Suçlu

243 28 6
                                    

(Jisung)

Evin içinde yankılanan zil sesiyle mutfaktan kapıya doğru koşmaya başladım."Geldim!" Kapıda görmeyi beklediğim bir şeyden ziyade birde görmeyi beklemediğim bi süprizle karşılaşmıştım."Tanrım bunlar ne?" Minho elinde pembe ve beyaz zambaklardan oluşan çiçek buketiyle kapıda öylece duruyordu.

"Sana." Elindeki çiçek buketini almam için uzattı.Şaşkınlıkla işaret parmağımla 'bana?' Dermişçesine kendimi gösterdim.Başıyla beni onayladığında içimde oluşan ufak kıpırtılarla buketi yavaşça elinden aldım ve burnuma tuttum.

"Çok teşekkür ederim.Çok güzel kokuyor." Yüzümde aptal bir gülümseme vardı.Bir anda dudağıma değen dudakları beni ikinci bir şoka sokmuştı.Hızlı bir öpücük verdi ve çapkınca gülümseyerek eve girdi.

"Rica ederim." Kalbim delilercesine atıyordu.Seneler sonra bunları yaşıyor olacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi.O kadar mutluydum ki.

"Çok geç geldin işin uzun mu sürdü?"

"Biraz işlerim uzadı.Özür olarak bir tane çiçek alayım dedim." Dedi çıkarttığı trençkotu asarken.Elimdeki buketi aynanın önündeki sehpanın üzerinde duran süs niyetine koyduğumuz , renkli seramik vazonun içine yerleştirdim.

"Çok güzel duruyor." Arkamda duyduğum nefes sesleri bana yaklaştığınu gösteriyordu.Ellerini belime dolayarak özlem giderircesine sıkıca arkamdan sarıldı.

"Hanji.." Sesi çok yorgundu."Seni çok özledim." Boynuma ufak bir öpücük bıraktı."Ama şu an çok iyi hissediyorum." Gülümsedim ve aynadaki manzaraya baktım.

"Aç mısın?" Dudaklarından beni onaylayan mırıltılar döküldü."Yemek çoktan hazır.Soğudu gerçi biraz.Beklediğimden daha geç geldin."

"Olsun."

"Gel." Ondan ayrılarak mutfağa doğru ilerledim.Hazırladığım tabağı masaya yerleştirdim."Kimchi istiyor musun? Ayrıca makinede hala pilav var."

"Otur artık jisung.Yorulma daha fazla." Başımı sallayıp masada yanına oturdum.Büyük bir iştahla yemeği yemeğe başladı.

"Nasıl geçti günün."

"Hım." Bir şey hatırlamışçasına lokmasını yutmaya çalıştı."Changbinle konuştum.Bana bir bir şeyler anlattı."

"Ne gibi? Gene ne dedikodu kapmış?"

"Dedikodu değil.Bin , seungminden hoşlanıyormuş.Öyle söyledi."

"Nasıl? Ulan bu demiyor muydu ben aşık olmam diye.En sonunda seung'a mı aşık olmuş?" Başını salladı.

"Bence seungminde ona aşık."

"Nasıl anladın?"

"Ne bileyim.Çok belli etmiyor ama şu aralar kendi arzusuyla changbinle takılıyor."

"Ee ne olmuş yani? Ne var bunda bende takılıyorum?"

"Baş başa film izliyorlarmış."

"Ee ne olacak yani?"

"Jisung-ah." Anlamsızca ona baktım."Sen seungmini ne zaman bizimle kendi arzusuyla film izlerken gördün? Yada elini omzumuza atarken?"

"Doğru.Ee aman neyse ne! Bizi ilgilendirmez.Diğer haber neymiş?"

"Changbin jeo dan şüpheleniyormuş."

"Ne hakkında? Kötü bir şey mi yapmış ne olmuş?"

"Cık.Bence sevgilisi var diyor.Tuhaf davranıyormuş.Tuhaf konuşuyormuş.Sanki böyle aklı beş karış hava dedi.Bizim jeongin gibi değil de sanki içine başka biri kaçmış gibi diyo."

Secret revenge,hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin