Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkı: Gripin- Aşk Nerden Nereye
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU BEYAZ GÜLLERİM;)
(Yazardan)
(10 Haziran 2017)
İnsan bazen cidden sinirine yenik düşmek ister. O sinirini içinden atmak ve çok uzak diyarlara fırlatmak ister.
Ayçıl bunu tam şu an gerçekten istiyordu. Elinde olsa şu an Güneş'in saçını başını da yolabilirdi. Fakat Güneş'e olan sevgisi daha üstün geliyordu.
"O şimdi asker canı neler ister
Uykuda Mevlam beni ona göster..." diye söylenen Güneş'e tip bir bakış attı Ayçıl.
Yine sabrının sınandığı muhteşem bir gün oluyordu. Şayet kaderine sövmekten başka ne yapabilirdi ki...
Günlerden 10 Haziran Cuma olmakla beraber Güneş'in biricik manitası Taylan'ın asker olduğu gündü. Taylan artık 18 yaşında ve bir istihbarat askeriydi.
Güneş de buna binaen ona bir kutlama hazırlıyordu. Ve tabi ki best kankisi Ayçıl'ı da takmıştı çıktığı bu yola.
Ayçıl'ın ona bakan tip bakışlarını umursamadı. Zerre keyfini bozacak değildi şu an.
Oldukça yüksek bir sesle "Yarın bir gün geliyorum!" diye bağırdığında Ayçıl elleriyle yüzünü sıvazladı. Taylan'dan zerre haz etmezken birde onun için bir şeyler yapmak canını fazlasıyla sıkıyordu.
Hem de bu şarkıyla...
Allah affetsin aklı fesatlığa çalışıyordu.
'Aklının fesatlığa çalışmadığı dakika yok ki...'
Vallahi de öyleydi. Evde yükselen, "O şimdi asker canı neler ister Uykuda Mevlam beni ona göster," seslerini kulaklarını tıkayarak duymamaya çalıştı.
"Güneş 165. çalışın ya. Kapat şu siktiğimin şarkısını," dedi sinirle. Ama Güneş masanın üstüne parti şapkalarını diziyor, affedersiniz ama tam da götüyle dinliyordu Ayçıl'ı.
Hayır birde parti yapacakları yer Taylan'ın eviydi. Pasaklı herif don mon dememiş her yeri pis bırakmış öyle işe gitmişti.
Ultra sinir topu Ayçıl onları toplamakla da uğraşmıştı. Küfürler ede ede çıktığı bu yolda en son banyoda çamaşır suyunu dökmüştü tüm pis eşyalarının üstüne. Soran olursa da eli çarpmıştı yani.
Şarkı bittiğinde Güneş tekrar açmak için telefonunu açmıştı ki Ayçıl üzerine atılınca telefon yere düştü.
"Ne yapıyorsun Ayçıl ya? O telefon kaç para sen biliyor musun?" Yere eğildiğinde Ayçıl da onunla eğilip onu durdurdu.
"Bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Sadece o şarkıyı açmayacaksın onu biliyorum. Benimki de can be! Ee yetti artık. Başlarım askerine. Görende sınıra çatışmaya gitti sanır," dediğinde 'Ee öyle olacak der,' gibi bakan Güneş'in bakışıyla kendine çeki düzen verdi. "Tamam belki öyle olacak ama canının istediklerini falan bilmek istemiyorum. O şarkı açılırsa valla çeker giderim."
"Ya Ayçıl ya," dedi Güneş dudak büzerek. Ayçıl ellerini göğsünde bağlayarak bakışlarını kaçırdı. "Taylan'ı ne kadar sevdiğimi biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV SÜRESİ OPERASYONU
General FictionHenüz 6 yaşındayken, yine hayatımın herhangi bir gününe uyandığımı sanmıştım. O gün benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gün benim kaderimin çizildiği noktaydı. Hayat, beni affetmemişti. Hayat, bana acımamıştı. Hayat beni en derin noktamdan yaralamış...