24❅

9.2K 294 27
                                    

24,

Orman Kahvaltısı.

Göz kapaklarımı araladığımda arabada olduğumu fark ettim. Arka koltukta yatan minik bedenim, ve başım yastıkta uyuya kalmıştım. Başımı çevirdiğimde önümde araba süren adama baktım.

Üstünü değiştirmişti, sanırsam yeni duş almıştı. Saçlarından akan küçük damlalar omuzlarında son bulup halka halinde bitiyordu, buradan bile fazla güzeldi.

"Arkamı izlemeye doydun mu bebeğim?" gözleri beni bulduğunda çarpan kalbim daha fazla çarptı. Dudaklarımı yalayarak bir şeyler söylemeye çalıştım ama nafile. Bu kadar fazla yakışıklı olmasaydı o küçük dilimi de yutmazdım sanırım!

"E - evet." sözlerim bir an şaşırmamı sağlarken, neden böyle bir şey söylediğimi anlamadım. Şimdi benim bir sapık olduğumu sanacaktı, Bay sinirli!

"Güzel o zaman gülüm, sen beni bol bol izle ki bende seni izleme hakkım doğsun."

Sakince söylediği sözler ile arabanın önüne bakıyordu. Yarı uyumuş bir şekilde açılmaya çalışan gözlerimle tekrardan baktım.

"Beni izleme hakkımı?" sorduğum soruyla daha da gülümserken ne dediğimi daha da idrak etti.

"Kendimi sana ve senin isteklerine göre ayarlıyorum."direksiyonu çevirerek yön değiştirdi.

"Bana mı? Neden?"

Belki saçma sorular soruyordum, bilemiyorum. Merak ettiğim onca şey vardı onun hakkında.

Beni yanlışıkla tanımıştı. Belki de bilerek. Hala o damgayı yemek ve üstümden escort kalkmasına da ayrı üzülüyordum.

Bakışlarım ona kayarken ön koltuğa geçtim ve kemerimi taktım. "Böyle daha iyi, seni görebilirim." yaptığım harekete tepki göstermeden söyledi.

Arabayı bir kaç dakika sonrasında yemek yenilen bir yere götürmüştü. Ormanın içinde ve hatta dağın üstünde bile sayılabilirdi.

Kapıdan çıktığında aynısını yaparak bende çıktım ve onu takip ettim. Üstümdekilerin farklı olmasına şaşırırken hızlıca yanına koştum.

"Kıyafetlerimi sen mi değiştirdin?"

Yukarıdan bakışları afallamama sebep olurken duraksadı ve düşündü. "Evet, fazla seksiydi." dedi içten bir nefes alarak." Keşke bebeğim, ilk günkü konuşmamızda teklifimi kabul etseydin."

Gözlerim fal taşı gibi açılırken hızlıca koluna vurdum." Sapıksın sen sapık!" yaptığım hareket ile kolunu okşarken üzülmüş numarası yaptı." Ah canım yanıyor, keşke Bade'm öpse."

Gözlerimi onsan çekerek sinirle içeri baktım. "Baden yok ama?" bakışları tekrardan önümde biterken eliyle çenemi kaldırdı.

"Nasıl yok, önümde değil mi?" sinirli yüzüm onun daha da gülmesine sebep olmuştu. "Doğru ya kalbimde olmalı.."

Atan kalbim beyaz elbisede beli olurken hafifçe yüzüne baktım, belki de attığını fark etmemişti.

Utangaç adımların yemek salonun bir köşesinde biterken dışarı çıktım ve dağın manzaralı olan yerinde oturdum. O ise minik adımları sakince takip edip sandalyeyi çekmiş ve oturmuştu.

"Bir kahvaltı ve çay olsun." gelen garsona içeriye adım atmadan söylemişti. Garson bakışlarıyla onaylayıp içeri girdi. Ben ona bakarken içten bir nefes aldım.

O büyük bedenini nasıl doyuruyordu bu adam? "Sen nasıl doyacaksın," dedim etrafa gözlerimi çekerken. "Sen yiyeceksin ben seni izleyeceğim."

Gözlerim onun bu sözüyle bulurken bakışlarımı masaya çektim. Nedense içimde utanma duygusu vardı ve ben bunun sebebini bilmiyordum.

"Neden benim yanımda maske takıyorsun?" ağzımdan çıkan cümle şaşırmasına sebep olurken bende aynısını yaşadım.

İstemsizce söylemiştim, onu ikinci görüşümdü, belki de üç, ama hep bir maske vardı. Yüzünü saklıyordu. Acaba katil miydi?

"Katil misin yoksa?" şişen kalbim ve vücudum aniden şahlanırken o tepkisizce durdu. "Değilim," dedi içten bir nefes alarak.

Yemek önümüze geldiğinde yemeye başladım. O ise beni izlerken konuştu." Sadece, beni bilmeni istemiyorum Bade." yemeğin yarısından da azını yiyebilmiştim.

"Neden?" önümden alınan yemek ile bana baktı tekrardan, mutsuz gözüküyordu nedense. "Gerçek beni bilmeni istemem, çünkü balım."

***

BİLİNMEYEN NUMARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin