16. Bölüm

1.9K 131 7
                                        

Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar!

On Altıncı Bölüm: GECE YARISI KARARLARI

Kendimi çoğu anda bir kitabın ya da filmin başrolü gibi hissederdim. Çünkü tam olarak öyle bir havam vardı. Yaşadıklarım da bunu kanıtlar nitelikteydi bence.

Adım Piraye'ydi en basitinden. Evet bu konuda anneannemin de payı büyüktü ama konumuz bu değildi. Abim, bana anneannemin ismini vermek istemişti ve ailenin hiçbir üyesi buna itiraz etmemişti. Hayatımın birçok noktasında kameraların önünde, ışıkların hemen altındaydım. Evet belki bütün gözler değildi ama birçok göz benim üzerimde olurdu.

Ve hayatımın her anında, bu yaşanmaz dediğim şeyleri yaşıyordum. Bunu bu zamana kadar aşkı dışta tutarak söylerdim. Ama galiba aşkta buna dahil olmaya başlamıştı.

"Adal!" diye bağırdım telaşlı bir sesle. Dudaklarımın arasından çıkan, etrafımdaki insanların kısa bir an duraksamasına ve şaşkın bakışlarının bana dönmesine sebep oldu. Çünkü yere serilmiş olan da, yüzüne yumruk yiyen de ismini bağırdığım kişi değildi. 

"Adal mı?" diyen Eylül'ün şaşkın sesi doldu kulağıma. "Şerefsiz." diyen Ali'nin sesi de hemen ardından gelirken, Adal'ın gözleri gözlerime değdi. Bakışları benim telaşlı bakışlarımın aksine oldukça şaşkın duruyordu. Şaşırmakta haklıydı. Beklemiyor olmalıydı. "Sen kime şerefsiz diyorsun lan?" diye bağıran Eren'in sesi kulağıma dolarken, bir anda yeniden sesler yükselmeye başladı. 

Ve biz tüm yükselen sesleri duymuyormuş gibi birbirimize bakmaya devam ediyorduk.

Aramızdaki mesafe çok azdı, ışıl ışıl parlamaya başlayan kahveleri direkt gözlerimin en içine bakıyordu. Ve bu kalbimin her geçen saniyede biraz daha hızlanmasına neden oluyordu. Gözlerinin bu kadar parlamasının sebebi ben miydim yoksa normal hali miydi?

"Ali..." diyen Egemen'in sesi ile, Adal bakışlarını benden çekti. Bakışları Ali'yi bulduğu anda gözlerinde yine bir sinir hakim olmuştu. "Uzatma kardeşim." dedi Egemen, Eren ve Ali'nin arasına girerken. Ali'yi hafifçe geriye doğru itmişti.

"Ali." dedi Eylül'de araya girerken. "Bence de uzatma." diyerek ekledi hızlıca. Çattığı kaşları Ali'nin üzerindeydi. "Mevzuyu uzatırsan ve abimin kulağına giderse biz yanmayız, sen yanarsın."

Ali geriye doğru bir adım atarken sinirle güldü. "Bu burada bitmedi Adal." dedi Adal'a ters bir bakış atarken. Adal'ın kaşları alayla havalanırken güldü. "Bitmesin." diyerek karşılık vermeyi geciktirmedi. Yüzünde gevşek bir gülümseme vardı. Tüm bedenini büyük bir özgüvenle sarmalamış gibiydi ve inanılmaz rahat duruyordu. Tüm bunlar ise Ali'nin sinirine biraz daha sinir katıyordu. "Her zaman bekliyorum."

* **** *

Hayatta beni geren birçok şey vardı. Ama bunlardan bazı şeyler başı çekiyordu ve beni germelerinin yanında, olmayan panik atağımın da artmasına neden oluyordu. Bunlardan biri de abimin öğrenmemesi gereken bir şey olmuşsa abimin bunu hissetmesi ve neler olduğunu anlamak için bizi inceleme altına almasıydı.

Ki bu incelemeyi öyle bir yapıyordu ki, abim bir şeyleri anlamadan bizim ona ötesimiz geliyordu.

Tam olarak öyle bir andaydım.

Stattan Ali'nin gitmesi ile, Egemen sonra görüşeceğimizi söyleyerek olayı kapatmıştı. Tabi Adal'ın bakışları bir süre bende oylanmıştı ve gerginliği yerini korumuştu ama Erenlerin olayı dalgaya vurması ile gevşemişti. Beyler konuyu tamamen yaşanmamış gibi bir geriye atmıştı.

YULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin