldü ve yavaşça iç çektim. Bu bir detaydı. Önemli bir detaydı... "Ben doğru insanı bekliyorum." dedim kendime sunduğum teselliyi ona da aktarırken. "Yani aşkımı yanlış insanlarda kullanıp harcamak, güzelliğini kaybettirmek istemiyorum."
"Oturduğun yerde ve kimseyi tanımadan doğru insanı bekleyemezsin Piraye." diyerek sırtını sandalyeden çekip masaya eğildi Eylül. Bakışlarındaki alay yerini ciddi bir ifadeye bırakmıştı. Surat ifademi düz tutmaya çalışarak kahvemden minik yudumlar aldım. "Belki de sadece durduğun için, beklediğin o İstanbul Beyefendisine asla kavuşamayacaksın."
"Beklemiyorum." dedim Eylül'ün susmasının ardından hemen savunmaya geçerek. "İnsanları tanıyorum ve benim için doğru olmadıklarını anlayabiliyorum. Ya Eylül, bilmiyorsun sanki. Çevremizdeki hiçbir insan benim istediğim gibi biri değil. Hiçte çıkmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YULA
General Fiction'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever: 4' Tek bir dünyada, nasıl olurdu da birbirinden çok farklı iki dünya olabilirdi? *** "Abart." dedi Eylül memnuniyetsiz ifadesi ile bana bakarken. "Gayet tatlı bir çocuk. Kıvırcık falan, beğendim ben." diyerek d...