Ben sizi hafife almışım galiba bir uyandım hedefi şakkk diye geçmişsiniz! Nasıl kalkıp bölüm yazdım bilmiyorum ama atayım bakalım dkdjxjdkdkdk
Bu sefer 45 vote hedefi koyuyorum lütfen bir iki saate hedefi geçmeyin en azından bir güncük 🤏 bekleyin hedefi geçmek için 🥺
***
Kendime gelince kafamı çevirip pelerinimi yüzüme örttüm. Keşke şuan yok olsaydım. Çocuk merakla bana bakarken yerden poşetlerimi aldım "Hayır muhtemelen senin bilekliklerinden almak istiyordur."
Hızla adımlarken kalabalığın arasına daldım. Beni bulması böyle daha zor olurdu değil mi? Kalp atışlarım hızlanırken stresten elim ayağım tutmuyor gibi hissediyordum. Hala orada mı diye arkamı dönüp ufak bir bakış atmaya kalkıştığımda olduğum yerde sıçradım.
"Kaveh." Bunca zamandır arkamda mıydı? Poşetleri sıkıca kavrarken dik dik gözlerine baktım "Diyeceğin bir şey mi vardı?" Düşünceli görünüyordu "Bunu geride unutmuşsun." Poşeti bana uzattığında bir teşekkür mırıldanarak elinden aldım.
"Burada mı yaşıyorsun?" Dediğinde gözlerimi kaçırdım. Bu konuşmayı devam ettirmek istemiyordum "Acil bir işim var gitmeliyim." Alhaitham kafasını yana eğdi "Sahiden mi?" Geri bir adım atarken kafa salladım. Tam arkamı dönmek için hazırlanırken bileğimden tuttu.
"Aslında yardımına ihtiyacım var." Tek kaşımı kaldırdım. Ne saçmalıyordu böyle "Senin her şeyi kendi başına halledebilecek birisi olduğunu sanıyordum." Bileğimi bırakıp yol kenarını gösterdi "Daha sakin bir yerde konuşalım. Yol ortasında insanları rahatsız ediyoruz."
Gelip geçen insanların ters bakışları ile mahcup hissettim. Dediğini yapıp kenara geçtik. Poşetleri yere bırakıp pelerini yüzüme iyice örttüm. Bana baktığında kötü hissediyordum "Aslında soyuldum." Kafamı kaldırdım "Ne!" Düşünceli bir şekilde bana baktı "Burada yapmam gereken bir iş vardı ama yolda kamp yaparken bir sabah uyandığımda tüm param gitmişti."
Elimi havaya kaldırıp konuşmasını kestim "Bir dakika sen buraya iş için mi gelmiştin?" Tek kaşını kaldırdı "Başka ne için gelecektim ki?" Benim için geldiğini sanmıştım... Yüzüm kızarırken kalbim sızladığı için kendime kızdım. Hem beni bulmaması için çaba sarf edip hem de bulmaya gelmedi diye üzülmeye hakkım yoktu.
"Neyse sen nasıl soyulabilirsin? Buraya nasıl geldin o zaman?" Kollarını göğsünde bağladı "Otostop çekerek geldim." Kaşlarım hayretle kalktı "Geri dönmek varken neden buraya geldin ki?" Omuz silkti "Buraya zaten çok yaklaşmıştım. Beş parasız geri dönmeye çalışmak daha uzun ve yorucu olurdu. Ne yapacağımı düşünürken de tesadüfen seni gördüm."
Kafa karışıklığıyla ona bakarken kaygısız hali yüzünden sinirlendim "Nasıl geri döneceksin peki?" Elini çenesine koydu "Buradaki bankaya gidip şehirden para transferi için görüşme yapacağım. Her şeyimi çaldıkları için onlara kendimi kanıtlamam zor olacak. Bu ne kadar sürer emin değilim."
Yerden poşetlerimi aldım "Sana bol şans o zaman ben gidiyorum." Aceleyle yürümeye başladığımda peşimden geldi "Yardıma ihtiyacım var demiştim unuttun mu? Buralarda mı yaşıyorsun? Evin nerede?" Yan gözle baktım "Seni eve almamı beklemiyorsun değil mi?"
Kafasını yana eğdi "Burada senden başka tanıdığım kimse yok. Sokakta yatmamı mı istiyorsun?" Omuz silktim "Nerede yattığın beni ilgilendirmez." Hala peşimden gelirken konuştu "İyilik abidesi Kaveh birisinin yardım isteğini geri mi çevirdi? Bunu takvimde işaretlemeliyiz." Göz devirip cevap vermedim.
"Hey evi dağıtmamdan korkmuyorsun değil mi? Eski ev arkadaşı tecrübemiz de var. Kısa süreliğine beni yanına alsan ne olur ki?" Kaşlarımı çattım "Hayır diyorsam hayır." Kapının önüne geldiğimde elimle onu kışkışladım. Karşı kaldırıma geçip oturdu "Evin güzelmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fanfiction"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.