Emin aşağıya inip dolapta duran silahı çıkardı hızlıca. Songül üzerini değiştirip aşağıya indiğinde Emin'nin elindeki silahla kapının önünde beklediğini gördü.
Kapıya doğru ilerleyip Emin'nin yanında durdu Songül. Emin utangaç bakışlarını Songül'e çevirip konuşmaya başladı.
"Elime silah almamdan hoşlanmıyorsun biliyorum ama şu an buna mecburum"
Songül buruk bir tebessüm yerleştirdi yüzüne. "Evet hoşlanmıyorum ama şu an için yapabileceğimiz bir şey yok"
Emin kafasını sallayıp kapıyı açtı yavaşça. Bahçeye giren arabalara bakıp sinirle kükredi. "Bekir senin belanı sikeceğim"
Songül arabadan inen adamlara bakıp panik içinde konuşmaya başladı.
"Emin çok kalabalıklar ne yapacağız"
"Korkma" dedi Emin sakin bir tınıyla. "Hepsini hallederiz" dedikten sonra ilerleyeme başladı. Songül arkasından ilerlerken Emin'i uyarmayı ihmal etmedi. "Öldürmek yok Emin. Sadece etkisiz hale getiriyoruz o kadar"
"Emredersin komiserim" dedikten sonra gizlendiği yerden çıkıp silahını ateşledi Emin.Adamlardan birini vurduktan sonra ilerleyeme devam etti.Songül'de derin bir nefes alıp takip etti onu. Bahçe de kurşunlar hava da uçarken Songül'de birer birer adamları vurmaya başlamıştı.
Bekir; adamlarının birer birer vurulması ile arabasına doğru koşarken Emin yakalayıp durdurdu onu.
"Dur Bekir dur! Daha karpuz keseceğiz"
Emin'e sinirle bakarken sert bir ses tonuyla bağırmaya başladı Bekir.
"Senin hain olduğunu biliyordum. O gün Songül komiserin evinde benim adamları paketleyende sendin. Ama bunun bedelini çok ağır ödeyeceksin Emin. Hain olduğunu herkes öğrenecek"
Emin sesli bir nefes verip elindeki silahı Bekir'in alnına dayadı.
"Öbür tarafta hesaplaşırız artık" dedikten sonra tetiği çekmek için hazırlandı. Parmağı tetiğin üzerinde ilerlerken aklındaki tek düşünce Songül'ün de burada olmasıydı. Songül'ün kendisini bu şekilde görmesini hiç istemezdi ama şu an elinden başka bir şey de gelmiyordu.
Bekir kendine küfürler savunurken Songül'ün yalvarışlarını duydu Emin.
"Emin yapma"
Yüzünü Songül'e döndüğünde sevdiği kadının gözlerindeki çaresizlik yerle bir etmeye yetmişti onu.
Songül'ün gözlerindeki buğuda kaybolurken elindeki silahı indirdi usulca.
Emin'nin silahını indirmesi ile Bekir alaycı bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
"Sana yemin olsun, ikinizi de geberteceğim"derken dizinin yanında duran silahı yavaşça kaldırmaya başladı.
Emin kendini tutmakta zorlanıyordu artık. Bekir'e öfke dolu gözlerle bakarken cevap vermek için dudaklarını araladığı esnada bir el silah sesi yankılandı bahçede.
Sonra tiz bir çığlık sesi eşliğinde Songül'ün sesi duyuldu.
"Emin"
Kulağında yankılanan silah sesinin uğultusu ve karın boşluğunda hissettiği sıcaklık ile sendeledi Emin olduğu yerde.
Songül elleriyle yüzüne kapatmış olduğu yere çivilenmişti sanki. Adım atmak istese de yer ayağının altından kayıyordu. "Emin" diyebildi titreyen nefesiyle.
Bekir; alaycı gülümsemesini dağıtmadan bir el daha ateş edeceği sırada Songül hemen müdahale edip elindeki silahı ateşledi.
Bekir olduğu yere yığılırken Emin dizlerinin üzerine çöktü hissettiği acıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızı istemek
FanfictionBir polis biri mafya.. Güneş ve ay kadar farklıydılar birbirlerinden. Belki birbirlerine kavuşamayacaklardı ama birbirlerine karışmayı öğreneceklerdi...