LUGİA
"Şimdi ne yapacağız Hükümdarım?" Dedi Mutoh.
"Şimdi yapmak tek şey, uzun bir dinlenme... Her şeyi normale döndürmeden önce birazcık dinlenmeliyim."
Daeron'u yanıma getirdim, bana bakıp gülümsedi.
"Baba," dedi.
Onun sesini duyduğumda boğazımda bir burukluk oluştu. Onu bir daha ne zaman göreceğim bilmiyorum, onunla son karşılaşmamızdı.
Gözlerimden yaşlar döküldü, "üzgünüm oğlum. Üzgünüm, baban yanında olamayacak. Seni çok özleyeceğim. Senin büyümeni görmek isterdim, koştuğunu, eğitim gördüğünü. Güldüğünü, ağladığını, aşık olduğunu."
Sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim, "benim gibi olma sakın. Anneni üzme, ona iyi bak. Seni sevdiğim kadar onuda çok seviyorum ama sanırım biz hiç birlikte olmamalıydık."
Daeron bana baktı, gözleri mora döndü. Üzülmüştü, beni anlıyor muydu? Nasıl olabilir o daha bir bebekti.
Gözyaşlarımı sildim, "sanırım artık gitmemiz gerekiyor. Onu Miranda'ya verelim ve evimize dönelim."
Daeron'un burnuna dokundum ve güçlerini mühürlendim. Gözleri sadece kızıl renkteydi, hala bir ejderha olmalıydı. Babasının savaş sırasında öldüğünü bilecekti o kadar, onun dışında sadece resimler. Bir daha asla Rhaegal formuna dönmeyeceğim böylece babası olduğumu bilmeyecekti. Rhaegal öleceği için Miranda bana karşı olan duygularını yavaşça kaybedecekti.
Arnor ile evlenebilirdi, yeniden aşık olabilirdi.
"Hükümdarım, bundan emin misiniz? Daeron bizimle kalabilir. Onu götürmemize gerek yok," dedi.
"Bir çocuğu annesinden ayırmak çok korkunç bir olay," dedim.
"Ama babasından ayırmakta korkunç değil mi?"
"Babalar bazen böyle fedakarlıklar yapmalı, çocuklarının iyiliği için."
Bir portal açtım, portaldan geçip Edeya kıtasına geri döndüm. Her şey olduğu şekle dönmüştü, ejderha ailesi tam karşımda duruyordu. Miranda onların yanındaydı.
Beni görünce yanıma koştu, yanımda durup bana baktı. Bana sarılmaya çalıştı ama geriye doğru bir adım attım ve Daeron'u uzattım.
"Daeron'u getirdim," dedim.
Arryn yanıma geldi, "baba." Dedi ve bana sarıldı.
"Geri döndün ve iyisin." Miranda Daeron'u aldı.
Arryn'e sarıldım, "sana dedim değil mi? Geri geleceğim. Birlikte evimize döneceğiz, sonsuza kadar hep birlikte olacağız."
Miranda dudağını ısırdı, "Rey..."
"Benim adım Rey değil. Kaos Getiren, Her Şeyin Başlangıcındaki Hükümdar Lugia."
Luna ortaya çıktı ve bana sarıldı, "nereye gittin? Her yerde seni aradım."
"Tanrım, sen cidden beni mi aradın?" Dedim.
"Evet... Seni bırakmayacağım dedim değil mi? Sözümden dönmeyeceğim."
Daeron uçmaya başladı, bana doğru geldi ve boynuzlarımı tuttu. Annem koştu, hızlıca bana sarıldı.
"Oğlum... Lütfen beni bırakma... burada kal. Lütfen..."
Anneme sarıldım ve başımızı birbirimize yasladık, "merak etme anne, anılarında yaşayacağım. Nasıl iblis kralı ile savaşımda öldüysem aynı öyle kalıcak. Daeron'u benim gibi olmasından koru olur mu? Babası gibi kızların peşinden koşmasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (2. Kitap) - Bitti. -
AcciónRhaegal gerçekte kim olduğunu öğrendikten sonra tanrılar ile savaşmak için hazırlanmaya başlamıştır. Bundan önce kıtayı feth edebilecek mi?