Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın çiçeklerim. Keyifli okumalar!
Altıncı Bölüm: BOZULMALAR
"Okul hakkında hala biraz çekincelerim var aslında." dedi Adel çekingen bir şekilde bize bakarken. Oturduğu yerde hafifçe dikleşmiş ve bize meraklı bakışlar atmaya başlamıştı. "Yani ben Adana'da Anadolu lisesindeydim. Şimdi özel okul, üstelik baya özel bir okul ve ben son sene geldim falan. Düşündükçe germiyor değil."
"Gerilmene gerek yok." dedim gülümseyerek ona bakarken. "Evet bana söylemesi kolay gibi gelebilir ama gerçekten de öyle. Bakma özel okul olduğuna, bazen durum meslek liselerinden bile daha kötü oluyor."
Eylül abartmalarıma gözlerini devirdi ve kahvesinden bir yudum aldı. "Kötülediğine bakma, Çarşı koleji İstanbul'daki en iyi okullardan biri. Hocaların hepsi çok donanımlı ve onlar için önemli olan tek şey biziz." diyerek konuştu hızlıca. Kafamı yavaşça sallayıp onayladım onu. Gerçekten de öyleydi. Kaçırdığımız derslerde etütler ile eksiklerimizi kapatmaya çalışırlardı. Düşük aldığımız sınavlarda, bizler için yeni bir program hazırlar takip ederlerdi. Okulda başarılıysak, hocalarımız sayesindeydi. "Spor konusunun da çok üstüne düşülür. Okulumuz Beşiktaş A takımın sponsorlarından biri evet ama tek önemli dal futbol değil. Voleybol, basketbol da çok önemli. Turnuvalar, yarışlar, maçlar falan."
Kahvemden birkaç büyük yudum aldım ve yıldızlarla aydınlanmış gökyüzüne baktım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve biz, odamın balkonunda yayılmış sohbet ediyorduk. Tesisten sonra uzun bir alışveriş macerası yaşamış, ardından eve gelip yemek yemiştik. Daha sonra da romantik komedi filmlerinden birini izlemiştik. Son durağımız ise burada olmuştu.
Bu süreçler içinde birbirimizi biraz daha tanımış ve biraz daha ısınmıştık. Onun kayıp üçüncümüz olacağını biliyordum. Adel ise bizi gerçekten de yanıltmamıştı.
"Voleybol takımı üç yıldır düzenli iller arası turnuvada kupa alıyor." dedim yüzümde geniş bir gülümseme oluşurken. Oturduğum yerde büyük bir özgüven ile dikleşmiştim. Adel'in yüzünde bir şaşkınlık oluşurken, "Takım kaptanı sayesinde." diyerek hızlıca ekledim. Eylül bu halime gülerek göz devirdi. "Biraz dikkatli bakarsak Piro'nun takım kaptanı olduğunu anlayabiliriz."
"Hem okul başkanı hem de takım kaptanı mısın?" dedi Adel merakla sorarken. Hızlıca kafa salladım. Adel'in yüzünde bir gülüş oluştu. "Hem başarılı hem güzel... İdeal manita adayı." diyerek devam ettiğinde kıkırdadım ve kafamı iki yana salladım.
"Üstelik öğrenciler olarak etkinlikler yapmayı çok severiz. Hani şu filmlerde olur ya; partiler, kutlamalar, etkinlikler falan? O okul biziz." dedim heyecanla konuşurken. Bunları hatırladıkça okulda son senem olduğu için üzülmüyor değildim. Liseyi gerçekten de çok özleyecektim.
"Sınav için beni buraya gönderen anneme partiden partiye koşmam şoku." dedi Adel alaylı konuşması ile. Eylül gülerek onayladı onu. "Aynen öyle olacak. Ama sene sonunda da çok iyi bir puana sahip olacaksın. Çarşılı olmak bunu gerektirir."
Adel oturduğu yerde hafifçe dikleşirken merakla bize baktı. "Sabahtan beri merak ettiğim bir konuya gelebilir miyiz?" diye sorduğunda, konunun ne olduğunu bildiğim için iç çekmiştim. Adal'ın adının geçtiği konuşmalardan kaçmaya çalışırken yine onu konuşacaktım ve bu hoş değildi. Adal ile yaşadığım tesadüfler; bu çocuk hayatımın aşkı mı acaba diye düşünmeme yol açıyordu. Adal'ı sürekli rüyamda görmem ise bu düşüncenin aksini asla kanıtlayamıyordu.
Bu durum beni ürkütmüyor değildi.
"Ne konusu?" dedi Eylül ayağını balkon demirlerine doğru uzatırken. Balkondaki oturma grubuna yayılmıştık üçümüz de. Küçük masanın üstünde çeşit çeşit abur cubur, ellerimizde ise Eylül'e ağlayarak yaptırdığım soğuk kahveler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YULA
Narrativa generale'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever: 4' Tek bir dünyada, nasıl olurdu da birbirinden çok farklı iki dünya olabilirdi? *** "Abart." dedi Eylül memnuniyetsiz ifadesi ile bana bakarken. "Gayet tatlı bir çocuk. Kıvırcık falan, beğendim ben." diyerek d...