Selam canlar, nasılsınız? Umarım her şey yolundadır.
Son bölümümüz öyle bir yerde bitti ki bölüm biter bitmez yeni bölümü yazmaya başladım. Sizlerle ne zaman buluşur bu yeni bölüm şuan kestirememekle beraber, çok güzel bir bölüm olacağını söyleyebilirim.Seviliyorsunuzzzzz!
M.Şele
♟
"Bende... " dedi, geri çekildiğinde. "Bende seni çok özledim."
Gülümseyerek Uğur'a bakıyordum. "Nasıl oldu bu? Neden yani benden nefret ediyordun?"
Kıkırdadım. "Seni neden özlediğimi mi soruyorsun?" diye sordum.
"Evet?" dedi.
"Hmm bir düşüneyim." dedim ve elimi çeneme götürdüm. Sonra "Yedi yirmi dört dibimde olduğun için olabilir belki." dediğimde tek kaşı havalandı.
"Benden etkilendin yani?" dedi bilmiş bir tavırla.
Hemen "Ne alakası var?! Ben öyle mi dedim şimdi?!" diyerek itiraz ettim. Gol yiyemezdim. Tamam özlediğimizi söyledik ama korumamız gereken de bir ağırlığımız vardı.
"Etkilenmedin yani?" dedi yine aynı yüz ifadesi ile.
"Hayır tabikii de!" Yüzümü Uğur'un olmadığı tarafa döndüm.
"O yüzden mi şuan gözlerini kaçırıyorsun?" dediğinde tekrar hızla Uğur'a döndüm.
"Ya sen ne istiyorsun? Hayır yani söylemişim zaten seni, seninle olmayı özlediğimi neyi duymak istiyorsun daha anlamadım ki?! Seni çok özledim, sürekli yan yana olmamız beni etkiledi, defalarca geçmişe götürdü. O günler geldi aklıma, geldikçe de canım yandı çünkü hala seni sevi-" derken cümlem yarım kalmıştı. Uğur'un dudakları cümlemin yarım kalmasına neden olmuştu. Hem bir şey soruyor hem lafımı kesiyordu. Sinirlenmiştim. Geri çekildiğinde öfkeyle suratına baktım.
Ne oldu der gibi göz kırptı.
"Bir şey soruyorsun cevap verirken ne diye lafımı kesiyorsun?!"
Sırıttı.
"Sana diyorum? Cevap versene? Bir daha senin sorularına da ben cevap vermeyec-" derken lafım yine kesilmişti. Uğur yine beni öperek lafımı kesmişti. Sertçe dudağını ısırdım. O ise bundan etkilenmemişe benziyordu. Bir süre sonra geri çekildiğinde yine sırıtıyordu.
"Sen çok-"
"Susmazsan yine cümleni tamamlatmam sana! Ki bu benim işime gelir, şimdi konuşabilirsin." dedi. Otuz iki diş sırıtıyordu.
Öfkeyle kalktım. Tam gidecekken kolumdan tuttu. "Nereye?"
"Mahir Uyar'ı özledim!" dediğimde gülümsemesi donmuştu. Az önce birkaç dakikalığına da olsa unutmuştu Mahir Uyar'ı. Şimdi ise bu gerçek canını sıkmıştı. Ayağa kalktı.
"Onu yakalamak planımızda yoktu." dedim sıkıntıyla.
"Evet." dedi.
"Ne yapacağız peki şimdi onu? Öldürecek miyiz?" diye sordum.
"Şimdilik burada kalacak. Ne yapacağımızı, öldürüp öldürmeyeceğimizi düşüneceğim. Bana kalırsa öldürmeyip her gün ölmeyi istemesi için yalvartmak onun için en iyi ceza." dedi.
"Mahir Uyar benden kimliğimi aldı. Senden ise hayatını istiyordu. Sana zararı daha büyük, sana bırakıyorum. Ne yapmak istersen yap!" dedim.
"Bana en büyük zararı seni benden alarak yaptı o oruspu çocuğu!" dediğinde elini tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyon
General FictionBoynunda belirginleşen şah damarı her şeyi ortaya koyuyordu. Pişmandı. Yaşattığı şeyler için. İnanmadığı onca şey için.. Yanına gidip kollarımı boynuna doladığımda gülümsemişti. Bitmemiş bir hikayemiz vardı. Onca kötü yaşanmışlığa rağmen tamamlanmas...