24. Bölüm ~ Yazgı

119 12 116
                                    

Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.

Keyifli Okumalar!

Şarkı: Göksel - Sen Orada Yoksun

OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU BEYAZ GÜLLERİM;)

                   Ayçıl Sorgun

                (25 Ağustos 2014)

Sevmeyi bilen her çocuk gibi severdim ben seni, sevilen her çocuk gibi sevmeni beklerdim.

Bir vakit sonra sevmezsen giderdim bu diyarlardan. Çok uzaklara, masallar ülkesine hatta belki gökyüzüne...

Derin bir nefes verdim. Sonra aynı esnada derin bir nefes de çektim içime. İçimdeki sıkıntı büyüdükçe büyüdü. 

Üzerimdeki üniformanın kravatını çekiştire çekiştire gevşettim. Yine bir gün daha bitmişti. İstihbarat binasında öylesine boş boş dolanıyordum. Azat'ın bir dersi daha olduğu için onu bekliyordum.

"Evet aynen öyle Turgut," diyen Başkanın sesi ile odasının önüne geldiğimi yeni fark ettim. Beni görmemesi için hızla duvar kenarına yaslandım.

'Niye saklandın ki? Ne oluyor?'

Ne olacak dedim kendi kendime. Başkanın odasının önünden geçtiğimi görse ne yapıyorsun kızım burada, bizi mi dinliyorsun diyip azar işiteceğim.

'E dinliyorsun?'

Susar mısın iç ses.

"Başkanım siz ne dersiniz? Ben nasıl aileme kendimi öldü göstereyim." 

Gözlerim anlık yaşadığım şok ile açıldı. Dudaklarımdan bir hayret nidası döküldü. Ama anında elim ağzıma kapandı. Beni duyamazlardı.

"Tam da öyle derim Turgut. Bak oğlum bu görev sandığından zor. Ya bu görevi yaparsın ya da tüm hayatın silinir hafızandan."

Kulaklarım duyduğum şeyin hayretiyle dikleşirken kalbime ağır bir öküz oturmuştu. 

Gözlerimin dolduğunu hissetmem uzun sürmedi. Adımlarım olduğu yere çakılmıştı. Fakat uzaklaşmam gerekiyordu buradan, biliyordum.

"Peki kabul ediyorum," diyen son bir ses duydu kulaklarım. Ardından hayretle açılan gözlerim ve geri geri giden adımlarım ile oradan koşar adımlarla uzaklaştım. 

Kendimi dışarı attım. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Boğazımda bir nefes sıkışıp kalmıştı sanki. Yutkunup atamayacaktım oradan. Dışarı çıktığımda bir kaldırım taşına çöktüm. 

Gözümden akan yaşları sildiğimde elimle yüzümü ovalayarak sakin kalmaya çalıştım.

Duyduğum şeyler akla yatan normal şeyler değildi. Kafamda o cümle dönüp duruyordu.

Ben nasıl aileme kendimi öldü göstereyim.

Ben nasıl aileme kendimi öldü göstereyim.

Ben nasıl aileme kendimi öldü göstereyim.

"Sakin ol Ayçıl," dedim elimle yüzüme hava yapmaya çalışarak. "Sakin ol." Derin bir nefes verdim. Elimi saçlarıma attığımda çekiştirdim. "Allah'ım kafayı yiyeceğim! Ne oluyor bu lanet istihbaratta." 

"Ayçıl," diyen sesle kafam anında arkama döndü.

"Hah bir sen eksiktin zaten," dediğimde yerimde doğruldum. Gelen Aras Keskinoğlu'ydu.

GÖREV SÜRESİ OPERASYONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin