Bu hikayede geçen olay ve kurumlar hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkı: Cem Adrian & Aylin Aslım - Herkes Gider Mi?
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OLUR MU BEYAZ GÜLLERİM;)
(Ayçıl Sorgun)
(Günümüz)
Adımlarım sert ve baskındı. Sanki koşuyor gibiydi de aynı zamanda.
Kaçırdığım hayatı yakalamaya koşar gibi koşuyordu adımlarım. O da biliyordu bu yolun tek çaresi olduğunu. Derince nefes verirken kuruyan dudaklarımı kemiriyordum bir yandan da. Hâlâ durmaksızın yürüyordum.
Elimde olsa daha hızlısını yapacak kadar heyecanlıydım. Kalbim stresten çok çok hızlı atıyordu. Birazdan orada olacaktım. Tüm belgelere erişim hakkının olduğu o istihbarat beyninde.
İçimde bir yönden sıkıntı bir yönden stres hakimdi.
Arşiv Odası isimli tabelayı görmem ile dudaklarıma buruk bir tebessüm oturdu. Gözlerimi kapatarak bekledim bir süre. Dudaklarım aralandığında içli bir nefes verdim.
"Yaşıyorsunuz biliyorum. Yaşıyor olun." Derin bir nefes aldım sessiz mırıldanmamın ardından. Hafif dolar gibi olan gözlerimi yukarıya doğru kaldırarak akmasını engelledim.
Elim kapıya gittiğinde kalbim olması gerekenden fazla atıyordu. Tıklattım ve açtım. Girişte görevli karşıladı beni. Burada olurdu o hep. O gizemli odanın önünde. Kimsenin giremeyeceği kadar önemli dosyaları korurdu.
"Hoş geldiniz," diyen sesi oldukça tebessümlü ve nazikti karşımdaki beyefendinin. Elini bana uzattığında bende aynı samimiyetle sıktım elini.
"Hoş buldum." Bende aynı şekilde gülümsedim. "Haberiniz var diye biliyorum."
"Elbette. İstediğiniz isimi ve çalıştığı yılları söylemeniz yeterli."
Dudaklarım aralandığında söyleyeceğim kelimeleri söyleyecek olmak, bulunduğum konum itibari ile kalbime ağrılı bir sızının hapsolmasına neden oldu.
"Yahya Sorgun. 2000-2006 Yılları Başkanı." Adam başını onaylarcasına salladığında eline aldığı kart ile gizli odayı açtı. Adımları başka bir odaya girdi ve bir süre o odada bir şeyleri aradı. Bir süre sonra elinde epey kalın bir dosyayla geri döndüğünde ben onu şaşkınlıkla izliyordum.
Tek bir dosya olacağını düşünmüyordum. Ama adamın elinde epey kalın sadece bir dosya vardı.
"İçeri bende girmek istiyorum." Görevli kaşlarını sorgularcasına çattı.
"İşte orada duracaksınız. Bu odaya başkan ve üst kurul haricinde istihbarat askerinin veya komutanının girişi yasaktır. İstediğiniz belgeler burada. Fazlası da zaten kimsenin hakim olduğu bir yerde değil. Sadece üst kuruldan kişiler o verilere kadar ulaşabilir. Sizin anlaşmanız başkanla olduğuna göre Yahya Sorgun'un isminin bulunduğu, başkanın ulaşabileceği tüm dosyalar burada."
İçimde derin bir şüphe de olsa bulabileceğim her türlü bilgi benim için kârdı. Zaten başka da çarem yoktu şu an. Tek dileğim bu dosyada bulacağım şeyler ile kârlı çıkmaktı.
"Peki, teşekkürler" diyip elindeki dosyayı kollarından aldım. Zaten dememle aynı hızda o da bana vermek için kolunu uzatmıştı. Arkamı döndüm. Bir an önce odama gidip bu dosyaları incelemek için hızla ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV SÜRESİ OPERASYONU
General FictionHenüz 6 yaşındayken, yine hayatımın herhangi bir gününe uyandığımı sanmıştım. O gün benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gün benim kaderimin çizildiği noktaydı. Hayat, beni affetmemişti. Hayat, bana acımamıştı. Hayat beni en derin noktamdan yaralamış...