Yas

289 36 6
                                    

Yaşanan gecenin ardından uzun bir süre yas tutuldu ve cenaze hazırlıkları yapıldı.

Burada karşımdaydı.Çiçeklerin arasındaki fotoğraftan bana gülümsüyordu. Kardeşim insanlarla konuşuyor, ağlıyor bir yandan da kabullenmeye çalışıyordu.Bütün gün boyunca yaptığım tek şey cenazeye katılanları selamlamak ve tesellilerini dinlemek olmuştu.Malesef ki hiç bir teselli annemi geri getirmeye yetemezdi.Babam olacak o şerefsiz ise ortalıkta yoktu.Cenazeye bile gelmemişti vicdansız.

"Hyunjin-ah." Gelen sesle beraber bakışlarımı çevirdim.

Tanrım o bile gelmişti.

"Bay yang?" Arkasında bir düzüne takım elbiseli adam ile bana yaklaşıyordu.Karşıma geçerek diz çöktü ve eğildi.Geleneklerde olan bir şeydi, bu yüzden saygı adına aynısını ona yapmak durumunda kalmıştım.Yoksa bu herifin önünde bırak eğilmeyi , onu içeri dahi aldırmazdım.Olduğumuz yerden kalktık."Sizi hangi rüzgar attı buraya?" Bakışlarım ve ses tonum mesafeliydi.

"Annene olan saygım için buradayım.Rekabet için değil." Fotoğrafın karşısına geçerek adamlarıyla beraber saygıyla eğildi.Olduğu yerden doğrularak etrafa ufak bir göz gezdirdi.Birisini arıyordu.

"Birini mi arıyorsunuz?"

"Baban nerede?" Sorduğu soruya cevapsız kaldım.

"Gelmedi."

"Gelmedi mi?" Yüzünde sahte bir şaşkınlık vardı.Sinirimi bozuyordu bu adam."Annenin..yani eşinin cenazesine.." Herkesin gözü bir anda bizim üzerimize kaydı."Gelmeyecek kadar önemli olan şey  neydi ki ?" Cevap vermedim.Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi.Karşımdaki adamı parçalamamak içim kendimi zor tutuyordum."Ahh." Dedi.Kahrolmuş gibi davranıyor etraftakilere oynuyordu.Biliyordu ki etrafta bir çok magazinin kameramanı ve habercisi olabilirdi.Bana karşı koz oynamaya çalışıyordu."Ağlayacak mısın hyunjin-ah?" Ses tonunu alçalttı.Gözlerim doluyordu ve engel olamıyordum.En azından bugün güçlü durmak zorundaydım."Her neyse." Elini koluma atarak iki kere ard arda vurdu."Başın sağolsun.Babana selam söyle." Arkasını dönerek salondaki yerlerden birine oturdu.

"Şerefsiz." Dedim bir tek benim duyabileceğim bir fısıltıyla."Şerefsiz herif." Elimle neredeyse akacak olan göz yaşlarımı , akmadan sildim.Gözlerimi başka bir noktaya odaklayarak kafamı dağıtmaya çalıştım.Omzunda hissettiğim ani bir elle irkildim.

"Biraz ara ver.Kardeşin devam etsin."

"Olmaz.O dayanamaz ağlar." Gözlerim fotoğrafa ilişti."Annem ağlayarak uğurlanmak istemezdi.Güçlü bi kadındı her cenzaye gider ve yardım ederdi.Ama bir damla göz yaşı döktüğünü bile görmezdik." İç çektim.Tekrar gözlerim doluyordu."Asıl sen git dinlen sabahtan beri soojin e yardım ediyorsun."

"Ağlamak güçsüzlük müdür ?"

"Hayır.Yani evet." Pes ettim."Hayır.Sadece onu bu şekilde.. her neyse."

"Babam sana ne söyledi?" Sesinde ciddiyet ve sinir hüküm sürüyordu.

"Baş sağlığı dilemeye geldiğini rekabete gelmediğini söyledi."

"O kadar mı?" Kaşlarımı çattım."Bu kadar zamandır orda bunu mu konuştunuz?" Başımı salladım."Sen öyle diyorsan."

"Haftaya bugün ingiltereye gidiyorlar.Hatırlatmak istedim.Aklın kalmasın kardeşin ortada kalmayacak." Başını salladı."In-ah." Boğazım düğünlemiş gibi sürekli lafların arasında duruyordum."Dün geçen akşam için..."

"Ne olmuş geçen akşam?"

"Saçma bir şey yaptığımı düşündüysen yada canın yandıysa.Özür dilerim."

Secret revenge,hyunin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin