Bölüm | 285

159 21 4
                                    

MİRANDA

Canavarlar her tarafı sarmıştı, herkes canla başla savaşıyordu. Daeron durmadan ağlıyordu, Mutoh ve Arryn aniden ortadan kayboldu daha ne olduğunu anlayamamıştık.

"Geçti, geçti..." Daeron'u sallayıp susturmaya çalıştım ama hala susturamıyordum. Yüzünü okşadım, kokusunu içime çektim. Onun böyle bir zamanda doğmasını hiç istemedim... Oğlumun savaşın içinde doğması ve babasının dönüp dönemeyeceği bir savaşa girmesi...

Kale sarsılmaya başladı, "neler oluyor?"

Pencereden dışarıya baktım, Uravis anka formuna bürünmüştü. Tessarion ile birlikte canavarları avlıyordu, Rhaegal'ın evcil hayvanı Divalin bile buradaydı.

"Bu korkunç..." canavarlar, ejderhalar, Griffinler. Hepsi birbirine girmişti, gargoylelar bile savaştaydı.

Ophir ortalıkta yoktu, onun nerede olduğunu merak ediyordum.

"Daeron, annen yanında. Merak etme hiçbir şey olmayacak," dedim.

Daeron ağlamaya devam ettim, gözyaşlarımı tutamadım. Kapı aniden açıldı, "Miranda."

"Anne," Reyla annem yanıma gelmişti. Yüzümdeki gözyaşlarını sildi, bana bakıp gülümsedi ve sarıldı.

"Her şey geçecek merak etme, hepsi geçicek. Rhaegal kazanacak ve tekrardan yanımıza gelecek," dedi.

"Umarım öyle olur. Daeron'u onsuz büyütmek istemiyorum."

Uravis'in sesleri yükseldi, canavarlar gökyüzünde tek tek yanıyordu.

Baela yanımıza geldi, "burdan gitmemiz gerekiyor. Uravis bizim için bir yol açıcak. Mutoh acil durumlar için gargoyle kalesine bir bariyer yerleştirmişti," dedi.

"Bu bariyeri biliyorum, evet. Rey ortadan kaybolduktan sonra yerleştirmişti," dedim.

"Hemen gitmeliyiz, leydi Diana'yı almamız gerekiyor."

"Aurora ile onu alabilirim ama hamile olduğu için bir dikkatli bir şekilde getirmeliyim," dedi Reyla annem.

"Buldum, bir yolunu biliyorum."

Daeron hala ağlıyordu, "anne onu alır mısın?" Dedim.

"Evet, elbette."

Reyla annem Daeron'u kucağına aldı, pencereye koştum. Divalini arıyordum ama onu göremedim, en sonunda gökyüzünden aşağıya indi.

"Divalin!!" Diye bağırdım.

Hemen önümde belirdi, "bizi kaleye götürmen gerekiyor. Bize yardım et," dedim.

Divalin ağzını açtı ve duvarı yok etti, ardından uzun mor enerjiden oluşan bir tünel yaptı.

Gülümsedim, "teşekkürler."

Divalin arkasını döndü ve savaşmaya gitti, "ben gidiyorum." Annem Daeron'u bana verdi ve hızlıca gitti. 

"Rey..." gökyüzüne baktım. Umarım o iyidir, beni aniden sabah erkenden bırakıp gitmesi... vedalaşmak istemiyordu. Eğer beni ve Daeron'u görseydi, gitmezdi.

Daeron parmağını emmeye başladı, kızıl gözleriyle bana baktı. Gülümsedim ve yanağımdan öptüm, gözyaşlarımı tutamadım.

Baela geldi ve bana yaslandı, "hepsi geçiçek merak etme bunların hepsi biticek."

Daeron, Baela'nın parmağını tuttu ve gülmeye başladı.
Tessarion yanımıza geldi, altın kanatları ve pulları ile göz kamaştırıyordu.

"Gitmeye hazır mısınız?" Dedi.

Ejder Soyu (2. Kitap)   - Bitti. - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin