29. Bölüm ~ Masal

83 9 169
                                    

Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.

Keyifli Okumalar!

Şarkı: Alp Yenier& Müge Zümrütbel-Masal

OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU BEYAZ GÜLLERİM;)

              Yazardan

           (10 Ocak 2018)

Ruhu kanayan yaralı kuşlar uçmaktan evvel sevilmeyi beklermiş. 

Bir varmış bir yokmuş diye başlar masallar. Ya mutlu sonludur ya mutsuz...

Mutlu sonluların klişe cümlesi: Sonsuza kadar mutlu yaşadılar olurdu. Mutsuz sonluların ise bir klişe cümlesi olmazdı. Ya ölürdü kahramanlar, ya da ayrılırdı.

Ölenler başka bir evrende kavuşurdu. Fakat ayrılanlar kendi içindeki mutsuzluklarında kaybolurdu.

Soğuk bir kış günü oluyordu. İstihbarat beyazlara bürünmüştü. Kar en güzel hâliyle sabaha karşı düşmüştü yeryüzüne.

Güneş her zamanki gibi erkenden uyanmış, karları izlemişti. Canı sıkılınca da mutfağa girmiş sevgilisi Taylan'ın en sevdiği kurabiyelerden yapmaya koyulmuştu. Severek yaptığı işlerden biriydi yemek yapmak.

Hele de sevdiğine...

Saklama kabına koyduğu kurabiyelerle işi bitmişti. Bu akşam ona giderken götürecekti bu lezzetli kurabiyeleri. Kurabiyeler pişerken de hızlıca kahvaltıyı hazırlayıvermişti. 

Çayın altını en ufağa getirdi. Tezgahın üstündeki telefonunu eline aldığında ilk işi en yakın arkadaşı Ayçıl'ı aramak oldu. 

Saat sabahın dokuz buçuğuna geliyordu. Ayçıl'ın bugün sekiz buçukta dersi vardı. Bitmiş olmasını umarak telefonu kulağına dayadığında telefon çalmaya başladı.

Bir süre sonra telefonda o çok sevdiği ses belirdi. Ayçıl onun için çok değerliydi. Ve bu değer sevginin oluşturduğu çok kuvvetli bir bağ ile bağlıydı.

"Efendim Güneş," dedi Ayçıl. Şu an yeni spor odasından çıkmaya hazırlanıyordu. Sabahın köründe stadın çevresinde on beş tur koşmuş olmanın verdiği bir bitkinlik vardı.

"Neredeymiş benim canım sinir küpüm?" dedi alaylı bir tebessümle. Ayçıl bıkkın bir nefes verirken istihbaratın bahçesine çıktı.

"İstihbarattan çıkıyorum şimdi. Dörde kadar dersim yok eve gidip zıbaracağım biraz," dedi.

"Bana gelsene kahvaltı hazırladım."

"Güneş," diyerek itiraz etmeye çalıştı Ayçıl ama Güneş müsaade etmeden anında sözünü kesti.

"Çabuk geliyorsun yoksa ben gelir o kar kümelerine gömerim seni Ayçıl," dedi Güneş. Anında geniş bir tebessüm belirdi Ayçıl'ın dudaklarında. 

"Sence sen mi gömersin beni, yoksa ben mi seni gömerim?" 

"Güç gösterisi yapma da çabuk gel kurt gibi açım."

Güneş telefonu Ayçıl'ın yüzüne kapatırken Ayçıl da sabır çeke çeke Güneş'in evinin yolunu tuttu. Güneş eğitimini tamamlamış bir stajyer olduğu için istihbaratta artık bir evi vardı. 

Dakikalar sonra çalan zil sesi ile Güneş koşarak açtı kapıyı. 

"Hoş geldin," dedi gülümseyerek. Ayçıl da gülümseyerek içeri girdiğinde üstündeki beyaz şişme montu çıkardı. Ev dışarıya göre sıcacıktı.

GÖREV SÜRESİ OPERASYONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin