40

500 57 204
                                    

Selamlar nasılsınız umarım iyisinizdir. Yb gecikti biliyorum ama bu bölümün final olmasını düşünüyordum. Bundan dolayı kafam çok karışıktı çünkü aceleye gelmiş bu muydu yani dedirten bir final olmasında korkuyordum.

Üstelik bu ilk fictionum olduğu için kıyamadım. Yazacağım bölümün final olacağını düşününce elim yazmaya gitmedi ve bu kadar uzun sürdü...

Neyse bu bölüm final bölümü değil ama muhtemelen en geç 2-3 bölüme final yapacağım çünkü bitmesi gerektiğini hissediyorum. Biraz uzun oldu ama açıklamak istedim.

Neyse daha çok uzatmayayım keyifli okumalar dilerim~

***

Alhaitham;

Kolumu sarılmak için uzattığımda alışamadığım soğuklukla gözlerimi açtım. Sırt üstü uzanıp elimin tersini alnıma yasladım. Kaveh'i özledim... Kalkıp iş için hazırlandım. Su içmek için mutfağa gittiğimde masaya bıraktığı notu elime aldım. "Günaydın ♡ Erkenden gitmem gerekti ama sana kahvaltı hazırladım. Yemeden gitme sakın!"

Notu masaya geri koyarken istemsizce yüzüm asıldı. Ona erkenden gidecekse beni de uyandırmasını söylemiştim. Bir kaç haftadır neredeyse yüzünü görememiştim. En azından birlikte kahvaltı etmeyi umuyordum. Biliyorum uzun süre ara verdikten sonra çok fazla işi var ama... O kadar meşgul ki sanki benden bilerek uzak duruyor gibi hissediyordum.

Buzdolabından hazırladığı tabağı alıp masaya oturdum. Onunla yemediğim sürece hiç bir şey lezzetli gelmeyecek ki. Hiç iştahım yok ama onca işi arasında benim için hazırladığı tabağı öylece bırakmak istemiyorum. Tabağın üstündeki streci çıkardığımda içindeki notla kaşlarımı kaldırdım.

Notu elime aldım. "Afiyet olsun. Seni seviyorum ♡" Dudağımın kenarı istemsizce yukarı kıvrılırken bir çatal alıp tadına baktım. Aslında biraz lezzetli olabilir. Bir çatal daha alırken not kağıdına göz ucuyla baktım. İşi ne zaman bitecek acaba. Bu sıralar gecesi gününe karışmış şekilde çalışıyor.

Bazen uyumadan uyumaya bile zor görüyordum. Of Kaveh neden benim gibi memur olmamıştı ki ya! En azından çalıştığım saat belli. Keşke onunla aynı yerde çalışsaydık. Çok güzel olurdu. İş yerindeki gizli aşıklar olurduk. Elimi çeneme dayarken gülümsedim. İşe birlikte giderdik işten birlikte gelirdik.

Her şeyi birlikte yapardık aynı evli çiftler gibi... Aslında zaten birlikte yaşıyorduk bunu niye iş hayatı ile bağdaştırdım ki? Kafamı iki yana sallayıp kendime geldim. Bitmiş tabağımı aceleyle yıkayıp evden çıktım. Saçma sapan hayallere dalıp işe geç kalacaktım.

İş yerinde her şey aynıydı ama bugün ayrı bir şekilde içimde sıkıntı vardı. Zaman geçmek bilmiyor gibiydi. Gözüm çıkış saatini sürekli kontrol etmekten seyirmeye başlamıştı. Sonunda işten çıktığımda hava kararmaya başlamıştı. Akşam yemeği için bir kaç şey alıp eve gittim.

Kaveh muhtemelen bugün de geç gelecekti. Anahtarım için cebimi yokladığımda karşılaştığım boşlukla şaşırdım. Anahtarım? Refleksle Kaveh'in anahtarına uzandığımda orası da boştu. Doğru ya onu artık gizlice yürütmüyordum. Kapıda mı kaldım yani? Kaveh olmak böyle mi hissettiriyordu?

Ceplerimi iyice karıştırırken kapı açıldı. Kafamı kaldırdığımda kalbim heyecanla kasıldı "Kaveh?" Güldü "Kapının önünde ne yapıyorsun öyle? Anahtarını mı unuttun?" İçeri girip aceleyle kapıyı kapattım "Bugün erken gelmişsin." Ona sıkıca sarıldığımda kıkırdadı "Evet bu sefer seni bekleyen bendim."

Kafamı kaldırıp kırmızı gözlerine baktım. Günlerce içimde biriken duygular dilimde toplandı ama konuşamadım. Yanağından öpüp tekrar sarıldığımda saçımı okşadı "Günün nasıldı? Yorgun gözüküyorsun." Homurdandım "Çok zorlandım." Yokluğunda çok mutsuzdum...

No Key - Kavetham +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin