Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkı: Güncel Gürsel Artıkyay-Bu Yüzden
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU BEYAZ GÜLLERİM;)
Yazardan
Bazen ayrılırdı yollar.
İki kaderin birleştiği ip kopardı belki de.
Zaman geçmek için vardı. Olmuyorsa üstünden atlayıp yeni bir yol bulmak için vardı.
Geçiyordu zaman.
Hayatın dehlizinde boğuldukça zaman umursamazca akıyordu.
İstenilse de istenilmese de elbet geçiyordu. Soğuk bir temmuz akşamıydı. İçten içe yazın gelişinin yarattığı buruklukla kaplıydı.
Günler geçmişti.
Ama geçmemişti de aynı zamanda. Azat Sorgun kaldığı rehabilitasyon merkezinin camından dışarıda yağan yağmuru seyrediyordu.
Ankara yağmurluydu bu akşam. İçindeki kötülüklerden, acılardan kurtulmak için yağıyordu.
Derin bir nefes verdi Azat. Kalbindeki sızıyı durdurmak istercesine eli kalbini buldu. Orada bir kasırga kopuyordu. Azat bir şeyleri hissetse de hâlâ anlayamıyordu. Yüreğindeki kesikler kanlarını akıtsa da o anlamsızca sesini çıkaramıyordu.
Gözlerini kapattı. Bir süre öyle kalarak sakinleşmeye çalıştı. Kapının tıklanma sesiyle ise gözleri hızla aralandı.
"Girebilir miyim?" diyerek kafasını kapıdan içeri sokan Güneş'ten başkası değildi. Azat gülümserken Güneş bir şey çaktırmamaya çalışarak fıtı fıtı girdi içeri.
"Hoş geldin." Azat'ın yüzünde derin bir tebessüm peyda olurken Güneş'in tek gelmiş olması onu yıkmıştı. Ayçıl'ın ona kırgın olduğunu sanıyordu. İçindeki burukluk daha da acıyordu. Güneş başı önünde hafif eğikti. Hoş buldum dercesine anlamsızca salladı başını.
Azat Güneş'in ona bakmamasıyla kaşlarını çattı. Ama sormadan edemedi içini kemiren o soruyu.
"Ayçıl gelmeyecek mi?" Ağır bir şekilde yutkunan tek Azat değildi. Güneş'in de boğazına ayrı bir yumru oturmuştu. Azat bir şeylerin olduğunu artık seziyordu. "Güneş," dedi. Cevap gelmedi. Azat sorgulayan gözlerle Güneş'i taradı. Azat tanıyordu Güneş'i. Ayçıl'dan ayırmazdı onu. Onun tek bakışını tanırdı. "Ne saklıyorsun benden sen?"
Güneş anlayacağını biliyordu ama buraya gelmekten başka yolu yoktu da. Güneş'in gözleri acıyla yumulurken daha fazla konuşacak mecali yoktu. Ayçıl kaçırılmıştı. Ve Güneş Ayçıl gitmeden ona verdirdiği söz üzerine buradaydı.
Gitmeden evvel Güneş'e Azat'ın yanında ol demişti Ayçıl. Ayçıl o göreve giderken, sanki hissedip de gitmişti. Abisini geride bir başına bırakmak istemiyordu. Her ne kadar abisi onu bir başına bırakmış olsa da.
"Şey," dedi kekeleyerek Güneş. Yutkundu.
"Güneş ne oluyor? Ayçıl nerede?" dedi yatakta doğrulurken.
"Azat Bey," dedi zorlukla. İstihbarat sınırları içerisinde resmiyet zorunluydu.
"Evet," dedi sesindeki siniri daha fazla tutamayıp bağırarak. Güneş irkildi. Gözleri acıyla yumulurken tek nefeste söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV SÜRESİ OPERASYONU
Genel KurguHenüz 6 yaşındayken, yine hayatımın herhangi bir gününe uyandığımı sanmıştım. O gün benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gün benim kaderimin çizildiği noktaydı. Hayat, beni affetmemişti. Hayat, bana acımamıştı. Hayat beni en derin noktamdan yaralamış...