18. Bölüm

180 29 4
                                    

Uğur elinde çekirdek paketleriyle gelirken ben bankta oturuyordum. Denizin kokusu bana huzur veriyordu. Hava yeni kararmaya başlamıştı ve sokaklar insan doluydu. Uğur gelip yanıma oturduğunda elindeki poşeti bana uzattı. Bir sürü paket vardı.

"Oha! Uğur, n'apacağız bu kadar çekirdeği? Ay çiçek tarlası mı dikeceğiz? Acaba çekirdek dikince çekirdek çıkarmı?" diye sordum. Belki çıkardı.

Uğur hafifçe gülüp paketlerden birini açtı. Bende bir paketi elime aldım ve açtım. Kabukları nereye atacaktık.

"Kabukları nereye atacağız?" diye sordum.

Uğur çekirdek paketlerini poşetten çıkarmış poşeti ortamıza koymuştu. Paketlerin hepsini kucağıma bıraktı.

"Ben bu kadar çekirdek yersem, yine bir sürü sivilcem çıkar. Sen ye bence hepsini, zaten çok yakışıklısın gelen geçen bakıyor. Sen ye hepsini de sende çıksın." dedim içtenlikle gülümseyerek. Onda çıkması güzel olurdu. Hem kimse bakmazdı.

Uğur küçük bir kahkaha atmış ve "Senin benimle derdin ne?" diye sormuştu.

"Çok yakışıklı olman..." dedim ve çekirdeğimi çintlemeye başladım. Imhh tuzluydu.

Dakikalarca konuşmadan çekirdeğimizi çintledik. Aramızda oluşan sessizlikten sıkılmıştım.

"Uğur." dedim.

"Hı?" dedi.

"Sence ayrılan eski sevgililer, geri barışabilir mi?"diye sordum. Sesim biraz tuhaf çıkmıştı.

"Nerden çıktı bu şimdi?" diye sordu.

"Bir yerden çıkmadı. Okuduğum bir kitap da kız ve oğlan ayrılıyorlar, ama değişik bir ayrılık..."

"Nasıl değişik?" diye sordu.

"Yani ikiside ayrı olmalarına rağmen, yeni birisiyle tanışmıyor, bazen birbirlerini arıyorlar ya da mesajlaşıyorlar. Mesela kıza, çocuk hakkında bir sürü şey söylüyorlar, kız arıyor sormak için çocuk hem telefonu açıyor, hem de açıklama yapıyor. Yani sanane de diyebilir değil mi?"

Ne zaman okuduğumu hatırlamadığım kitapdaki olaylar aklıma nüfuz etmişti ve Uğur'a sormuştum. Kitabı okuduğumda çok düşünmüştüm, birbirlerini hala seviyorlar mı? Acaba tekrardan olacaklar mı? diye... Ama kitabı bitirmemiştim. Sonunu bilmiyordum. Bir ara okuyup öğrenmem lazımdı.

"Eğer gerçekten birbirlerini seviyorlarsa olması gereken bu zaten." dedi.

"Nasıl yani?" diye sordum. Sıradan kahverengi gözlerimi Uğur'a çevirdim.

"Başkalarıyla görüşmemeleri, arayıp ya da mesajlaşıp konuşmaları, ayrı olmalarına rağmen açıklama yapmaları... Bunu gerçekten seven insanlar yapar sevgilim. Mesela siz kızlar duygularınızı yoğun yaşıyorsunuz. Duygularınızla hareket ediyorsunuz. Kitaptaki kız hala seviyor olduğu için öyle davranıyordur... " dedi.

"Ne yani erkek sevmiyor mu?" diye sordum. Gözlerim doluyordu. Erkek sevmiyorsa ve kız seviyorsa, kızın yaşadığı şeye çok üzülmüştüm.

"Erkekler nettir sevgilim. Birşey onlar için bittiyse biter. Arada arayıp konuşmaz, ya da ne bileyim açıklama yapmaz. Açıklama yapıyorsa zaten o kıza olan duyguları hiç bir zaman bitmemiştir. Çünkü erkekler açıklama yapmayı da sevmez." dedi.

"Sence hala birbirlerini seviyorlarmıdır?" diye sordum. Ağlamak üzereydim.

"Bence seviyorlar," dediğinde bana dönmüştü. Ağlamak üzere olduğumu fark edince şaşırmıştı.

"N'oldu birden?" diye sordu.

Bilmiyordum. Kıza üzülmüştüm. Ama "Erkekler nettir, bittiyse biter." cümlesi çocuğun kızı hala sevebiliyor olduğu anlamına da geliyordu.

PiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin