(Changbin)
Elime geçen her şeyi üzerime geçirmiştim.Hava dehşet soğumuştu.Kolay hastalanan bir insan olarak bu havalardan gerçekten hoşlanmıyordum.Ancak yılbaşı için hediye almam gerekiyordu.Ceketimin üzerine atkımı sararak apartmandan indim.Kapıdan çıktığımda yüzüme vuran keskin soğuk ile ellerimi cebime sokarak ilerlemeye başlamıştım.Sabah saat altıydı."Hyung!" Kulaklarıma dolan tanıdık ses ile önce yerimde durmuş ardından gelen sese doğru başımı çevirmiştim.Sokakta kimselerin olmama gerçeği bana seslenilmiş olma olasılığını yükseltiyordu.
"Seung? Bu saatte ne arıyorsun burada?" Uzun bir koşuşun ardından soluğu dibimde almıştı.Ellerini dizlerine koyarak eğildi ve bir süre soluklandı.Ardından kalkarak derin bir soluk verdi.
"Hyung.Ben..senden bir ricada bulunmaya geldim." Kaşlarımı çattım.Kalbim deliler gibi çarpıyordu.
Tanrım niye böyle oluyor!?
"Neyin var?"
"Ben..Ben evden kaçtım."
"N- ne yaptın?" Bir anda dediklerini algılayamamış ve yanlış duymayı dilemiştim."Ne yaptım dedin?"
"Evden kaçtım."
"Niye?"
"Kaçmak zorunda kaldım." Başını yere eğerek ayağını yere sürtüyordu."Öyle gerekti yani." Aramızda kısa bir sessizlik oluştu."Şey ben.Sende kalabilir miyim diye sorucaktım.Yani sana yük olmayacaksam."
"Bana neler olduğunu anlatmalısın seung.Öbür türlü sana yardım edemem."
"Yapamam.Yapamam, gerçekten olmaz."
"Seungmin.Neyin var?"Gözlerini yumarak derin bir nefes aldı.
"Üstü kapalı anlatacağım o zaman." Başımı onaylarcasına salladım."Birinden hoşlanıyorum.Ama sana söyleyemem."
Beynimden vurulmuşa döndüm."Çok hoşlanıyordum ama ailem izin vermedi.Beni kendi istekleriyle yetiştirmek istediler bende kaçtım.""Ne yani?" Dedim şaşkın bir şekilde.
" Ne?, ne yani?" Afallamıştım.
"Ah hiç bir şey.Boş ver." Göğsümde bir ağrı hissediyordum.Yüzüme buruk bir gülümseme yerleştirdim."Bazen abim buraya geliyor beni kontrol etmeye seni ele verebilir.Ama istersen bir otel ayarlayabilirim."
"Sen bana otel bulursan bende halledebilirim.Bu civarlarda olursa iyi olur."
Gülümsedim.
Acının tatlı gülümsemesi dedikleri buydu sanırım.
"Tabi yardımcı olurum.Ama yakalanırsan beni bu işe katma.İçeri girmek istemem." Sevinçle kafasını salladı ve birden bana yaklaşarak sıkıca sarıldı.
"Teşekkür ederim hyung.Sana minnettarım."
Acıyla sarılmasına karşılık verdim."Rica ederim." Bedeni bende ayrılarak el salladı ve arkasını dönerek uzaklaşmaya başladı."Her şey kafamda kurduğum bir palavraymış." Sinirle kafamı yumrukladım."Beynimi sikim.Böyle düşünen aklıma sokim!" Hırsla yürümeye başladım.Yürürken cebimdeki telefonu hışımla çıkartıp rehberimdeki numaraya tıkladım."Alo.In-ah!..Ne?" Kaşlarımı çattım."Ne hayır ağlamıyorum nereden çıktı!?" Titreyen sesim ve akan göz yaşlarımı yeni idrak ediyordum."Yok sadece fazla soğuk.Titriyorum amına koyayım götüm dondu.Ben hediyemi almaya gidiyorum o zaman bir kaç gün kaldı malum.İyi bro'cuğum sana iyi araştırmalar hediye konusunda." Gülerek telefonu kapattım ancak akan göz yaşlarıma mani değildi.
"Bu ikiydi...Bir daha aşık olursam benim ta-" Sinirle sustum.Kırılmıştım.
🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret revenge,hyunin ✓
FanfictionAynı kaderi paylaşan iki insan.Bir sözleşme ile bir araya gelmişti. Ancak işler hiçte sanıldığı gibi masum ilerlemiyordu. İki rakip şirket , iki düşman baba ve iki düşman oğul. Bütün kirli çamaşırlar tek tek ortaya çıkıyordu. Bir sözleşme sonucu ayn...