Merhabalar efendim... :)
15. Bölüm ile birlikteyiz. Bölümleri okuyorsunuz görüyorum, her birinize teşekkür ederim.
Ama okunma ile oy sayısı çok farklı. Neden oy vermiyorsunuz bilemiyorum.
Yanlış anlaşılmasın sitem de etmiyorum.Sizleri seviyorum. 💜
♟
Kendimi rüyada gibi hissediyordum. Gerçi hiç bir rüya bu kadar güzel olamazdı. Ben Uğur bana kızacak diye beklerken o karısına kıyamayacağını söyleyerek, karısı olmamı istediğini söylemişti. Biz bunu bir çok kez Arda'ya karşı dile getirmiştik. Ama hiç bir zaman gerçek anlamda bunu düşünmemiştim. Şuan dünyadan tamamen uzaklaşmıştım. Huzurlu hissediyordum. Gerçek mutluluğu şuan yaşıyordum.
Aşağıdan gelen ses beni kendime getirmişti. Ayhan kulağında telefon ile telaşla balkondaki bize sesini duyurmaya çalışıyordu. "Uğur abi!" dedi bağırarak. "Serkan abi vurulmuş."
♟
Henüz aydınlanmayan havanın soğuğu içime işliyordu. Mevsim bahardı ama hava bir o kadarda soğuktu. Ya da ben üşüyor da olabilirdim. Ayhan'ın en son kurduğu "Serkan abi vurulmuş." cümlesinden sonra herşey çok hızlı gelişmişti.
Uğur hızla benden ayrılıp elimi tutarak büyük adımlarla aşağıya inmişti. Bahçedeki ve evin etrafındaki bütün adamları toplayarak adeta kükrercesine emirler yağdırmıştı. Adamlar hızla bir yerlere koşmaya başlarken birkaçı da bizi takip ediyordu. Uğur'un garaja doğru yürümeye başlaması ile elim elinde olduğu için bende garaja doğru yürümeye başladım. Siyah volvo arabasının kapısını açıp beni arabaya bindirdi. Ses çıkarmadan hareketlerini takip ediyordum. Birşey demem gerekiyormu, diyeceksem ne diyecektim bilmiyordum. Sadece ona ayak uyduruyor yanında duruyordum. Adeta bir süs bebek gibi. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna geçtiğinde tüm gücünü vermek ister gibi gaza bastı.
Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Uğur'a dönmeye, "İyi misin?" diye sormaya cesaret edemiyordum. Gözlerindeki ateş ses çıkartırsam beni yakacak gibi duruyordu. Endişeleniyordum.
Açık olan camdan esen rüzgar tenimi hem okşuyor hem ürpertiyordu. Güneş henüz kendini belli etmemişti. Ama gökyüzündeki kızıl renk, güneşin doğacağının habercisiydi. Yanımda sevdiğim adam ile benim henüz bilmediğim bir yere son sürat gidiyorduk. Kollarımı birbirine bağladığımda ellerimi aşağı yukarı hareket ettirdim. Üşüyordum. Uğur bunu fark etmiş olacak ki bir tuşa basarak benim camımı kapattı. Ardından kendi tarafındaki camı da kapattı. Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde kaşlarını çatmış olduğunu görmüştüm. Dikkati yoldaydı. Tekrar önüme döndüğümde şuan için konuşmamanın daha sağlıklı olduğuna kanaat getirmiştim.
46 dakika sonra Uğur'un Beylikdüzü'ndeki evine geldiğimizde buraya geleceğimizi hiç düşünmemiştim. Serkan vurulmuştu. Hastaneye gitmemiz gerekmezmiydi? Nur vurulmuş ya Serkan hani hastaneye giderlerse bir ton iş çıkar. Evet bu mantıklıydı. Hastaneye gidemezlerdi. Serkan'ı buraya getirmiş olmalıydılar. Uğur arabadan indiğinde bu defa beni beklemeden eve girdi. Sanırım artık umrunda değildim. Buranın güvenli olduğundan emin evdeyken güvenliğinden endişe etmiş olmalı ki elini bir dakika bile bırakmadı. Yinede şuan yaptığı biraz zoruma gitmişti. Ama Serkan vurulduğu ve acelesi olduğu için bunu maruz görebilirdim. Bende peşinden eve girdiğimde salonda kimse yoktu. Ya aşağıya inmişti, ya da yukarı da olmalıydı.
Merdivene yönelip aşağıya doğru uzayan taraftan aşağıya indim. Adımlarımı oldukça sessiz atıyordum. Bunu neden yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Aşağı indiğimde arka tarafa gittikçe büyüyen salona girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyon
Fiksi UmumBoynunda belirginleşen şah damarı her şeyi ortaya koyuyordu. Pişmandı. Yaşattığı şeyler için. İnanmadığı onca şey için.. Yanına gidip kollarımı boynuna doladığımda gülümsemişti. Bitmemiş bir hikayemiz vardı. Onca kötü yaşanmışlığa rağmen tamamlanmas...