Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkı: Mark Eliyahu & Cem Adrian-Derinlerde
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN;)
Yazardan
(19 Nisan 2006)
Yükler vardır...
Omuzumuza alıp taşıyamadığımız, taşıyıp da tekrar ayağa kalkamadığımız.
Acılar vardır...
Canımızı yakarken, kalbimizi yıkan. Severken, güvenmemeyi öğreten. Ağlarken, susmayı gerektiren.
Siz hiç ait oldunuz mu?
Bir kalbin atış seslerine, bir gülüşün güzelliğine, bir ruhun temeline...
Peki ya hiç birinin ait olduğu yer oldunuz mu?
Evi, yuvası, nefes aldığı organı ya da ailesi oldunuz mu?
Yaşarken kül oldunuz mu mesela?
Taneciklerinizi birer birer kaybettiniz mi?
Ruhunuzu yaşarken gökyüzüne emanet ettiniz mi?
Yürüdüğünüz yolda birer birer yüklerinizi bırakmak zorunda kaldınız mı?
Canınız en son ne zaman acıdı peki?
Bir gün önce?
Bir ay?
Bir yıl?
Yüklerini affetmek ister insan. Canını acıtan her bir sebebi affetmek ister. Çünkü böyledir işte...
Biz en çok en sevdiklerimiz tarafından yıkılırız. Ama en çok da en sevdiklerimizi affetmek için sebep ararız.
Tahammülümüz çoktur belki, belki de saflığımız...
Herkesin bir sınavı vardır bu hayatta. Kiminin aşk, kiminin sağlık, kiminin de direkt hayat sınavı vardır. Önemli olan herkesin bir yükünün olmasıdır. Kiminin az, kiminin çok yükleri vardır. Bazen bırakmak istediği bazen de muhtaç olup bırakamadığı.
Bu hayat çok yük vermişti Ayçıl'ın o minik omuzlarına. Daha altı yaşında anne ve babasının ölüm haberi ona verilmiş bir ceza bile değildi. Hangi çocuk bu cezayı hak ederdi ki? Kim hak ederdi büyümeyi?
Zorunda kalmıştı!
Bu hayatın acımasız oluşuna merhametli olacak değildi. Onu kimsesiz bırakan hayatı sevecek değildi. Küllerinden doğacaktı. Onu küle çeviren bu hayata inat, kendi küllerini iyileştirecekti.
Ya da iyileştirdiğini sanacaktı. Onun yaraları kolay kolay iyileşemezdi zaten. Bedeni yaşam savaşına başlamayı öğrenmişti; hangi ilaç iyileştirirdi ki?
Günlerden soğuktu. Dışarda gök gürüldüyordu. Gökyüzü bile mutsuzdu. Sorgun ailesi yoğun bakımın önünde savaş veriyordu. Tek bir sözcük için savaş veriyorlardı. İçeride yatan kişiye ihtiyaçları vardı. Bunca acının üstüne onu da kaybetmekten korkuyorlardı.
Öyle şeyler yaşanmıştı ki, kimse neyin içinde olduğundan bir haberdi. Mahir Bey bir yerde volta atıyor oğulları ise bir yerde anneleri için ağlıyordu. Melike hanım ani öğrendiği ölüm haberi ile yoğun bakıma alınmıştı. Yaşadığı şok bedenini yıpratmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV SÜRESİ OPERASYONU
General FictionHenüz 6 yaşındayken, yine hayatımın herhangi bir gününe uyandığımı sanmıştım. O gün benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gün benim kaderimin çizildiği noktaydı. Hayat, beni affetmemişti. Hayat, bana acımamıştı. Hayat beni en derin noktamdan yaralamış...