Selamlar özlediniz di mi unutmadınız bizi alt üstü bir kaç gün geçti daha hahaha... Vizelerim falan vardı benden vazgeçmeyin... Ve abimin hesabına wish kasıyorum köle gibi Navia için atarken 50/50 kaybetti...
Eee kızlar siz naptınız wishler atıldi mı? Navialar alındı mı? Anlatın sizi dinlemek istiyorum.
Hehe neyse uzatmayayım sizi bölümle baş başa bırakıyorum keyifli okumalar~
***
Kaveh'in ismimi seslenmesiyle ona sırnaşıp uyanmamak için yüzümü boynuna gömdüm. Saçlarımı okşayıp sıcak bir kucaklama verdi "Uyan artık Alhaitham. Bugün özel bir gün." Ah randevuya çıkacaktık değil mi? Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda parlıyordu.
Gözlerimi kısarak ona baktım "Günaydın balım." Gözleri parlarken dudaklarıma bir öpücük kondurdu "Hey şu gülümsemeye de bak. Sabah sabah niye bu kadar tatlısın?" Ne zaman gülümsemeye başlamıştım ki? Farkında bile değildim. Ona iyice sokulup saçlarımı ona sürterken kıkırdadı.
"Kedi gibisin cidden çok sevimlisin! Ama artık kalkmalıyız." Kafa sallayıp doğruldum. Ben gözlerimi ovuştururken ayakta durmuş heyecanlı heyecanlı bana bakıyordu. Etrafa bakıp anlamaya çalıştım "Hm? Neden öyle bakıyorsun?" Dudaklarını birbirine bastırdı "Hiç. Ayılmanı bekliyorum."
Ayağa kalkıp yanağından öptükten sonra banyoya yürüdüm. Bu sabah ayrı bir kıpır kıpırdı sanki. Duş aldıktan sonra saçımda havluyla mutfağa ilerledim. Elindeki kağıda bakıp bir şeyler mırıldanıyordu. Geldiğimi görünce cebine koydu.
"Kahve yaptım. Kahvaltı için istediğin bir şey var mı?" Beline sarılıp düşündüm "Ne olsa yerim. Aslında yorulmanı istemiyorum. Ben yapayım mı?" Elini göğsüme koydu "Sana yemek yapmak yasak. Saçlarını kurut hasta olacaksın." Boynumdan öpüp nazikçe beni kışkışladı.
Saçımı kuruturken mutfak masasında onu izledim. Bugün aklı başka yerde gibiydi. Omleti yakmıştı sonra tekrar yapmayı denediğinde tuz yerine şeker atmıştı. En son kahvaltılık yemek için reçeli kaseye koyarken yanlışlıkla kavanozu yere düşürmüştü ve her yer reçel olmuştu.
"Hey biraz otur. Bir sorun yok değil mi elin ayağın tutmuyor gibi." Neyseki kavanoz kırılmamıştı. Onu tezgaha koyup yerleri temizlerken cevap verdi "Üzgünüm çok gerginim sanırım." Randevumuz için miydi acaba "Çok tatlısın ama artık buna alışmalıyız."
Sadece kahvaltılıkları tezgahtan masaya götürdüm. Gözleriyle beni süzerken kahvesinden bir yudum aldı. Nedense bu bakışı garip hissettirmişti. Bugün yine pikniğe gitsek güzel olabilirdi. Geçen sefer yağmur yüzünden tam keyfini çıkartamamıştık. Bu uzun süre sonra ilk randevumuzdu.
Aklım yeni başıma gelirken çatalımı masaya bıraktım "Yeterince bekledim sanırım." Anlamamış bir şekilde bana baktı. Gözleri niye böyle ışıl ışıl parlıyor odaklanamıyorum! Boğazımı temizledim "Dün bütün gün nasıl vakit geçirdiğini anlatman için yeterince beklemedim mi sence?"
Düşünürcesine parmağını dudağına koydu "Hm? Tüm gün bizi izlemedin mi zaten? Anlatacak pek bir şey olmadı." Açık açık demese de stalker damgası taş gibi kafamın üstüne düşmüşcesine kafamı eğdim. Gözlerimi kıstım "Yine de senden dinlemek istiyorum."
Gülümsedi "Peki önce yemek yemeye gittik. Ben ne yesem diye çok kararsız kaldım hem döner yemek istiyordum hem makarna ama hani acaba yemesem mi diye de düşünüyordum. Çünkü makarna yersem ağzımın her yerine bulaşır ve ben kirlenmeyi sevmiyorum ama makarna da lezzetli gözüküyordu. Döner de her zaman yediğim şey ama çok sevdiğimden her zaman yiyorum onu da yemek istiyorum ama hep yediğim için sıkılmış gibiydim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fanfic"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.