Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkı: Sertab Erener-Aşk
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU BEYAZ GÜLLERİM;)
Yazardan
(Günümüz)
Bazı iplikler çözüldüğünde daha da düğüm olurmuş.
İnsanın içindeki öfke düğümü, kırgınlık düğümü hatta pişmanlık düğümü çözüldüğü anda oluşan düğümler gibi.
Çünkü açmaya çalıştıkça daha da karışır o düğümler. Tıpkı hayat gibi sarpa sarar.
Bazen sadece akışı izlemek ister insan. O akışta akmak falan değil, o akışı uzak bir köşeden izlemek.
Çünkü içinde olmadıkça ne kadar kolay olacağını sanır. Oysa gitmek geride kalana da acı veriyorsa izlemek de bir o kadar acı verirdi.
Gözleri buğulanmış gibi beyaz ışıkla sarmalandığında neye uğradığını şaşırdı Ayçıl. Günlerdir uyutulmanın bitaplığı vardı üstünde.
"Ayçıl," diyen ses birkaç defa tekrarlandı zihninde. Bulanık gören gözleri netleştiğinde daha da acıdı gözleri. Bir süre zorlandı konuşmakta. Fakat sesi belli belirsiz çıktığında başarmıştı bunu.
"Zemheri," dedi kurumuş boğazına rağmen.
"Buradayım," derken bir eli Ayçıl'ın yanağında gezindi Zemheri'nin.
"Ne oldu bana gene?" dedi Ayçıl. Sesi her ne kadar gülmeye çalışsa da canı bir o kadar yanmaktaydı.
Zemheri de gülmemişti zaten. Canı daha da yanmıştı. Kollarıma yığılıp kaldın diyememişti. Seni kaybedecek olmanın korkusuyla yüzleştim diyememişti.
"Düşünme bunları," diyebildi onun yerine. "Ben hemen doktoru çağıracağım sakın kıpırdama tamam mı?" dediğinde ayaklandı.
Ayçıl ise buruk bir gülümseme ile gülümsedi yine.
"Sence kıpırdayabilecek bir hâlde miyim?"
Zemheri alt dudağını dişleri arasına aldığında arkasını dönüp hızla odadan çıktı. Kendi kendine sövdü. Eliyle ensesini sıvazladığında karşısına dikilen Doğa ve Azat'a boş boş göz kırpıştırdı.
"Zemheri iyi misin?" dedi Doğa. Başını yorgunlukla salladı.
"Uyandı," dediği gibi ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm peyda oldu. Anlık oluşan heyecanla ikisi bir anda kendilerini birbirlerine sarılırken buldu. Bunu gören Zemheri kaşlarını çatarken Azat ve Doğa ise hâlâ olayın etkisindeydi.
Zemheri küçük bir öksürme ile tepki verirken hâlâ kaşları çatıktı. İkili birbirinden ayrılırken Zemheri 'La havle' diyerek yanlarından uzaklaştı.
Arkasında kalan ikili ise bir süre birbirlerinden kaçırdı bakışlarını ama o mutluluk hissi yüzlerinden okunuyordu.
Azat bir an önce içeri giriş yapmak istiyordu. Ama bir yandan heyecanlı bir yandan da korkar bir hâldeydi.
Kardeşinin ona dediği şeylerden sonra bu ilk yüz yüze görüşmeleri olacaktı.
"Yap Azat," dedi Doğa sanki düşüncelerini okumuş gibi. "Aç o kapıyı. Yen içindeki o korkuyu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV SÜRESİ OPERASYONU
General FictionHenüz 6 yaşındayken, yine hayatımın herhangi bir gününe uyandığımı sanmıştım. O gün benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gün benim kaderimin çizildiği noktaydı. Hayat, beni affetmemişti. Hayat, bana acımamıştı. Hayat beni en derin noktamdan yaralamış...