Bölüm 7

1.1K 86 20
                                    

Emniyetin kapısında durup soluklandı Songül. İçeri girmesi ve Taylan müdüre bir açıklama yapması gerekiyordu ama ne söylemesi, nerden başlaması gerektiğini kestiremiyordu bir türlü.

Emin ile yaşadığı bu şey anlatılacak boyutta değildi onun için ama saklamaya da gönlü el vermiyordu. Aklı ve kalbi bir girdabın içinde sıkışmış bir vaziyetteyken merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladı.

Taylan müdürün odasının önüne geldiğinde adımlarını yavaşlattı. Derin bir nefes alıp kendinisi toparladıktan sonra çaldı kapıyı.

Bir kaç saniyelik sessiz bekleyişten sonra içeriden gelen sesle kapıyı açıp içeri girdi Songül. Ağır adımlarla Taylan müdürün karşısına ilerleyip durdurdu adımlarını.

Taylan müdür bir süre Songül'ü izledi sessizce. Sonra dayanamayıp böldü sessizliği.

"Anlatacak mısın?"

Songül başını yerden kaldırdığın da Taylan müdür ile göz göze gelmişti. Belki de hayatında ilk defa suçluluk psikolojisi hissediyordu Songül. Çünkü belki de ilk defa mesleği ile ilgili bir hata yapmıştı. Yavaşça yutkunup boğazındaki yumrudan kurtulduktan sonra zor da olsa konuşmaya başladı.

"Ben ne söylemem gerektiğini bilmiyorum müdürüm."

Taylan müdür sandalyesine iyice yerleşirken sert bir ses tonuyla cevapladı Songül'ü.

"Yedi Emin ile nasıl tanıştın, dün gece orada ne işin vardı anlatabilirsin bence."

Anlatmak istese de sessizliğini korudu Songül. Sonuçta karşısında duran adam emniyet müdürüydü ve ona da ben hiç tanımadığım bir adama güvenip evine gittim, yetmedi gece o adamla birlikte oldum diyemezdi.

Bakışlarını tekrardan yere sabitlediğinde Taylan müdürün kulağında yankılanan öfkeli sesini duydu.

"Susma Songül! Bir şey söyle ya. Ne işin vardı o adamın evinde."

"Anlatamam müdürüm." dedi Songül belli belirsiz çıkan ses tonuyla. "Size söyleyebileceğim tek şey o adamın Yedi Emin olduğunu bilmiyordum. Yemin ederim."

"Kim olarak tanıttı kendini sana."

Duyduğu soru ile utancından yerin dibine girmek istedi Songül. Adını bile bilmediği bir adama kendini teslim etmiş olmanın yıkıcı ağırlığı vardı üzerinde. Sessizliği çığ gibi büyümeye devam ederken Taylan müdürün ses tonunda git gide yükseliyordu.

"Cevap ver Songül. Adı neydi?"

"Bilmiyorum" dedi Songül çaresizce. Yalan değildi gerçekten bilmiyordu ama bu durum onu sandığından çok daha fazla sıkıntıya sokacaktı.

"Konuşmayacaksın öyle mi? Peki! Ama şunu da unutma. Ben; o adama yardım etmek için sustuğunu düşünüyorum şu an. Ve bence haksız da sayılmam."

Taylan müdürün cümlesi ile göz yaşları yanağından süzülmeye başladı Songül'ün. Hayır dercesine kafasını salladı ama tek bir kelime çıkmadı ağzından.

"Peki Songül. Seni çok sevsem de bu olay netleşinceye kadar seni açığa almak zorundayım."

"Müdürüm" dedi Songül ama Taylan müdür hemen susturdu onu.

"Bir hafta dinlen bakalım. Düşün biraz. Belki döndüğünde bana neler olduğunu anlatmak istersin."

"İşimi kaybetmek istemiyorum müdürüm." diyebildi Songül zar zor. Korku bedenini esir almışken kalbi sıkışmaya başlamıştı.

"Şu bir haftalık süreçte herhangi bir işlem yapmayacağım. Ama bir haftanın sonunda hala daha susuyor olursan külahları değişiriz Songül."

"Teşekkür ederim müdürüm" dedikten sonra odadan çıktı Songül. Hızlıca emniyetten ayrılıp arabasına atladı. Eve gidip bir an önce hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Hatta şu an istediği tek şey Emin'i bulup kafasına sıkmaktı. Ya da belki dudaklarına yapışmak.

İmkansızı istemek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin