Jeon Jungkook | KS1

-48-

Jungkook yorgunlukla açtığı gözlerini odanın içerisinde gezdirdi. Bakışları en son yanındaki bedene kaydığında yüzündeki tebessüme engel olamamıştı.

Vera artık onun evinde, onun yanında ve onun yatağındaydı...

Jungkook yavaşça ona doğru dönmüş, uzunca bakmaya başlamıştı.

O ne kadar istemesede Vera diretmiş ve emniyete gitmemeye karar vermişti. Bunu da zorla Jungkook'a kabul ettirtmişti tabi..

Jungkook ise güvende olması için yanına taşınmayı teklif etmişti ancak bir ret etmişti ve Jungkook nerede kalacaksa oraya yerleşeceğini söylemişti.

Şimdi tekrar yan yanalardı.
Tekrar birliktelerdi...

Jungkook yavaşça kalkıp ebeveyn banyosuna girmiş elini yüzünü yıkayarak ayılmıştı. Banyodan çıktığında yeni uyandığı belli olan Vera ona baktı.

"Günaydın."

Jungkook bir şey demeden dudaklarını birbirine bastırıp onun yanına gitmiş, bir süre ona bakmıştı.

"Dün geceden beri baban arıyor. Aç artık. En azından dinleneceğini falan söyle."

Jungkook ona telefonunu attığında Vera uzun bir süre telefonuna bakmış ardından karşısındaki adamın hatırı için başını sallamıştı.

"Tamam, ararım birazdan."

Jungkook memnuniyetini belli edercesine sırıtmış ardından kendi telefonunu alıp odadan çıkmıştı. Mutfağa girdiği an ise ilk yaptığı şey kahve olmuştu.

Vera mutfağa girdiğinde onun bu hâline kaşlarını çatmış hızla bardağı alıp lavaboya dökmüştü.

"Neydi bu şimdi? Dün gecenin intikamı mı?"

Vera ona göz devirerek kollarını önünde bağlayarak tezgaha yaslandı.

"Hayır canım, miden sabaha kahveyle başlayan sahibi yüzünden zarar görmesin diye."

Jungkook onun bu hâline gülmek istesede sessiz kalmış omuz silkmişti.

"Biz yeterince iyi anlaşıyoruz."

Vera onu takmadan yanından geçmiş buzdolabını -boş olan buzdolabını- açmıştı. Ardından sakin kalmak istercesine derin bir nefes vererek arkasındaki adama dönmüştü.

"Senin insan olduğundan şüphe duyuyorum artık."

"İyi anlaştığımızı söylemiştim."

Jungkook'un umursamaz tavrına karşı iyice delirmeye başlamıştı Vera.

"Git hazırlan."

Jungkook yeni kahvesini bardağa koyarken söylediği şeye karşı Vera'nın kaşları çatılmıştı.

"Hani akşamlarıydı mesaimiz? Sözleşmeyi mi bozuyorsun?"