RHAEGAL
Savaşımız şiddetini arttırmaya devam ediyordu, ikimizde bu savaştan keyif alıyorduk. Urmugnt'un zırhını aşmak için durmadan saldırıyordum ama pek bir işe yaramıyordu, etraftaki binaları kırarak savaşmaya devam ettik.
"Böyle bir yaşta, böyle bir güç. İblis ırkının kaderi için gerçekten ölmen gerekiyor," dedi Urmungt.
"Burada hepiniz ölüceksiniz," suratına sert bir yumruk vurdum.
Ardından imha silahını düştüğü yerden aldım ve yeniden gözlerine doğru saldırmaya çalıştım. Urmugnt arkasındaki kılıçlardan biriyle durdurdu. Ardından beni geriye doğru fırlattı, rüzgarla uçup kendimi düzelttim.
Elimle Urmugnt'u nişan aldım, "parçalan."
Urmugnt'un cıvadan oluşan zırhında kırılmalar oluştu.
İblis generali şaşırdı, "demek bu şekilde sana ulaşabilirim."
"Biçme," on metre içindeki her şeyi parçalamaya başladım. Urmugnt kaçmaya çalışıyordu ama hemen arkasına geçip onu durdurmaya çalıştım.
"Nereye gittiğini sanıyorsun?" Saldırılar durmadan cıvayı etkisiz hale getiriyordu.
Kılıcıma Kaos enerjisi aşıladım ve sırtına geçirdim. İkimiz birlikte hızlıca düşmeye başladık, kılıcımı Urmugnt'un içinde gezdirip bedenini ikiye bölmeye çalıştım ama düşündüğümden daha sert bir bedeni vardı.
Yere çarptığımızda Urmugnt cıvayla bana saldırdı, cıva bedenimi delip geçti. Ağzımdan kanlar döküldü, bedenim ağır hissetmeye başladı. Zehirleniyordum, durmadan şeytani enerji mana damalarımı zehirliyordu.
Kaos alevlerini kullanıp tüm zehiri yakmaya başladım, kesilen yerlerimi kaos alevleri ile birbirine bağlamaya başladım. Urmugnt cıvayla göğsümü delmeye çalıştı, Kaos enerjisinden bir kalkan yaptım ama kalkanı delip geçti.
Cıva tüm bedenimi kaplayıp bir küreye hapsetti, ellerimle bir mühür yaptım.
"Mutlak geyik," cıva aniden bozuldu ve sıvı olup yerde dağılmaya başladı. Ağzımdan kanlar dökülüyordu, kıyafetlerim parçalanmıştı.
Mutlak geyiğe yaslandım, "bu canavar az önce ne yaptı?" Urmugnt şaşkınlıkla bana baktı.
Kutsal enerjiyi kullanıp kendimi iyileştirdim, "senin asla hayal bile edemeyeceğin bir şey."
Mutlak geyik, Urmugnt'a doğru koştu ve tüm alandaki enerjiyi nötrleyip gölgeme geri döndü. Benim için sıkıntı değildi, sorunsuzca kullanabiliyordum. Tam kontrol sahibi olduğum için böyle yetkiler bende işe yaramıyordu.
Serap adımlarını ateşledim ve imha silahını bir kılıç yapıp Urmugnt'un kalbine sapladım.
"Bu savaşı ben kazandım," kaos alevlerini kullanıp Urmugnt'u kül ettim.
Ardından yere düştüm, bedenim daha fazla dayanamıyordu. Kutsal enerjiyi kullanıp kendimi düzeltmeye başladım ama artık eskisi gibi değildi.
Ağzımdan kanlar döküldü, "siktir... bu iş düşündüğümden daha kötü bir hale gelmeye başladı."
Kalbim sıkışmaya başladı, "devam edebilir misin?" Tessarion sordu.
"Merak etme devam edeceğim," dedim.
Ayağa kalktım ve yürümeye devam ettim, hareketlerim düzensizdi. Yürümek bile artık benim için çok zordu, yıldızlarım normalden daha parlak haldeydi.
Etraf savaşımızdan dolayı yok olmuştu, yaşayan biri bile kalmamıştı. Hızlıca diğer bölgeye doğru yürüdüm, böyle devam ederse iblis kralına karşı savaşmadan ölecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (2. Kitap) - Bitti. -
ActionRhaegal gerçekte kim olduğunu öğrendikten sonra tanrılar ile savaşmak için hazırlanmaya başlamıştır. Bundan önce kıtayı feth edebilecek mi?