Ben böyle bı ficim olduğunu unutmuşum... Fontaine keşfine daldım arkadaşım yb yok mu diye sorunca aklıma geldi yazdım...
Bu bölümü yarıda yazmayı kesip Fontaine ile ilgilendiğim için ufak tefek kopukluk hissedebilirsiniz bu bölümde çünkü bir kaç gün arayla yazdım bu bölümü ehm neyse.
Keyifli okumalarrrrr~
***
Kaveh;
Geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber, geber.
Omzuma konan elle gülümseyip Alhaitham'a baktım. Alhaitham beni kontrol ettikten sonra dönüp cevap verdi "Şu an başkasıyla birlikteyim." Aynen benimle birlikte şimdi geber. Kız bana bakıp tatlı tatlı gülümsedi "Arkadaşını senden bir süreliğine çalabilir miyim?"
Kaşlarım çatılırken Alhaitham ile aynı anda konuştuk "Arkadaş değiliz!" Anlamamış bir şekilde bize baktı "Yani? Bize bir kahve içecek kadar zaman ayıramaz mısın?" Gülümsedim ve Alhaitham'a baktım "Seninle kahve içmek istiyorsa engel olacak değilim. Gidecek misin Alhaitham?"
Öldürürüm seni. Ona yanlışlıkla bile gülümse gebertirim seni. Kan istiyorum. Vahşet istiyorum... Alhaitham soğuk bir ifadeyle cevap verdi "Başkasıyla birlikteyim dediğimde sevgilim olduğunu anlayamayacak kadar aciz mi yoksa sevgilim olmasını umursamayacak kadar midesiz misin?"
Alhaitham... Sevgilim var dedi... Kızların ne dediğini algılayamayacak şekilde ona bakakalmıştım. Bugün ayrı bir yakışıklı görünüyordu sanki. Yoksa kalbimin böyle atmasının başka açıklaması olamazdı. Alhaitham beni kolumdan tutup ters yöne yürümeye başlarken konuştu "Yapışkan insanlar çok rahatsız edici."
Gülümsememi gizlemeye çalışırken söylendim "Yine de çok ağır konuşmadın mı? Sana insanların duygularını incitmemeye dikkat etmelisin demiştim." Alhaitham'ın peşimden gelmediğini görünce durup ona baktım "Neden sekerek yürüyorsun?" Hassiktir bir an mutluluktan aklımı kaybetmiş olmalıyım.
Yanaklarım kızarırken hafifçe eğilip ayak bileğimi tuttum "Bilmem belki sarhoşken incitmişimdir." Yanıma gelip diz çöktüğünde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bileğime dokunup kontrol etti "İyi de tüm gün bir şeyin yoktu. Yeni mi acımaya başladı?" İnsanlar... Bakıyor...
"ŞUAN İYİYİM! DEVAM EDELİM!" Alhaitham anlamamış bir şekilde kafasını kaldırıp bana baktığında eğilip fısıldadım "İnsanlar bakıyor." Kafasını çevirip kızların gittiği yöne bakınca kaşlarım çatıldı. Ardından doğrulduğunda yürümeye devam ettim.
Peşimden gelip sessizce yürüdü. Sanki bir şey diyecekmiş ama diyememiş gibi yanımda bir süre kıvranırken iyice keyfimin kaçtığını hissettim. Kahve çekirdeği almak için kafeye girip sıraya girdik. O sırada dayanamayıp sessizliği bozdu.
"Kızgın mısın?" Hızlıca cevapladım "Hayır." Omzumun üstünden kafasını uzattı "Üzgün müsün o zaman?" Onu kendimden uzaklaştırıp yüzüne bakmak için arkamı döndüm "Hayır sadece..." Cevap bekler şekilde gözüme bakarken gözlerimi kaçırdım "Küstüm..."
Bir kaç saniye sessizlikten sonra göz ucuyla ona baktım. Telaşla elini burnuna kapadı. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı "Alhaitham burnun kanıyor." Bugün güneş altında çok mu bekledi acaba "Hadi oyalanma seni lavobaya götürelim." Sıradan çıkıp onu lavobaya çekiştirdim.
Biz lavobaya girerken içerideki son kişilerde çıkmıştı. Elime bir kaç parça peçete alıp burnuna tuttum "Bu sıralar burnun sık sık kanıyor. Hastaneye gittin mi?" Elimi tutup peçeteyi çekti "Senin suçun. Birden beni öyle heyecanlandırıyorsun ki kalbim çıkacak gibi atıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fanfiction"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.