🖤
Hızla geçen saniylerin ardından sırtım hızla yatakla buluştu.Tavanın üstü camdı ve yıldızlar gözüküyordu.Odanın iç kısmının karanlık olması camdaki görüntünün daha da netleşmesini sağlıyordu."İstediğini yapabilirsin." Yatağın ucunda duran bedeni dizlerini yatakla buluşturarak benim vücudumun üzerine doğru eğildi."Ama morarıklık veya belirgin bir iz istemiyorum bu konuda anlaşalım."
"Anlaştık." Fısıltılı ses tonu çok hoşuma gidiyordu.Eğilerek dudaklarıma küçük öpücükler bırakmaya başladı."Ama yinede aklımda olan şeyleri uygulayacağım."
"Şeyler? Yine mi çoğul eki."
"Hıhım." Eliyle çenemi yukarı doğru ittirerek dudaklarını boynuma gömdü.İzlediği yol boynumun her bir noktasına değiyordu.Aramızadaki iletişim fısıldaşmalı sözlerden ibaretti.Vücudum deli gibi bir şeyleri arzuluyor , alt kısmım fazlasıyla kasılıyordu.
Beni delirtmek istercesine hareketlerini ölümcül bir yavaşlıkla sürdürüyordu."Biraz daha bu şekilde devam edersen bu iş başlamadan biter haberin olsun." Alay ediyordum.Çünkü işim buydu.Kafasını kaldırıp yüzüme bakmaya başladı.Bir şeyler düşünüyor gibiydi.
"Ya yaptığım hiç bir şeyi görmezsen? Aynı dolapta olduğu gibi."
"Ama dolap başka bir durumdu."
"Ama dolaptakiyle aynı şeyi yapacağız nede olsa." Üzerindeki tişörtten bir çırpıda kurtuldu."Öyle değil mi?" Yutkundum.Elindeki ile gözlerimi kapattı."Beni beş dakika bekle.Geliyorum." Gözlerim kapalıydı hiç bir şey göremiyordum.Bir müddet sonra odayı kaplayan ayak sesleri onun geldiğini anlamamı sağlamıştı.Çok gariptir ki bedenim hassaslaşmış gibiydi.Göremememin etkisi olduğunu farz ediyordum."Geldim.Eşofmanını indireceğim tamam mı."
"Dur ne? Ne oluyor?" Dememe kalmadan iç çamaşırım da dahil bütün eşofmanım bacaklarımdan ayrılmıştı."Hyunjin-ah!? Ne yapıyorsun?" Elleriyle bacaklarımdan tutup ayırdı.Hiç bir şey söylemiyordu.
Birden vücuduma deyen soğuk hissle irkildim.O refleksle bacaklarımk kapatmaya çalıştıysam da elleri engel olmuştu."Bana ne yaptığını söy- AH!" Bacaklarımın arasına giren parmakları etrafında olan kaygansı yapıyla içime hızla girmişti."Dur ne sürüyorsun!?"
"Anlayacaksın birazdan." Vücudum parmaklarını istisnasız rahatça kabul etmişti.Ancak bir şey göremiyor olmam beni fazlasıyla tetikliyordu.Bu şekilde canım bir farklı acıyor gibiydi."Derin nefes al sadece."
Kasıklarıma saplanan ağrı ile kendimi iyice kasmaya başlamıştım."Bu şekilde içine asla giremem rahatlar mısın? Kendini tutmayı bırak.""İçim yanıyor.Kasıklarım ağrıyor ne sürdün sen bana?"
"Söyleyeceğim.Geçecek tamam mı.Biraz dayanmaya çalış." Ancak gerçekten imkanı yok gibiydi."In-ah." Elleri kasıklarımı ovuşturmaya başladı.Aklınca beni rahatlatmaya çalışıyordu.
"İçim ıslanıyor gibi."
"Bak böyle olursa canın yanar.Canını yakma istemiyorum."
(M)
"Bak krem sürdüm ve artık bunun geri dönüşü yok."
"Ne kremi?" Belli ki sabrı artık tükenmişti.Sert tutuşları gövdemi sıkıca kavramıştı.Bacaklarımda birini tutarak açtı.
"Bunun için özür dilemeyeceğimi bil." Bacaklarımın arasına giren şiddetli darbe ile boğazımdan içten bir inleme firar etti.
Beni uyarmasına rağmen kendimi daha da strese sokmuştum.Üstelik bunun cezası canımı fazlasıyla yakıyordu.İnlemeler akın akın firar ediyordu.Kendimi zapt edemiyordum.Eğer onu dinliyip kendimi biraz gevşetmeye çalışsaydım bu kadar canım asla yanmazdı.Ancak içim, onu parçalamak istercesine sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret revenge,hyunin ✓
Fiksi PenggemarAynı kaderi paylaşan iki insan.Bir sözleşme ile bir araya gelmişti. Ancak işler hiçte sanıldığı gibi masum ilerlemiyordu. İki rakip şirket , iki düşman baba ve iki düşman oğul. Bütün kirli çamaşırlar tek tek ortaya çıkıyordu. Bir sözleşme sonucu ayn...