-13-

321 24 26
                                    

Sabahın erken saatlerinde şişmiş gözlerini diktiği parkelerden çekerek geceden beri bir kez olsun kurumamış olan yanaklarını ellerinin tersiyle silmişti.

Yavaşça ayağa kalkıp odadan çıktığında evin sessizliği dikkatini çekmişti. Gitmek için iyi bir fırsattı.

Titreyen elini trabzana koyup sessizce merdivenleri inmiş kapıya doğru adımlamıştı. Tam o sırada duyduğu sesle irkilerek elini kapıdan çekmişti.

"Nereye gidiyorsun komiser? Daha kargalar bokunu yemedi?"

Jungkook'un koltukta oturmuş televizyona sabit gözleriyle playstation oynuyor sağ yüzü kapıya dönük şekilde sağ ayak bileği sol dizinde duruyordu.

Böyle rahat bir adamın katil olması...
Sanki hem oluru hem olmazı var gibiydi.

"Çok mu umurunda? "

Vera'nın boğuk sesi Jungkook'a ulaştığında elindeki oyun kumandasındaki hareketleri duraksamış ani bir şekilde kalkarak Vera'ya yaklaşmaya başlamıştı.

Vera kaşlarını çatmış içindeki korkuyu bastırmaya çalışır şekilde karşısındaki adama bakmış ancak sanki o hiç anlamayacakmış gibi cesur gözükmeye çalışmıştı.

Jungkook önünde durduğunda çatık kaşlarını ona dikmişti.

"Benimle oynama Yunesa."

Yüzüne doğru eğildiğinde Vera hafifçe arkaya doğru eğilmişti.

"Sinir bozucu oluyorsun."

Fısıltısı onu ürkütürken dışarıdan gerçekten cesur gözüküyordu. Ancak Jungkook onun bu hallerini okuyabilecek kadar bilinçliydi.

"Korkma küçüğüm, sana bir şey yapacak değilim."

Derin sesiyle onu kendine odaklamaya zorlarken Jungkook'un kaşları hafifçe çatılmış çenesi gerilmişti.

"Sadece yaptığın aptallıkları engellemeye çalışan bir abiyim senin için."

Vera'nın canı onun dediğiyle yanarken sebebinin farkındaydı. İlk kez bu gece fark etmişti. Ancak sorun şuydu.

Ondan deli gibi korkuyordu...

Jungkook aniden geri çekilmiş ellerini eşofmanının cebine koymuş kıza bir süre bakıp tüm gece dinmesini beklediği gözyaşlarının eseri olan şişik gözlerini incelemişti.

"Git ve uyu. Tüm gece aptal saptal herifler için gereksizce ağladın zaten. Şimdi kendine biraz saygın varsa uyur ve ben seni uyandırana kadar o yataktan çıkmazsın."

Jungkook arkasını dönüp salona geri ilerlediğinde aniden durmuş arkasından onu izleyen kıza dönüp alayla gülmüştü.

"Güzellikle anlamıyorsan birçok çözüm yolumda var tabi. Denemek ister misin?"

Vera kaşlarını çatıp hızla yukarı adımladığında Jungkook arkasından bir süre ifadesizce bakmış sonra da oyununu oynamak üzere yerine geri oturmuştu.

Vera gerçekten onu dinlemiş ve tüm gecenin yorgunluğunu atmak için uyumuştu ancak Jungkook tereddütte kalmış, gerçekten uyuduğundan emin olmak için hafifçe kapısını tıklatmıştı. Ses gelmediğinde kaşları çatılmış kapıyı yavaş ve sessizce açmıştı. Yatakta üzerine çektiği yorganıyla yatan bedeni gördüğünde aynı sessizlikle kapıyı kapatmış duş almak üzere odasına ilerlemişti.

Duşunu almış gri yırtık bir kot ve siyah balıkçı yaka uzun kollu bir tişört giyinmiş aşağı inmişti. Namjoon'un mutfağa girdiğini gördüğünde peşinden girmişti.

"Hyung, neler olduğunu tam anlatsana."

Sessizce sorduğu soruyla Namjoon atıştırmak amaçlı kendine gevrek hazırlarken Jungkook yemek hazırlamak için bir şeyler çıkartıyordu.

"Dün gece oyununu almak için evine uğradığımda oradaydı işte. Ağlıyordu. Beni görünce geldi, dün sana anlattıklarımı anlattı. Bende gelmesinin iyi olabileceğini düşündüm."

Jungkook derin bir nefes verip karıştırdığı pankek hamuruna bakıp durdu.

"Ona her şeyi anlatmalısın."

"Saçmalama hyung! Kimsenin bunu bilmemesi gerektiğinin farkındasın!"

Namjoon onun çıkışmasına karşı göz devirip elindeki kaşığı tabağa bırakıp ağzındaki lokmayı yutkunmuştu.

"Hadi diyelim sakladın."

Jungkook'un kaşları çatılırken o da elindekileri bırakıp ona dönmüştü.

"Bir zamanlar bu ülkenin en harika polisi olduğunu ancak o müdürün işlediği cinayeti tüm merkezin saklayarak bütün suçu sana attıklarını, üstüne yetmiyormuş gibi kardeşin ve annenin dosyalarını kapatmalarını. Ah bir de,"

Namjoon ona doğru bir adım atıp çatık kaşlarıyla gülmüştü.

"Şu meşhur takma adın, 'Ian' olan hani?"

Jungkook sinirle gülerek elini saçlarından geçirmişti. Namjoon ise ona aldırmadan devam etmişti.

"Neden üstü kapatıldı Jungkook? Neden ortadan kaldırıldın bir anda? Başkomiserin suçlarını niye üstlendin Jeon?"

Jungkook derin bir nefes verirken ilk kez gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.

"Her şey planlı değil miydi? Seni kullanarak kendilerini temize çıkarmadılar mı? Seni kullanarak tüm emniyetin sırlarını güvenceye almadılar mı? Neden başkomiserin vakasına özellikle sen atandın?"

"Sus."

Jungkook'un mırıltısıyla Namjoon derin bir nefes vermişti.

"Aynı kaderi Vera yaşayacak Jeon. Aynılarını. Engel olmak zorundasın. O kız senin kadar güçlü değil."

Jungkook titremeye başlayan vücudunu kontrol altına almayı denedi. Ne kadar başarılı olduğu tartışılırdı.

"Ne yapabilirim ben?"

Nefretle mırıldandığı şeye karşı Namjoon gözlerini kaçırdı.

"Önce Vera'ya her şeyi anlatmakla başla. Sonrada emniyetteki bilgilere ulaşmasını sağla. Eminim adalet için yapar bunu."

Jungkook stresle elini saçlarından geçirirken arkasındaki bahçe kapısına yönelmiş köşedeki sandalyeye oturmuştu.

Bu zamana kadar sakladığı her şeyi iki günlük bir polise mi anlatacaktı?

Hiç sanmıyordu...














Jeon Jungkook | KS1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin