Hyunjine danışmadan hızlıca evden çıkmıştım.Söz konusu en yakın arkadaşım ve kardeşimse gözüm gerçekten hiç bir şeyi görmüyordu.Felix zamanında bana çocukluğumun en güzel zamanlarını yaşatmış, hiç lafımı kesmeden eleştirmeden beni her zaman koşulsuz şartsız dinlemişti. Ailesi büyük bir restoranın ve seul'ün büyük petrol sanayilerinin sahibiydi.Babası ismiyle ünlü bir iş adamı annesi ise fazla dil bilmesi sayesinde kariyerinde zirvede olan uluslar arası bir temsilciydi.Onunla tanışmamız bile çok farklı ve beklenmedik bir anıydı.
Bir gün ailecek gitmemiz gereken bir iş yemeğine gittiğimizde işler benim için rast gitmemişti.O gün herkes tersinden kalkmış olsa gerek ki abim bile benimle ilgilenmemişti.Çocukluğumun o zamanları benim için çok zordu.Babam, ben ve kardeşlerim arasındaki ayrımcılığına ben henüz dokuz yaşındayken başlamıştı.O gün ise altı yaşındaki kardeşime bile bir şeyler anlatıyor ancak beni dinlemiyordu.Restorana gittiğimiz sırada bize karşılayan iş arkadaşına ve eşine ilk önce annemi ardından kardeşlerimi tanıtmış ancak beni es geçmişti.
Elbetteki bu benim gözümden kaçmamıştı.
O gece beni her konuda atlamış hiç kimseye benim hakkımda soru sorulmadıkça benden bahsetmemişti.Ancak burada bitmemişti.Her lafa girdiğimde sözümü bölüyor daha da kötüsü saçma bir şey söyleyip onu rezil etmemden korktuğu için kimseyle iletişime geçmeme dahi izin vermiyordu.Masada altı kişiydik.Ben,kardeşlerim , annem ve babam.
Babamdan su istemiştim.Ancak o konuşma sırasında o kadar meşguldü ki bana sadece 'kendin al' demişti.Garsonlardan bağırarak su isteyemezdim bu yüzden sandalyeden kalkarak en yakın garsonu bulmaya çalışmıştım.Tam gözüme birisinş kestirdiğim sırada hayatımda beni farklı bir dönüm noktasına taşıyan bir hata yapmıştım.
Şarap tepsisini taşıyan garsona çarpmıştım.
Birden 20 kadehe aşkın iki tepsi şarap kadehi yere düşüp parçalandı ve her yere saçıldı.Dona kalmıştım.Gasonda bir o kadar şoktaydı.
"Tamam genç adam sıkıntı değil ailen nerede?"
Başka bir garson yanıma gelip yanımda diz çöküp bana bir takın sorular sormuş ancak cevap verememiştim.Yaptığım şey bir hatadan ibaretti ancak babamı çok iyi tanıyordum.Bütün restorana rezil olmuştum.Çok korkuyordum.
"Jeo!"
Babam yanıma gelerek garsondan özür dilemiş ve hasarın hesabına eklenmesini söylemişti.Garson onaylayarak oradan ayrıldığında ise kollarımı sıkabildiği tüm kuvvetle sıkıp beni çekiştirmeye başlamıştı.
"Çok özür dilerim kusura bakmayın Bay ve Bayan kim oğluma bir yere kadar eşlik edip geleceğim.Rahatınıza bakın lütfen"
Kadın ve adam' a gülsemiş ve beni kolumdan tutarak restoranın dışında kimsenin görmeyeceği bir yere kadar çekmişti.
"Şimdi" sesinden sinir akıyordu."seni burada döverek ne zamanımı harcamak nede kendimi daha fazla rezil etmek isterim jeo o yüzden.." kollarımı daha da sıktı."Defol.Nereye gidersen git.Eve mi gidiyorsun yoksa cehennemin dibine mi fartk etmez.Beni yeterince rezil ettin zaten." Gözlerim dolmuştu."Beni rezil etmen yetmiyormuş gibi sakın birde kız gibi ağlama!"
Olduğumuz yeri terk etmiş beni bırakıp restorana girmişti.Bildiğim en yakın yer sahildi.Ancak orası sarhoş kaynıyor olmalıydı.Ancak gitmekten başka hiç bir çarem yoktu.Susamıştım.Üstelik karnım fazlasıyla da açtı.Yavaş ve istemeyerek de olsa arkamı dönerek yürümeye başladım. Aynı anda da gözlerimdeki yaşları tutmaya çalışıyordum.Ne kadar yürüdüm bilinmez.Ancak olduğum yerden fazlasıyla uzak olduğumu biliyordum.Saat gece yarısını da geçmişti.Çok halsizdim.Kendimi ıssız bir adada yaşam mücadelesi veren insanlar gibi hissediyordum.Daha fazla gidemeyecek duruma geldiğimde sahile girmiş ve sıcak kumun üzerine oturmuştum.Saatlerce belkşde orayı izlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret revenge,hyunin ✓
FanficAynı kaderi paylaşan iki insan.Bir sözleşme ile bir araya gelmişti. Ancak işler hiçte sanıldığı gibi masum ilerlemiyordu. İki rakip şirket , iki düşman baba ve iki düşman oğul. Bütün kirli çamaşırlar tek tek ortaya çıkıyordu. Bir sözleşme sonucu ayn...