Selamlar yeni bölümle birlikteyiz nasılsınız ben iyiyim umarım sizde iyisinizdir hehehe
Vote sayısına sanki çok hızlı ulaşıyor gibisiniz bana mı öyle geliyor 😧
Neyse yine de zam koymayacağım 65 voteden devam ediyoruz keyifli okumalar 💜
***
Günler hızla geçiyordu. Uyumak için uzandığımızda bir süre yüzünü izledim. Uyumuş muydu acaba "Alhaitham... Uyudun mu?" Gözlerini açtığında kalbim hızlandı. İçimdeki sıkıntı beni boğarken gözlerine bakarak sormaya cesaret edemedim.
"Bana hiç kızmıyor musun? En ufak bir kırgınlığın olmadı mı?" Elini yanağıma koyduğunda içimi ısıtan sıcaklıkla gözlerine bakabildim "Bazen sana kızmak istedim ama durumunu biliyorum. Fazla hassas olduğun için düşüncelerin seni ele geçiriyor ve korkuyla hareket ediyorsun."
Dudaklarımı birbirine bastırdım "Yine de kırgın olmadığını söylemedin." Eli yanağımdan çeneme kaydı ve alt dudağımı baş parmağıyla nazikçe okşadı "Sana kırgın olup olmadığımı bilmiyorum. Aslında başında sana kızmak istedim sanırım. Seni kendi haline bırakıp peşinden gelmeyecektim. Ama tek düşünebildiğim bir an önce seni görmekti."
Kaşlarımı havaya kaldırdım "Hey hani beni bulmaya gelmemiştin. Buraya iş için geldim demiştin." Gülümsedi "Yalan söylediğimin başından beri bilmiyor muydun? Kaç haftadır buradayım ve iş konusunu bile açmadın."
Yanaklarını parmaklarım arasında çekiştirip onu kendimce cezalandırdım "Yine de hiç mantıklı değil. Peşimde hiç bir iz bırakmamaya dikkat ettim. Nari ve Cyno'ya bile yazmadım sırf bu yüzden!" Yanaklarını parmaklarımdan kurtarıp avuç içimi öptüğünde kızardım.
"Gerçekten çok titiz çalışmışsın 2 ay sürdü seni bulmam." İç çektiğinde meraklı gözlerle devam etmesi için ona baktım "İlk başta yakın olduğun kişilere seni sordum ama haberleri yoktu. Sen borçlu kalmayı sevmediğin gibi parası başkasında kalsın dünyası başına yıkılacak Dori'ye gidip bilgi almaya çalıştım. Ama zamanında işlerini mahvettiğim için hiç bir koşulda bana ürün satmama politikasına sadık kaldı."
Kıkırdadığımda hala sinirle anlatıyordu "Ona ne kadar mora teklif etsemde kabul etmedi ve beni kovdu. Tam umudu kesmiştim ki salonda bir koltuğun altında çizimin kalmış onu buldum." Şaşkınca ona baktım "Ne çizimi ya her şeyimi toplamıştım ben?"
Hayatı boyunca yaşadığı en şanslı anlatıyormuşcasına gözleri parlayarak anlattı "Bildiğin koltuğa takıldım ve koltuk kaydı. Altında beyaz bir şey vardı uzandım baktım. Bir kuş çizimi! Ne tür olduğunu da anlayamadım ama elimde başka seçenek olmadığı için gittim kuşun türünü araştırdım."
Gözlerim kocaman açıldı "Onu öylesine bir şeyler düşünürken karalamıştım! Ben bile o kuşun türünü bilmiyordum sen onu mu araştırdın cidden?" Kafa salladı "Kuş neyseki yaygın bir tür değildi. Yedi bölge gezdim..."
Şok içinde lafını kestim "Yedi mi! Sırf geride kalan bir resim yüzünden mi?" Heyecanlı heyecanlı kafasını salladığında tıpkı minik bir köpeğe benzemişti "Evet! Pek inancım yoktu ama bir umut seni bulmayı umuyordum. Hemen yola çıktım daha yeni üçüncü bölgeye girmiştim ki karşımda seni gördüm."
Bunca çaba ve araştırma karşısında kalbim sızladı "İnanılmaz bir şans. O kuş nasıl bir şeymiş? Ben çizdiğimi bile hatırlamıyorum şuan." Kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı "Şu hep beslediğin kuş işte. Ben bilerek buraya yerleştin sanıyordum."
Bu sefer şaşkın gözlerle ona ben baktım "Yok artık! Buraya çok küçükken gelmiştim evin yolunu bile doğru düzgün hatırlamıyordum." Alnıma düşen bir saç tutamını parmakları arasına aldı "Belki kendini burada mutlu hissettiğin için o kuşu çizmişsindir. Farkında olmadan buraya özlem duymuş olabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fiksi Penggemar"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.