22. Bölüm

196 36 2
                                    

Artan okunma oranları için her birinize çok teşekkür ederim. Biraz sıkıntılı bir dönemden geçiyorum. Yolunda gitmeyen fazlaca şeyler oluyor, yoruluyorum. Mental olarak çok yorgunum. Kendimi buraya atınca biraz olsun rahatlatıyorum. Bölüm biraz geç geldi. Ama olsun geç olsun güç olmasın.

Buyurun canlarım. Yeni bölümümüz.
<3

                                   ♟

Tehdit edilmemin ardından iki hafta geçmişti. Bu iki hafta boyunca ara ara telefon almıştım. Her defasında farklı numara aynı ses. O kişiyi bulacaktım. Bulacak ve ona hiç görmediği bir ders verecektim.

Kapının çalmasıyla başımı bilgisayarımdan kaldırdım.

"Gel."

Kapı açıldı ve Kutay içeriye girdi. Yüzündeki ifade bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyordu.

"Ne oldu?" diye sordum. Bir cevap vermedi. Birşey söylemek istiyor ama nasıl söyleyeceğini bilemiyor gibiydi.

"Kutay?" diyerek sorumu yineledim. Birşey olmuştu ve bunu yüz ifadesi o kadar ele veriyorduki artık söylemeyecekse bile mecbur söylemek zorundaydı.

"Nur," dedi. Sıkıntılı bir nefes verdi.

"Dinliyorum?"

"Yeni anlaşma yaptığımız şirket, sen o şirketin dosyasını incelemedin değil mi?" diye sordu. Evet incelememiştim. Tam inceleyecekken telefonum çalmıştı ve ardından tehditler almaya başlamıştım. Daha sonrada hiç o dosyaya bakmamıştım.

"Hayır." dedim.

"O şirketin adını dahi bilmiyorsun değil mi?" diye sordu. Ne oluyordu. Neden o şirkete bu kadar takmıştı. Anlaşma İzmirde olacaktı. Ama daha sonra karşı taraf vazgeçmiş anlaşmayı yapmak için buluşmaya gerek olmadığına karar vermiş ve buluşmadan yapmak istemişti. Ben itiraz etsemde, Kutay onaylamış gerek maillerle, gerekse iki şirketin birbirlerine gönderdiği dosyalarla nihayet anlaşmayı yapabilmiştik.

"Hayır, Kutay. Bilmiyorum. Şirketin adını dahi bilmeden anlaşma yaptım, çünkü sen araştırdın ve biliyorsun." dedim. Artık sinirlenmeye başlıyordum.

Gözlerini kaçırarak, "O iş öyle değil." dediğinde elimi sertçe masaya vurdum.

"Ne demek bu? Sadede gel. Lütfen bak zaten kaç gündür canım sıkkın yeni sıkıntılar istemiyorum." Yeni sorunlar şuan için bekleyebilirdi. Zaten yeterince sorunum vardı.

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Anlaşma yaptığımız şirketin adı Dilmen Holding. Şirket sahibi Uğur Dilmen. Ben anlaşma için Ercan'a güvenmiş ve tüm işlemleri ona devretmiş, bu anlaşma için imza yetkisi vermiştim. Hangi şirketle anlaşma yaptığımızı inan bende bilmiyordum, taki bugün Uğur'un şirketinden gelen bir paketi görene kadar." dediğinde hızla gözlerimi Kutay'ın gözlerine çevirdim. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş, adeta beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Şaka yapıyor olmalıydı. Ne demek Ercan'a güvenmiş ve tüm işlemleri ona devretmişti. Onun imzası olmadan bu anlaşma nasıl olmuştu. Ve ne demek biz şuan Dilmen Holdingle birlikte iş yapacaktık.

Dilmen Holding.

Uğur Dilmen.

"Uğur anlamadan dinlemeden yargılıyorsun pişman olacaksın! "

"SANA BİRŞEY DİYEYİM Mİ NUR! UMRUMDA DEĞİL! SANA GİTMEYECEKSİN DEDİM Mİ?! DEDİM. SEN GİTTİN Mİ?! GİTTİN! BİTMİŞTİR!"

"Sen beni hiç anlamadın."

PiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin