Bölüm 6

1K 80 13
                                    

"Songül" dedi Emin duraksayarak. İlk defa ne söylemesi gerektiğini bilememenin verdiği bir rahatsızlık vardı yüzünde. Songül'ün kızaran,yaşlı gözlerine bakmaya cesareti olmadığı için eğdi başını.

Oluşan kısa süreli sessizlik bir cevaptı Songül için ama kendi aptallığını bir de adamın ağzından duymaya ihtiyacı olduğu için var gücüyle bağırdı karışındaki adama.

"Sana bir soru sordum. Sen Yedi Emin'misin."

Emin bakışlarını yerden kaldırmadan sadece kafasını sallayarak cevapladı kadını. Aldığı cevaptan sonra boğazı düğümlenirken var gücüyle yakasına yapıştı Songül adamın.

"Ne istedin benden."

Songül'ün çaresiz, titreyen ses tonunun altında ezildi Emin. Başını kaldırıp sadece küçük bir tebessüm gönderebildi kadına.

Adamın gözlerindeki hüzünlü bakışa normal şartlarda inanırdı Songül ama biraz önce duyduğu cümleden sonra artık Emin'e inanması mümkün değildi. Gözleri ateş gibi parlarken kalbi yerinden sökülüyordu adeta. Kızgınlığı adama değil kendisineydi aslında. Bu kadar kolay teslim olmuş olmasına kızıyor, adama karşı hissettiği tarif edilemez duyguya sinirleniyordu.

"Niye yaptın bana bunu" diye sorduğunda artık ne kadar bastırmaya çalışsa da beceremiyor sesindeki titreme yüzünden hissettiklerini ele veriyordu.

"Songül" dedi Emin. Kadına doğru yanaşıp koluna dokundu nazikçe. Bu kısa temas ikisini de çok farklı bir noktaya götürse de o anın büyüsünden ilk sıyrılan Songül oldu.

"Dokunma bana" diye bağırdı var gücüyle. "Bir daha sakın dokunma."

Emin ateşe değmiş gibi çekti elini hızlıca. Ellerini havaya kaldırıp aralarındaki mesafeyi açtı ama bakışlarını çekmedi Songül'ün gözlerinden. Bir an, kısa bir an da olsa Songül'ü bağrına basmak geçti içinden ama yapamadı.

"Özür dilerim" diyebildi çaresiz bir ifadeyle.

Adamdan duyduğu cümle ile gülmeye başladı Songül. İçi kan ağlarken gülmek ne demekmiş o an öğrenmişti. İçi yana yana öğrenmişti ama elinden hiç bir şey gelmiyordu. Adamın buğulanan gözlerine bakınca içindeki öfke daha da harlandı. Sert bir tokat geçirdi Emin'in yüzüne.

Songül'ün tokadı ile yana yatırdığı başını kaldıramadı Emin bir süre. Canı yanıyor, kalbi sızlıyordu. İlk defa hissettiği bu tarifsiz duygular ruhunu parça parça ediyordu.

Başını hafifçe yerden kaldırdığında Yaver'in silahına uzandığını gördü Emin. Yaver hızlı bir hamle ile belinden çıkardığı silahını doğrulttu Songül'e. Abi bildiği adam için hiç düşünmeden çekecekti o tetiği gerekirse.

"Yaver sakin" dedi Emin. Elini silahın üzerine yerleştirip çekip aldı hızlıca. Yaver'in gözlerine bakıp hayır dercesine salladı kafasını.

"Abi" dedi Yaver ama Emin susturdu onu. "Çık Yaver yalnız bırak bizi"

Emin'in sözünü ikiletmeden çıktı odadan Yaver. Emin yerinden bir santim bile kıpırdamazken Songül çoktan belindeki silahı çıkarıp ona doğrultmuştu.

"Adamını gönderince sesinle oturup konuşacak mıyım sandın. Seni dinleyecek miyim sandın." diye bağırdı.

"Hayır" dedi Emin keskin bir ifadeyle. "Beni dinlemeyeceğini biliyorum. Sen buradan sapasağlam  çıkabil diye gönderdim Yaver'i."

"Ben polisim polis. Senin adamın beni zaptedebilir mi sanıyorsun."

"Songül" dedi Emin ama devam etmedi cümlesine. Çünkü Songül'ü daha fazla sinirlendirmek istemiyordu.

İmkansızı istemek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin