yatak oldukça yabancıydı.Gözümü açtığımda uzunca etrafa göz gezdirmiştim.Elbette ki bulunduğum yeri idrak etmem de çok uzun sürmemişti.
Tanrım.Lütfen bu bir rüya olsun.Lütfen ben şuan otelde olayım.
"Bana bak hwang hyunjin beni nereye götürüyorsun?"
"Benim evime"
Burdan sonrasını hatırlayamıyordum bile.Kahretsin ki her şey yavaş yavaş yükleniyordu.Apar topar yorganı üzerimden atmaya çalışırken bir yandan da içimden o herife saydırıyordum.Umarım başka hatırlayamadığım önemli bir şey yoktur.Umarım saçma bir şey yapmamışımdır.Bir anda aklıma gelen düşüncelerle duraksadım.
"Bununla ısıt hwang hyunjin.."
"Çünkü ben çok üşüyorum.."
"Ananı avradını! " hatırladığım şeyler beraber şokla gözlerim açıldı.Şokla ellerimi ağzıma ardından da saçıma götürdüm."Hassiktir." Yapmız olamazdık değil mi? Hızla oturduğum yerden kalkarak odadan dışarı fırladım.Hemen eve gitmem gerekiyordu.Merdivenlerden ineceğim sırada onunla karşılaştım.Gözlerini kısmış, dik duruşundan ödün vermeden merdivenin ucundan beni izliyordu.Elleri ceplerindeydi.Nasıl bu kadar rahat olabilirdi.
"Günaydın" Halinden memnundu.
"Ne yaptın bana !?" Anlamadığını belli edercesine bakıyordu.Hızla merdivenlerden inip yakasına yapıştım.Beynime kan sıçramıştı.Karşımda düşmanım duruyordu bana doğruyu söyleyecek değildi.
"Hiç bir şey yapmadım sana.Geç şuraya kahvaltıda konuşalım." Gereksiz sakin çıkan sesi benim sinirimi tepeme çıkartmaya yetiyordu.
"İstemiyorum kahvaltı falan!" Yakasını şiddetle bırakıp parmağımı hesap sorarcasın ona doğru salladım."Köpek! Nasıl kör kütük sarhoş olan bir insandan faydalanmaya çalışırsın!?" Aniden ağzımı eliyle kapatarak susturdu beni.Ellerini ağzımdan çekmeye çalıştım fakat uzun süre verdiğimiz rekabetin sonucunda o kazanmıştı.
"Sus." Dedi sakin ve uyarıcı bir tonla."Sana hiç bir şey yapmadım.Dokunmadım bile." Kurduğu cümlenin sonunda elini ağzımdan hışınla ittim.
"Yalancı.Yalan söylüyorsun bana." Derin ve öfkeli nefesler alıp veriyordum."Evime bırak beni.Buraya nasıl getirdiysen şimdi de beni öylece evime bırak.Hastaneye gideceğim ve test yaptıracağım." Her cümleyi onu tehtid etmek istercesine üstüne basa basa söyledim."Eğer o testlerde bir şey çıksın.."
"Çıkmayacak" derin bir soluk verdim.Küçümsercesine bir gülüş sergiledim huzuruna."Göreceğiz.Beni evime bırak.Ve bu olayla ilgili herhangi bir basına yada habere ağzını açıpta babamın kariyerini zedelersen hyunjin" Parmağımı ona doğru kaldırdım."Tanrı şahidim olsun ki bu hayatı sana zindan ederim" Gözlerim ona hırsla bakıyor bir an bile ayrılmıyordu.
"Bayan jin!" Oda sinirlenmişti.Ona iftira attığımı düşünüyor olmalıydı.Mutfaktan hızla çıkan orta yaşlı bir kadın dehşetle bize bakıyordu. "Oğlunuza söyleyin arabamı hazırlasın." Kolumdan tutarak beni hızla dışarı çıkarttı."Burada oyalan.Üzerimi değiştirip geleceğim". Onu onaylamamı dahi beklemeden hızla eve girdi.
"Hayatına girdiğim için pişman olacaksın hwang hyunjin" die mırıldandım.
🖤
Hızla arabadan inerek eve doğru yöneldim.Babam bu saatte hala iştedir ancak eve gelip gelmediğimi yoklamak için muhakak birilerini görevlendirmiştir.Kapıya vardığımda araba hala orda duruyordu.Ne bekliyordu? Onu eve davet falan etmemi mi? Gözlerimi ordan ayırıp kapıyı açtım ve içeri girip kapıyo kapattım.Evin penceresinden baktım.Gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret revenge,hyunin ✓
FanfictionAynı kaderi paylaşan iki insan.Bir sözleşme ile bir araya gelmişti. Ancak işler hiçte sanıldığı gibi masum ilerlemiyordu. İki rakip şirket , iki düşman baba ve iki düşman oğul. Bütün kirli çamaşırlar tek tek ortaya çıkıyordu. Bir sözleşme sonucu ayn...