14❅

10.8K 348 59
                                    

14,

Mert.

Mert

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonumu cebime attım ve hazırlanmaya koyuldum. Kısa tutuğum hazırlıktan sonra okula gitmenin benim için aslında ne kadar da zor olacağını fark ettim.

Bay Sinirli evine gittiğim günden beri binmek istemiyordum, otobüse. Sanırsam nefret etmiştim, otobüslerden..

Evden çıkarak gelmiş taksiye bindim. On dakika gibi kısa bir sürede varmıştık okula. "Seksen Türk Lirası." Şoför abiye parayı uzatıp taksiden çıktım.

Okulun girişi karşımda duruyordu ve ben heyecanlanmıyordum, telaşlanmıyordum.

Bay Sinirli: Okulun tek güzel kızı sensin, gülüm.

Bay Sinirli: Aman yan gözle bakan olursa, cezası neyse veririm ben.

Görüldü.

Telefonumu çantama atarak kantine gitmek istediğimi fark ettim Hala deli gibi yazan psikopat bir adam vardı hayatımda. Unutmak içinde her şeyi yapıyordum.. Belki de kahve içmek bana iyi gelebilecek tek şey olabilirdi.. "İkisi bir arada." dedim kantinci abiye. Bardağın içine dökmüş sıcak suyun kaynamasını beklemişti.

"Bade, sanırsam sensin?" başımı çevirdiğimde uzun saçlı adamla karşılaşmıştım. Gülümseyerek," Evet benim." dedim. İsmimi tam olarak nereden öğrendiğini anlayamamıştım.

"On iki Türk lirası." Kantinci abinin cümlesiyle cebimden çıkarttığım yirmi Türk lirasını vermeye çalıştığımda elimi itti ve yanımda ki adam parayı verdi.

"Üstü kalsın abi." Kantinci abi gülümserken şaşkınca ona bakmıştım.

"Neden böyle bir şey yaptın?"

Kahveyi sakince masaya götürmeye çalışmıştım. "İlk tanışmamızın kahvesini ben ödemek istedim." kare masanın etrafında ki sandalyeye otururken söylendi. Bende oturup kahveyi önüme çektim ve bir yudum aldım.

"Teşekkür ederim. Beni tanımana şaşırdım aslında. Daha ilk günüm, okulda." Başını salarken tebessüm etti. Yüzünde beliren gülümseme daha da çoğaldı.

"Biliyorum, öğrenci işlerine arada sırada uğrarım yüzünü oradan tanıdım."

Kısa konuşmamızın ardından aynı memleketten geldiğimizi öğrenmiştim. İsmini, okuduğu bölümü yarım saatlik konuşmamızın içine de katarsam.

Mert, esmer ve bir seksen boylarında uzun saçlı bir erkekti, konuşma tarzı ve karakteri dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Okulun ilk günü böyle birisiyle tanışacağımı hiç hayal etmezdim, aslında.

"Ben gidiyorum Bade, konuşmanı bana armağan ettiğin için teşekkür ederim." Gülümsedim ve bende onun gibi ayağa kalktım.

"Ne demek Mert Bey, sizde bana kahve ısmarladınız, iyi günler dilerim." başını sallayıp gülümsedi.

"İyi günler Bade." Onun gidişini izlerken boş bardağı çöpe attım ve telefonumdan gelen mesajı üsten okudum.

Bay Sinirli: Ne de tatlı çocukmuş dimi. Mert'çiğim.

Bay Sinirli: Hem sana kahvede ısmarlıyor.

Bay Sinirli: Ne kadar da centilmen bir erkek.

Bay Sinirli: O elleri kırıldığında sana kahve ısmarlayabilecek mi?

Bay Sinirli: Görelim.

Görüldü.

***

BİLİNMEYEN NUMARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin