Bölüm 33

1.1K 69 62
                                    

Emin önce elindeki kelepçeye sonra Songül'e baktı.
"Çıkar şunları Songül" dedi sert bir ifadeyle.

Songül olmaz dercesine başını sallayıp dudaklarını yaladı. Aralarındaki mesafenin hala milimlik olmasına dikkat ederek cevap verdi Emin'e.

"Ya beni dinlersin, ya da bu şekilde kalırız"

Songül'ün dudaklarına bu kadar yakın mesafede olmak çıldırtıyordu Emin'i. Sertçe yutkundu cevap vermeden önce. Kadının parlayan, dolgun dudaklarına değince gözleri hızlıca geri çekti kendini ama Songül'ün acı ile inlemesi ile durdu hemen.

"Ahh! Emin yavaş"

Emin; hızlıca yaklaştı  Songül'e. "Özür dilerim, bir şey oldu mu Songül" dedi telaş içinde.

Songül boşta kalan elini kelepçenin takılı olduğu elinin üzerine yerleştirdi.

"Canımı yaktın" dedi bağırarak.

Kalbi sızladı Emin'nin. İstemeyerek de olsa Songül'e zarar vermek canını yaktı. Hemen uzandı Songül'ün koluna. Boşta olan elini gezdirdi kadının bileğinde usulca.

"Kızarmış biraz, hadi aç şunu da krem sürelim"

"İstemiyorum" dedi Songül ve yavaş olmaya dikkat ederek çekti elini Emin'nin elinden. Çünkü belli etmek istemese de canı fazlasıyla yanmıştı.

Songül'ün bu kadar inat olması iyice sinirlendirmişti Emin'i. Üstüne üstlük canının yanıyor olmasında dayanamıyordu.

"Niye inat ediyorsun" diye bağırdığında sesi olabildiğine yüksek çıkmıştı.

Emin'nin bu ani yükselişi ile irkildi Songül. Nemlenen gözlerini kaçırdı hemen adamdan. "Önce konuşacağız, sonra" dedi titreyen sesini baskılamaya  çalışarak.

Songül'ün titreyen sesi yerle bir etti o an da Emin'i. Tutup sarılmak, doya doya koklamak, ağlama ben yanındayım demek istedi ama yapamadı. Bir süre sessizce Songül'ün sakinleşmesini bekledi.

Geçen bir kaç saniyeden sonra toparladı kendini Songül. Gözlerindeki buğuyu dağıtıp tekrar baktı Emin'nin gözlerine.

"Beni dinlemek zorundasın" dedi net bir ifadeyle.

Songül'ün cümlesi üzerine Emin sıkıca kapattı gözlerini. Cevap verip kadının canını yakmak istemedi ama onun inadını da bu şekilde kıramayacağını anlamıştı. Ne yapacağını, Songül'ü nasıl ikna edeceğini düşünürken aklına gelen fikir ile harekete geçti hemen.

"Biraz uzanacağım ben şurada" dedi başıyla biraz ileride duran kanepeyi işaret ederek.

Songül önce kanepeye sonra Emin'e çevirdi bakışlarını. "Tamam" dedi çaresiz bir tınıyla.

Emin kanepeye doğru ilerledi ağır adımlarla. Songül'de el mahkum sessizce takip etti onu.

Emin kanepeye uzanırken ani bir hareketle çekti Songül'ü üzerine. Emin ile burun buruna gelince sesli bir nefes verdi Songül.

"Pardon" dedi kendinin bile zor duyduğu bir tınıyla.

Songül ile bu mesafede olmak ve ondan uzak durmaya çalışmak çok zordu Emin için. "Önemli değil" derken nefsinin titrediğini hissetmişti.

Emin'nin nefesi yüzüne çarpınca hemen toparladı kendini Songül. Kanepenin yanına eğildi hemen. Yere oturup, Emin'nin gözlerinin içine baktı.

"Sen uzan, ben burada otururum" dedi ama bakışları beni de yanını al diye bağırıyordu.

Emin kanepede yan dönerek Songül ile yüz yüze gelecek şekilde uzandı. Çok fazla hareket edip Songül'ün canını yakmak istemediği için kıpırdanmadan bekledi.

İmkansızı istemek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin