Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar!
Yirmi Dördüncü Bölüm: KAOSLAR ŞEHRİ İZMİR
Ortalık çok karışmıştı ve kendimi bir anda kaosun içinde bulmuştum. Kaos severdim aslında. İçinde ben yoksam tabi. Ama bu kaosun içinde tam olarak ben vardım.
Her şeyin başına dönecek olursam: Bu sabah İzmir'e gelmek için uçağa binmiştik. Kızlarla kendimize çok eğleneceğimiz bir hafta sonu planı yapmış ve bu ufak tatilimiz için çok heyecanlıydık. Tabi benim heyecanımın yanı sıra aklımı işgal eden Adal düşünceleri de vardı ama bu birkaç gün için kendime, ona odaklanmama sözü vermiştim. Kafa dağıtacak, İstanbul'a döndüğümde ise her şeyi toparlayacaktım. En azından düşüncelerim o yöndeydi.
İzmir'e geldiğimizde direkt Alaçatı'ya anneannemin yanına geçmiştik. Eşyalarımızı bıraktıktan sonra anneannem bizi kahvaltıya götürmüş ve harika bir yerde güzelce kahvaltı yapmıştık. Kahvaltının ardından anneannem, kankaları ile date çıkacağı için bizi bırakmıştı. Bizde Alaçatı sokaklarını turlamıştık. Ezbere bildiğimiz sokakları turlayıp, her bir köşede olan anıları Adel'e anlatıp hatırlamak iyi gelmişti.
Ama asıl iyi gelen şey, Adal ile çarpıştığımız yere geldiğimizde o güne yeniden dönmem olmuştu. Beynimin içinde çarpıştığımız o anı onlarca kez yeniden oynatmış ve ona karşı olan duygularımın ne kadar büyük olduğunu fark etmiştim. Neyse ki kızlar sayesinde bu farkındalığın üzerinde çok duramamıştım.
Turlamamız, bir kafeye oturup kahve içmemiz ile son bulmuştu. Pazartesi sağlıklı beslenme ve spora başlayacağımızın sözünü birbirimize vererek birer kahve içmiş ve tatlı yemiştik. Akşam üzeri ise eve geçmiştik. Kızlar anneannem ile yemek hazırlarken bende onlara psikolojik destek sağlamış ve şarkılarımla eşlik etmiştim.
Bol dedikodu eşliğinde arka bahçede akşam yemeğimizi yemiştik. Yemek yerken de anneannemin favorim olan kankası Aysel teyze gelmiş, bize eşlik etmişti. Aysel teyze gerçek bir ikondu. Gezmeye, eğlenmeye ve yakışıklı erkeklere bayılırdı. Bazen onda Eylül ile yaşlanmış halimizi görüyordum. Tabi onu sevmemin bir diğer nedeni ise torunu Fatih'ti. Fatih hem benim yaz aşkım, hemde yazın denk geldikçe flörtleştiğim yakışıklıydı. Aysel teyze beni yakaladığı her anda aramızı yapmaya çalışıyordu ama ben kabul etmiyordum. İkimizin flörtleştiğini bile direkt nikahımızı kıyardı ya gerçi. Fatih esmer, uzun boylu ve her yaz vücudunu daha da geliştiren bir yakışıklıydı. Aynı zamanda Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Egemen ile pek anlaşamaz, abimle birbirlerini severlerdi. Gerçi abim aramızda olanları bile yine sever miydi emin değildim.
Kendi kendime gözlerimi devirdim. Konumuz Fatih değildi ki.
Konuya geri dönecek olursam: Aysel teyze kahvelerimizi içtikten sonra gitmişti. Anneannem de dizisini izlemek için salona geçmişti. Biz de kızlarla arka bahçede güzel bir ortam kurmuştuk. İşte tam o anda ipler kopmuş ve her şey tersine dönmüştü. Adal ve Egemen duymaması gereken her şeyi duymuş, bir kaosa neden olmuşlardı.
Allah aşkına onların İzmir'de ne işi vardı?
Kıstığım gözlerim ile durduğum köşeden bahçedeki anneannem ve Adal'ı izliyordum. Aklımın bir köşesinde salonda Egemen'in çıkarttığı ufak çaplı kıyamet olsa da, şuan için önemli olan anneannemin Adal'a neler dediğiydi. Çünkü ikisinin de keyfi bir anda yerine gelmiş ve konuşurken oldukça eğleniyor gibilerdi. Adal'ın baştaki çekingenliği de üzgünlüğü de geçmişti. Anneannemin insanlar üzerinde böyle bir etkisi vardı evet. Ama şuan o etki beni merak içinde bırakıyordu. Allah aşkına ne dönüyordu orada?
![](https://img.wattpad.com/cover/345275746-288-k62101.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YULA
Fiksi Umum'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever: 4' Tek bir dünyada, nasıl olurdu da birbirinden çok farklı iki dünya olabilirdi? *** "Abart." dedi Eylül memnuniyetsiz ifadesi ile bana bakarken. "Gayet tatlı bir çocuk. Kıvırcık falan, beğendim ben." diyerek d...