Selamlar siz hedefe ulaşana kadar dinlenmiş ve arınmış hissettim djkdxbkdkdjd
Bu arada sizce fic gereksiz uzuyor mu yani yavaş mı ilerliyor yoksa iyi mi gidiyoruz? Ona göre final yapmayı düşünüyorum 🥺
Bu bölüm için vote hedefimiz 65 bundan sonra daha da arttıracağımı sanmıyorum keyifli okumalar 🥺💜
***
İçim içime sığmıyordu. Öpmeye bile kıyamıyordum sanki bu yüzden dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım sadece. Alhaitham bir kaç saniye şaşkınlıkla hareket edemedi ardından kafasını geri çekti. Elini hafifçe kaldırıp dudaklarını örterek mırıldandı "Hasta olacaksın..."
Gözlerime baktı "Neden öptün ki beni?" Sorusuyla kafamda bir jeton düşmüş gibi hissettim. Ne yapıyorum ben! Tamamen içgüdüsel olarak öpmek istemiştim ve düşünmeden öpmüştüm! Gözlerimi kaçırdım "Çok hasta göründüğün için yükünü hafiflettim."
Tek kaşını kaldırdı "Nasıl yani?" Telaşımı parlak gülümsememin arkasına sakladım "Seni öperek hastalığının yarısını senden aldım." Tereddütlü gözlerle bana baktı "Bunun gerçekliğini sorgulamadan önce sormalıyım. Her gördüğün hastaya böyle yardım etmiyorsun değil mi?"
Yanaklarım kızarırken kaşlarımı çattım "Saçmalama ben ilk kez seninle öpüştüm! Sence böyle bir şey yaşanmış olabilir mi?" Hafifçe gülümsedi "Benimde ilkim seninleydi." Dediğimi farklı yere çekiyormuş gibi hissederken ayağa kalktım.
"Neyse akşam yemeğine istediğin bir şey var mı?" Ondan sonraki bir kaç günümüz Alhaitham'ın tedavisi dışında sakin geçti. Alhaitham sürekli bana bir şeyler sorduğu için röportaj gibi geçen konuşmamız kapı sesiyle bölündü.
Ben doğrulurken Alhaitham yüzünde memnuniyetsiz bir ifadeyle hareketlerimi izledi. Ayağa kalkıp kapıyı dinledim "Kaveh benim!" Ah bu Anis'in sesi. Kendisiyle buraya taşındıktan kısa süre sonra tanışmıştık. Bu sokak üstündeki mini pastanede çalışıyordu ve kısa sürede arkadaş olmuştuk.
Alhaitham gözükmeyecek şekilde kapıyı açıp gülümsedim "Selam Anis nasılsın?" Tatlı bir gülümsemeyle karşılık verdi "İyiyim sen nasılsın?" Yaklaşan adımları hissederken kapının arkasından elimle kışkışlamaya çalıştım "İyiyim her zamanki gibi çizimlerle uğraşıyorum. İşler yolunda mı?"
Anis elindeki poşeti gösterdi "Aslında senin için minik bir şey hazırlamıştım. Vaktin var mı birlikte tadına bakabiliriz." Ne cevap vermeliyim "Ah aslında biraz işim..." Ensemden ter akarken Alhaitham omzumun arkasından belirdi.
Anis şaşkın gözlerle bakarken Alhaitham'ı yumruklamak istedim "Ah o arkadaşın mı? Merhaba ben Anis." Arkadaş? Alhaitham bana izin vermeden cevap verdi "Arkadaş değiliz." Hey böyle dersen farklı anlaşılabilir! Alhaitham'ı itip cevap verdim "Merkezde yaşarken aynı evde bir süre beraber kaldık. Eski ev arkadaşı diyebiliriz."
Alhaitham ters ters bakarken Anis gülümseyip kafa salladı "O zaman yaptığım tatlının tadına o da bakabilir. Tabi isterseniz. Meşgulseniz tatlıyı vereyim istediğiniz zaman yersiniz." Zaten Alhaitham'ı gördü buraya kadar gelmişken onu kovmak olmaz.
"Olur mu öyle şey? İçeri gel. Dağınıklığın kusuruna bakma." Anis'i içeri davet ederken Alhaitham soğuk ifadesiyle izledi. Tatlı için tabak ve çatal hazırlarken ikisi yerde oturup beni bekliyordu. Anis muhabbet etmek için ne kadar çabalıyorsa Alhaitham o kadar sessizleşiyordu.
Sonunda yanlarına gelip tatlı paketini açtım. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı "Anis! Sadece laf arasında bahsetmiştim. Çok düşüncelisin!" Elini ağzına kapayıp kıkırdadı "Sürekli iştahsız görünüyordun ve canının çilekli pasta çektiğini söyledin. Bunu yapmak zorundaydım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fanfiction"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.