Eli ensemde gezinirken sıcak dudaklarındaki alkol tadını aldım. Geri çekilmeye çalıştığımda ensemden bastırdı ve dilini dudaklarımdan içeri kaydırdı. Sarhoş diye canını yakmak istemiyorum ama sadece yumruklasam nolur ki? Omzuna sertçe geçirip onu kendimden uzaklaştırdım.
"Ne yapıyorsun sen?!" Kıkırdadı ve uykulu şekilde mırıldandı. Bunca zamandır beraber yaşıyoruz ama ilk kez çocuk gibi kıkırdadığını duydum. "Dudakların yumuşacık." Elimi dudaklarımın üstüne kapatırken kırmızı bir yüzle ona inanamayarak baktım. Esneyerek gözlerini ovuşturdu. "Uykum var." Kolunu üstüme atıp sarıldığında koluna vurdum. "Alhaitham çekil üstümden!" Kollarını belime sarıp kafasını göğsüme yasladı ve hiç bişey olmamış gibi uyumaya devam etti.
Elimle dudağımı silerken bir süre debelendim. "Ben uyuyana kadar kal en azından." Hayret içinde ona baktım. "Neden yapacakmışım tekrar dudaklarıma yapış diye mi?" Alhaitham kafasını kaldırıp bana baktığında ellerimle dudaklarımı kapadım. "Lütfen." Sarhoş yüzüne bir tane patlatmak istesem de ilk kez benden bir şey rica ettiği için hayır diyemedim.
"Tamam, ama biraz uzaklaş." Onaylamasına rağmen kafasını boynuma sokup uyuduğunda sinirim tepeme çıktı. Nefesi boynumu gıdıklarken sabredip uyumasını bekledim. O uyuyana kadar geçen sürede kendimi o kadar kastım ki yüzümün tamamen kırmızı olduğuna eminim.
Kollarından sıyrılıp ayağa kalktığımda derin bir nefes aldım. Şerefsiz sarhoş diye istediği her şeyi yapabileceğini sanıyor. Elimi çalışma masasında gezdirirken intikam almam gerektiğini hissettim. Eşyalarını kırıp odasını dağıtmak fazla olurdu zaten yine ben toplayacaktım anlamı yok. Masadaki kalemi alıp ona yaklaştım. Alnına özenle seçtiğim kelimeyi yazdım.
Odama girdiğimde ellerimle yüzümü kapadım. Ne yaşadık lan biz? Alhaitham beni başkası falan mı sandı acaba yapıştı direkt? Ama hayır bu ego ile kim buna aşık olur ki? Hem eve hiç kız falanda getirmedi bunca zaman. Dışarıda falanda kimseyle görmedim.
Yatağıma otururken içime bir kurt düştü. Alhaitham acaba beni sevi- ah bu imkansız bana bir soykırım yapmadığı kaldı. Yarın uyanınca ona mı sorsam? Ama bu çok utanç verici! Hem ya hatırlamazsa ve beni sapık olmakla suçlayıp evden çıkmamı isterse? Şuan başka yere de taşınamam!
Hem neden ilk saniye itmedim ki onu? Dilini soktu resmen! Saçımı başımı yolarak sabahı bulduğumda bavulumu alıp sessizce kapının önüne geldim. Alhaitham uyandı mı acaba? Kapısına gidip kulağımı yasladım. Hiç ses seda yoktu. Kapıyı hafifçe aralayıp içeri baktım. Bıraktığım şekilde uyuyordu.
Yüzleşmemizi dönüşüme saklayıp evden çıktım. Dün gece gözüme gram uyku girmemişti bu yüzden yolda uyuyabilsem güzel olur.
Alhaitham'dan devam;
Daena evindeki toplantı gittikçe sıkıcı bir hal almaya başladı. Kıdemlilerim zeki olduğumu ve sevdiklerinj söyleyerek buraya getirmişlerdi ama ilgimi çekecek bir konudan bile bahsetmemişlerdi. Kafamı çevirip kitaplarda gözümü gezdirdim. Farkına varmadan büyükannemle olan bir anıma daldım.
Büyükannem kitaplığın tozunu alırken bende kitapları kategorilerine göre ayırıyordum. İnce sesiyle mırıldandığı şarkı kulaklarıma doluyordu. "Büyükanne, annem ve babam hakkında merak ettiğim bir şey var." Büyükannem toz almayı bırakıp yanıma oturdu. "Nedir, Alhaitham?" Dün sonuna gelmiş olduğum kitabı elime aldım.
"Bazı hastalıklar kalıtsal olarak ebeveynlerden çocuklara geçebiliyormuş. Dün bu kitapta okudum. Anne veya babam renk körü müydü?" Büyükannem kafasını iki yana salladı. "Hayır değillerdi." Elimi çeneme yasladım. "O zaman ben neden renk körüyüm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Key - Kavetham +18
Fanfiction"O zaman bugün senin için içelim." Bardağımı onunkiyle tokuşturdum ve bir yudum aldım. Kaveh bir solukta bitirip yenisini doldurmak için şişeye uzandı. "Bu arada beni neden öptün Alhaitham?" Ağzıma götürdüğüm pasta çatalımdan kucağıma düştü.