Selam bugün şirin bir bölümle karşınıza gelmek istedim 👉👈
Comfort/safe hissedeceğiniz bir bölüm oldu bence hehe
Neyse uzatmayayım keyifli okumalar~
***
Ayağa kalkıp hayretle ona baktım "Kafandaki de ne? Bekle bir dakika o benim odamın perdesi değil mi?" Alhaitham aceleyle fotoğraf makinesini kurarken sorularıma devam ettim "Yoksa sen perdemi mi kestin?"
Elini makineden çekip bana döndü "Hayır kesmedim fotoğrafta kötü gözükmesin diye kapının arkasına uzattım kalanını." Fotoğraf makinesi ritmik bir bip sesi çıkarırken telaşla beni kendine çekti. Bir elini boynuma bir elini belime koyup beni hafifçe yatırarak öptüğünde ne yaşandığını hala idrak edememiştim.
Yüzümü buruşturup ağzımı sildim "Tanrım perdenin tadını aldım. Neden kafanda bunla geziyorsun?" Şuan herhangi birisi odaya girse yapacak hiç bir açıklamamız yoktu. Düğmeleri savaş veren beyaz bir takım elbise giymiş ve kafasında bir yığın perdeyle bir şeyler yapıyordu.
"Evlenme teklifini eden sen olduğun için duvağı benim takmam gerektiğini düşündüm." Kızarırken elimi saçlarıma daldırdım "Ne?" Bana doğru adımladı "Ben öyle terli haldeyken sana cevap vermek istemedim. Daha yüzümü bile yıkamamıştım."
Perdeye ayağa takıldığında düşmesin diye onu tuttum "Neyse o sayılmaz şimdi tekrar sorabilirsin cevap vermeye hazırım." Omuzlarım titrerken dudaklarımı sıktım. Kafasını kaldırıp bana baktı "Kaveh?" Daha fazla dayanamayıp kahkaha atarken başındaki perdeyi kaldırdım.
"Cidden beni öldüreceksin hahaha! Çok akıllısın oysa bazı konularda nasıl bu kadar saf olabiliyorsun anlamıyorum hahaha!" Perdeyi çekince daha net gördüğüm takım elbiseyle kahkaham katlandı "Benim takımı mı giymişsin bir de! Tanrım her an bir yeri patlayacak gibi!"
Ben gülerken yüzünü astı "Beyaz takımım yoktu fotoğraf için ödünç aldım. Hem fotoğrafa bakan kimse perde olduğunu anlamaz." O kendince fikirlerini savunurken o kadar şirindi ki gülmeyi bir kaç saniyeliğine kesip onu öptüm.
"Tanrım ağzına ne yaptın diş fırçamla öpüştüğümü sandım." Tripli bir şekilde kollarını göğsünde bağladığında duyduğum 'pıt' sesi ve alnımın ortasında hissettiğim acıyla gülmeyi kestim. Şaşkın bir şekilde alnımı tutarken yerde yuvarlanan düğmeye baktık.
Alhaitham kafasını başka yöne çevirirken kulakları kızarmıştı "Sana yenisini alırım." Zar zor bastırdığım kahkaham katlanarak devam ederken nefessiz kalacağımı sandım "Tanrım... Evlenme teklifi bile... Değildi hahaha..." Kollarını çözüp bana döndü "Ne demek değildi?"
Boynuna sarılıp sakinleşsin diye yanağından öptüm "Sana evlenme teklifi edecek olsam böyle sade mi olurdu sence? Sana en iyisini hazırlamak için her şeyimi verirdim." Alhaitham kızarırken yüz ifadesini sakin tutmaya çalışıyordu "Yani ben yanlış mı anladım?"
Kafa salladığımda utanarak elini saçlarına daldırdı "Neyse zaten sumeruda yasal olarak evlenemezdik. Üstümü değiştirip geliyorum." Yanağını dürterken ona sataştım "Hey Alhaitham neden yüzünü asıyorsun?" "Yüzümü asmıyorum." Arkasını döndüğünde beline sarıldım
"Şey... Sana evlenme teklifi etseydim beni kabul eder miydin?" Elini elimin üstüne koydu "Sence bunun cevabını net bir şekilde almadın mı?" Kafamı sırtına yaslarken mırıldandım "O zaman Monstand güzel olurdu. Özgürlükler ülkesinde seninle evlenmek yani."
Kalp atış sesi niye bu kadar yüksek bana dönerken kafamı kaldırdım. Hala duyabiliyorum yoksa benim kalp atışımın sesi mi? Ellerini yanaklarıma koyduğunda gözlerimi kapatmak üzereyken alnını alnıma vurdu "Tanrı aşkına gerçekten teklif etmeyeceksen şöyle konuşup bana ümit vermeyi kes."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fanfiction"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.