27. Bölüm

1.5K 103 12
                                    

Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar!

Yirmi Yedinci Bölüm: GİZLİ SAKLI BULUŞMALAR

ERTESİ GÜN- İSTANBUL

"Dün Alaçatı'da gezerken bugün burada olduğumuza inanamıyorum ya." dedi Eylül isyankar bir tonda. Hemen yanımdaki sırada oturmuş yüzündeki memnuniyetsiz tavırla tahtadaki fizik formüllerine bakıyordu. Dersinden çıkalı birkaç dakika olmuştu ancak bizim kendimize gelmemiz için birkaç dakikaya daha ihtiyacımız vardı.

"Alaçatı'dan buraya düşmek bence de çok rezil kanka." dedi Ekin, Eylül'ün memnuniyetsizliğini körüklemek ister gibi. Bakışlarım hemen yanımdaki ona dönmüş ve gözlerimi devirmeden edememiştim. Yüzünde acıklı bir ifade vardı. Tribünlere oynuyordu şu an tam olarak. "Biz dün tesisteydik en azından."

"Aramızda en halinden memnun olan Adel, baksanıza." diyerek çaprazında Eylül ile oturan Adel'i gösterdi Berke. Hepimizin bakışları ona döndüğünde, fizik testindeki soruları çözdüğünü gördük. Ki bunu yaparken oldukça rahat davranıyordu. Zaten Adel, sınavı hepimizden daha çok ciddiye alıp çalışıyordu. Netleri de doğal olarak hepimizden daha yüksekti. Ki okul birinciliğine de oynuyordu. Okula gelir gelmez birinciliğe oynaması diğer on ikilerin hoşuna gitmiyordu muhtemelen. Ama kimse onunla arasını da bozmuyordu. Ki bozamazlardı da zaten. "Şu azmin yarısı bende olsa tıp kazanırdım valla."

"Tıp okursan muhtemelen Silivri Spor'da falan oynarsın." dedi Emre eğlenen bir ses tonuyla. Söyledikleri hepimizin kıkırdamasına neden olurken, Berke gözlerini devirmişti. "Tabi orada da yedeklerse kalmazsan."

Oturduğu sıradan kalktı ve bize memnuniyetsiz bakışlar attı. "Bu grup iyice kötü bir arkadaş grubu olmaya başladı." diyerek sahte bir dramla devam etti. "Ben gidiyorum."

"Kanka kantine gidiyorsan bana da bir su alsana." dedi Ekin, onun ayağa kalkmasını fırsat bilerek. Kirpiklerimin altından Berke'ye bakarken, gözlerini devirdi. "Piraye'ye de çikolata alıyorum. Başka bir şey isteyen?"

"Bende seninle geleyim." diyerek Emre ayağa kalktı. Uzun bacaklarını esnetirken yüzünü de buruşturmuştu. "Matematiğe gireceğiz, yolda bir kendimi hazırlarım."

"Şu sınav bir geçseydi rahatlardık." diye mırıldandı Eylül ayağını benim sırama uzatırken. Kim ona daha dönemin başında olduğumuzu hatırlatmak isterdi? "Gelmesin." dedim düşündüğüm şeyi ona aktarmadan. "Ben daha ne okuyacağıma bile karar vermedim."

Adel'in odak noktası sonunda bize dönerken, dudaklarını büzdü. "Buna karar vermen gerekmiyor mu artık Piroş?"

"Bilmem." dedim umursamazca omuz silkerken. Gerekiyor muydu bilmiyorum ama ben her şeye son dakika karar verecek gibiydim. Ne okuyacağıma da, nerede okuyacağıma da. Mesela hep abim gibi ülke dışında okumak istemiştim. Şu an o düşüncem biraz sallantı da olsa da hala beynimin bir köşesindeydi. Ama ne okuyacağım hala muallaktı. Cidden ben olacaktım ya?"

"Kanka gel sosyal medyacı olarak işe alalım seni." dedi Ekin alaylı çıkan sesiyle. Kolunu omzuma atmış, sahte bir ciddiyetle bakıyordu yüzüme. "Hem Adal'la daha sık görüşürsün hem de bizim fotoğraflarda yakışıklı çıktığımızı seçersin."

"Oldu aşko." dedim gözlerimi devirirken. Kolunu omzumdan çekmiş ve onu kendimden uzaklaştırmıştım. "Başka?"

Ekin ciddi bir şekilde düşünürken, Eylül ve Adel gülmüştü. Ekin bir anda aydınlanmış gibi oturduğu yerde dikleşti ve heyecanla gülümsedi. "Birde Neymar'ın muhabir arkadaşı vardı ya. Çok yakınlardı, birbirleriyle şakalaşıyorlardı falan. Hep onları çok kıskanmıştım, bizde onlardan oluruz."

YULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin